Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
8/10 puan verdi
Queen S.
Üç yıllık serüvenin sonuna geldik! Herkese selam! Güzel bir serinin daha sonuna geldiğim için mutluyum, huzurluyum. Ama içimde bir burukluk yok değil. Kolay değil 3 yıl önce başladığım seriye (altı kitaplık) son noktayı bugün koydum. Bu kadar uzun sürede bitirmemin sebebi bazı kitapların stokta kalmamış olması vs. yoksa çoook önceden yalayıp yutmuştum seriyi:)İzin verirseniz önce yazarın kitaplarından sonra da kitap ve karakterlerinden bahsetmek istiyorum. Hazırsanız başlayalım... Yazarı, daha önce dizisini de izlemiş bulunduğum, Pretty Little Liars (Sevimli küçük yalancılar) serisinden tanıyorum. (Ama ergenlik leveline dayanamadığımdan serinin sadece ilk kitabını okuyabildim:) Yazar öyle çok muhteşem insan tasviri yapan, Dostoyevski, Tolstoy veya çok iyi bir hayal dünyasına sahip bir Tolkien değil tabii. Basit düzeyde gizem, gençlik kitapları yazan biri yazarımız. Bunu bilerek okumanız gerekiyor yani. Bu kulvarda ölçersek "okunulabilecek" bir yazar olduğunu söyleyebilirim. Bu serisi ise Pretty Little Liars'dan çok farklı. Neden mi? Hemen anlatıyorum:) Pretty Little Liars kitabında beş kişilik kız grubundan birinin kaybolduktan bir yıl sonra cesedinin bulunmasıyla geriye kalan dört kızın arkadaşlarının katilini aramasıyla başlıyor seri. Peki bu seri öyle mi? Bu serimizde ise birbirini daha önce görmemiş ikiz kardeşlerden birinin diğerini görmeye gitmesiyle başlıyor her şey. İkizinin öldürüldüğünü öğrenen Emma, bir yandan katili ararken diğer yandan kardeşinin yerine geçer ve dört aylığına ikiziymiş gibi davranır. Bakın ne kadar da farklı konular, değil mi? Bayılıyorum böyle 'yeni şeyler' deneyen yazarlara:) İzìn verirseniz şimdi de karakter analizi yapalım biraz kim kimdir kim ne değildir diye:) Sutton Mercer; İncelemeye 'Queen S.' (Kraliçe Sutton) ile başlamak istiyorum. Öldürülen ikizimizle yani. Suttoncuğum, öldürülmeni falan geçtim yanarım yanarım yaptığın tüm o kötülüklerin yanına kâr kalmasına yanarım:) Yav sen ki, arkadaşlarını korkutucam diye arabanı tren raylarının ortasına park etmiş insansın; sen ki erkek arkadaşın Thayer'a âşık olmana rağmen Garret ile 'takılan' birisin. Sen ki uğruna psikopatlıklar yapılan, herkesin grubuna girmek için birbirlerini öldürdüğü bir patronsun.Sen 'o da olsun şu da olsun' deyip ana karnından çıktığın günden ölene kadar insanların burnundan getirdin. Sonra bi öldün, mübarek insanların kendilerini senin uğruna bi kurban etmedikleri kaldı. Vallahi aslında çok şanslı bir insandın ama öldüğün gün... hayatın boyunca görmediğin insanları gördün, duymadıklarını duydun. Aslında senin o gün yaşadıklarından sonra öldürülmen değil, kendi kendini jiletlemen gerekiyordu:)) Spoi olmasın diye anlatmayacağım ama şu kadarını söyliyim dünyanın en şanslı insanıydın. Öldüğün gün hariç:) Her ne kadar sövsem de beğendiğim yönleri de yok değil:)Giyinmesini bilen, ders çalışmanın ne demek olduğunu bilmeyen, erkeklerin kapısında paspas olduğu bir karakter Sutton. İnsanlar gak dese yapıyor guk dese yapıyor. Sutton reisden bu konuda ders almamız lazım. Senin gibisi bir daha gelmedi, gelmeyecek. Rahat uyu mezarında. Emma Mercer; Emmacığım tatlım her ne kadar sana kızsam da seninle gurur duyuyorum. Kardeşinin öldürüldüğünü öğrendiğin andan itibaren canını dişine taktın ve hayatın pahasına çabaladın. Senin yerinde bir başkası olsaydı ya ühühühüh yapıp kaçardı ya tımarhaneye giderdi ya da uçurumdan falan atlardı. Afferin kız sana. Gurur duydum senle. Her ne kadar katil gözünün önünde olmasına -ki ben ilk kitapta hemen buluvermiştim katili:/ rağmen senin inatla altı kitap boyunca didinmen ve üstüne üstlük Thayer gibi bir 'taş' varken senin gidip o sümüklü Ethan'a yapışmana ne demeli? Çocuk (Thayer) zaten seni Sutton sanıyor, e âşık da, çantada keklik yani. Sen ne yaptın? Ne idüğü belirsiz heriflere gittin. Vallahi sonunda hiç acımadım sana. Sen Allahın özene bezene yarattığına burun kıvırırsan aha da böyle çarpılırsın. Kızım sen Sutton'un kardeşisin. Hem de ikiz kardeşi! Alooo... onun evi senin de evin, onun ailesi, arkadaşları aynı zamanda da senin. Ay bu ne rüküşlük? Kitapların kapağında fotoğrafını görmesem (kapak tasarımı da harika bu arada) vallahi kardeş olduğunuza inanmazdım. Her ne kadar saflığına, salaklığına dayanamayıp bileklerime kolonya dökme ihtiyacı hissettirsen de; her ne kadar Prada, Stella Mccartney gibi markaları bırakıp ikinci el bit pazarından aldığın şeyleri giydiğin için kitabın sayfalarını yırtmak istesem de... senin yerin cesaretinden ötürü bende hep ayrı olacak bebeğim... Thayer Vega; Hah işte geldik Tanrıçama! Yaşama sebebim oldun benim Thayer! (Ve elbette ki seriye devam etme sebebim) Serinin üçüncü kitabında olaya dahil oldun, hiiih o nasıl bir dahil olmaktır. Bir gece odam kapkaranlıkken bir anda karşımda belirdiğini hayal ediyorum da... neyse devamını getirmiyim:D Evet nerede kalmıştık? Hah işte senin gibi bir Tanrıçanın tabiiki de Sutton gibi biriyle olması gerekiyordu. Aksini düşünemiyorum bile. Siz ikinizin el ele verip dünyaya hükmetmeniz gerekiyordu. Dünyanın Escobar'ı falan olmanız gerekiyordu. Eee ne oldu peki? Sen alkolden dolayı tedavi görmek için şehir dışına gittin. Sutton da sen gittin diye hemen hoop başka erkeğe koştu. Ondan sonra ne oldu? Ona senden başkasının yâr olmayacağını anladı 'Ühüh ben Thayer'ı istiyorum' diye zırlayıp tıpış tıpış sana döndü. Sen ne yaptın? Ah gariban saf âşığım benim. En iyisi sen Sutton'u bırak bana gel. Ben seni daha çok hak ediyorum:) Ethan Landry; Hah şimdi de şu sümsüğe geldi sıra ama inceleyesim gelmiyor. Sümüklünün teki işte. Sıradaki! Garret; Soyadını hatırlayamadığım sarı bomba:) seni de unutmadım. Vallahi iyi hoş çocuktun bazı hareketlerini onaylamasam da. Seni de harcadılar be çocuğum:( Sutton Thayer boşluğunu seninle kapatayım dedi sen de tutuldun kıza. Sana tekmeyi vurmaya çalıştı ama ömrü yetmedi rahmetlinin. Sonra Emma rahmetlinin yerine geçince, e sen de kızın tipi olmayınca, ondan da bi tekme yedin. Ah be sen bu tiple bu parayla bunları yaşayacak çocuk muydun yav? Vallahi içim kan ağladı Emma (yani Sutton) seni öylece bırakıp camdan atlayınca:) Ama kabul et sen de senden ayrıldı diye az çektirmedin kıza. Ne kötülükler yaptın gariban Emma'ya. Vallahi Sutton yılanıyla evlenseydin beraber ne kötülükler yapardınız hayal bile edemiyorum. Neyse çok da uzatmayayım sonuçta evli evine köylü köyüne oldu. Herkes mutlu olur umarım... Arkadaşlar inceleme bu kadardı. Dediğim gibi uzun bir süreç oldu benim için ve haliyle karakterler artık akrabam gibi bir şey olduğundan inceleme yapma ihtiyacı duydum. Altı kitaplık bir seri daha bitti. Nice nice serilere hep beraber. Mutlu ve huzurlu okumalar...
Cennette Yedi Dakika
Cennette Yedi DakikaSara Shepard · Martı Yayınları · 2020214 okunma
··
510 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.