Gönderi

310 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
#Okudum #KitapYorum #İncirKuşları #SinanAkyüz #Roman #307sayfa #AlfaYayınları Merhaba arkadaşlar, ‍️ Bugün size Sinan Akyüz'e ait İncir Kuşları isimli romanı tanıtmaya çalışacağım. Yazara ait okuduğum ikinci kitabı. İlki Elveda Aşktı. Aldığım ruh ve kalp doygunluğu sayesinde devamı olan pek çok romanı da okumayı düşünüyorum. Akyüz'ün kalemi, cümleleri, kullandığı yürekçe dili okuyucuyu sıkmıyor, yormuyor, anlama boşluğu bırakmıyor. Bazı kitaplar, insana evindeymiş hissi, rahatlığı yaşatıyor. Hiçbir duygunun yabancısı değilmişcesne düzgün bir çizgide yol almanın konforunu hissediyorsunuz...Sinan Akyüz, sitili, rengi bu özellikleri barındırıyor. Bence yazarlar okuyucunun kitap bitimine kadar yol arkadaşları. Seçim okuyucunun dünya görüşüne, kabulleniş, kalp ve beyin onayına bağlı. Bu tasdiki almış olmanın huzuruyla şimdi romanı inceleyelim. İncir Kuşları romanının özetini aktarmak çok güç. Bosna Savaşını okurken, kalbim, beynim ruhum insanlığım bir kara delik olsada kaybolsa, hiç bu olaylara tanık olmasa, ortağı olduğum seyre dalmasa, bu pervasız göz yumuşta o tarihi okuyup bilmese demekten kendimi alamadım. Savaşın kanlı ellerini, çirkin yüzünü gıyabında tanımak bile yetti kahır dolu bir kalbin sahibi olmaya. Anne tarafı Bosnalı biri olarak bir kat daha canımın yandığını söylemeliyim. Balkan topraklarında yakın geçmişte sırf Müslüman oldukları için katledilen, tecavüz edilen ve toplu mezarlara gömülen binlerce Boşnak Müslümanın soykırımına tanık olduğunuz gerçekleri okuyorsunuz. Yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada’nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor. Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez bu denli yalın ve tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor… Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada’nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Kitap aşkın içinde “savaşı ve şiddeti”, savaşın içinde de “aşkı ve inancı” ustalıkla harmanlıyor. Tarih 6 Nisan 1992’yi gösterirken bir bomba düşer beyaz zambakların açtığı yüreklere. Suada bir tüy misali savaşın sürüklediği Çentik kucaklarına, kamplara, çatısı olmayan evlere tüm acımasızlığıyla kanlı yağmurların balçığında sürüklendi... Ben kitap bitiminde yorgun, kırgın, çaresiz ve üzgündüm. Tarihi aşk, inanç, gerçekler ve hüznün ışığında öğrenmek isteyen tüm okuyucular kitabın kaderine ortak olacaklardır. Şimdi yürekte kalan ayak izleri alıntılar, Evet, gerçeği itiraf etmek gerekirse bu bir savaş değildi. Kadınlar hiçbir savaşta bu kadar mağdur edilmemişti. Bu bir soykırımdı ve bu soykırımda Müslüman Boşnakların soyları tecavüzlerle dönüştürülmeye çalışılıyordu. Bu savaşın ne yazık ki en acı tarafı da buydu. (say. 249) Aslında hepimiz öldürülmüştük. Sadece bedenlerimiz henüz toprağa gömülü değildi. (say. 254) Birleşmiş Milletler bu soykırımda Boşnakların yaşadıkları trajediye neden seyirci kaldı? Yoksa Birleşmiş Milletler, içinde Müslüman devletleri de barındıran bir Hıristiyan topluluğu mu!? (say. 304) Sırplar, Birinci Kosova Savaşı'nın intikamını Boşnaklardan almak isteyecekler. Yıllardır bunun hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. (say. 53) 1992_1995 yılları arasında Bosna 'da yaşanan bu soykırımda yüz binin üzerinde Müslüman Boşnak öldürüldü. Otuz ila elli bin arasında da Boşnak kadına ve genç kıza Sırp güçleri tarafından sistematik olarak tecavüz edildiği ortaya çıktı. (say. 304) "Rus dostlarımız bu haklı savaşımızda bizi yalnız bırakmadılar," dedi General Borislav. "Tabii ki bir de Yunanlı dostlarımızı unutmamak gerekiyor. Yunanistan 'dan kara yoluyla, Rusya ve Ukrayna' dan Tuna yoluyla gelen petrol ve diğer yardımlar bu savaşta nefes almanızı sağlıyor." (say. 189) Boşnaklar bugün hala ayakta durabiliyorsa bunu Süleyman Demirel'e borçludur. " Demirel, PKK'dan ele geçirilen silahlar tükenir tükenmez, bu sefer gidip İran'ın, Pakistan'ın ve Malezya'nın kapısını çaldı. Onlardan Boşnaklar için silah istedi. Malezya bilgisayar ve teknik, Pakistan roket, İran da silah yardımında bulundu." Aliya İzzetbegoviç iyi bir lider değil, ama çok iyi bir bilge. (say. 56) Sırplar Boşnaklar için ölümü bile zorlaştırmıştı. Boşnak erkeklerini öldürmeden önce çeşitli işkencelere tabi tutuyorlar, gözlerinin önlerinde kadınlarına tecavüz ediyorlardı. Kimi zaman da bir tabancayı esir Boşnakların ellerine tutuştırup zorla Rus ruleti oynatıyorlardı. ( say. 150) Daha neler neler... Bu alıntıları denizde kum tanesi sayın...
İncir Kuşları 
İncir Kuşları Sinan Akyüz · Alfa Yayınları · 201726.5k okunma
·
204 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.