Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

592 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Felsefe tarihinin kısa bir özeti
Norveç doğumlu yazar
Jostein Gaarder
Jostein Gaarder
on yıl boyunca felsefe ve edebiyat öğretmenliği yapmış ve çocuklara felsefeyi sevdirerek öğretebilecek kitap sayısının çok az olduğunu düşünerek böyle bir kitabı kaleme almış. Yazarın eğitim alanı Avrupa felsefesi tarihi olduğu için kitabında sadece Avrupa'yı etkisi altına alabilmiş filozof ve düşünürlerden bahsetmiştir. Kapakta Felsefe tarihi üzerine bir roman diyerek Doğu ve Asya felsefe mitlerini de bulabileceğinizi düşünürseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Kitap 15. yaş günü yaklaşan Sofie adındaki genç kızın posta kutusuna gizemli bir adam tarafından bırakılan "Kimsin sen?" yazılı bir kart bulması ve bundan hareketle felsefe tarihinde yanıtlanmış olan tüm sorulara cevap aramasını konu alır. Yazar bir yandan felsefe tarihi üzerine yoğunlaşırken bir yandan da hikaye ile süsler anlatısını ve böylece tam sıkılmaya başlarken hikaye birden gerçek yaşama döner ve biraz kafamızın dağılmasını sağlar. Felsefeyi çocuklara sevdirmek amacı ile kitap kaleme alındığından yazarın dili çok sade ve karmaşık konularda örnekler araya serpiştirerek zihnimize kazır felsefi terimleri. Kitap felsefeye sil baştan bir şekilde önce kimsin sen? ya da evrenin bir sonu var mı? gibi sorusu basit, cevabı zor felsefi kavramlarla başlar. Hatta tavşan ve silindir şapka örnekleri ile konuya açıklık getirmeye çalışır. Sonra felsefenin doğduğu topraklara Antik Yunanistan'a giriş yaparak çağın en önemli 3 filozofu ile felsefe tarihine giriş yapmış olur. Bu 3 filozof kimdir peki? 1)Sokrates: Epistemoloji ya da bilgi felsefesinin öncüsü sayılabilir kendisi. Daha çok bilginin doğası gibi konularla ilgilendiğinden düşüncelerini yazıya dökmek yerine Atina sokaklarında halk ile sohbet ederek bilgiyi herkesle paylaşabilme cömertliğinde bulunmuştur ve bu yüzden günümüze hiç bir yazısı ulaşmamıştır. Öğrencisi
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
tarafından düşünceleri kaleme alınmıştır. 2)
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
: Özellikle bundan 2400 yıl önce kadınların erkeklerle aynı eşit haklara sahip olmasını savunan kişi olur kendisi. Hatta devlet işlerinde kadının daha önemli rollerde çalışmasını çünkü şehir devletinin akla dayanarak yönetilmesi gerektiğini savunarak kadınların da erkeklerle aynı eğitimi almaları gerektiğini söylemişti. Ayrıca adil bir devlet ütopyası fikrini de ilk ortaya atan kişidir kendisi. 3)
Aristoteles
Aristoteles
: Aristoteles hocaları Platon ve Sokrates gibi insanın duyu ve davranışları yerine doğa bilimini araştırmıştır ve Avrupa'nın ilk büyük biyoloğu olmuştur böylece. Ancak hocası Platon'un tersine Aristo kadınları erkeğin tamamlanmamış hali olarak görüyordu ve önemli mertebelerde bulunmalarının riskli olduğunu düşünüyordu. Ortaçağa kadar Avrupa'nın en büyük filozoflarında ilk sıralarda gösteriliyordu. Bu üç filozof hakkında bilerek kısa kısa bahsettim çünkü felsefe onlar sayesinde günümüzde bu kadar popüler bir uğraş alanı oldu diyebiliriz. Çünkü felsefenin gelişimi hep şu şekilde olmuştur; birisi ortaya bir teori atar, bir başkası o teoriden beslenerek bir ileri seviyeye götürüp kendi fikrini ve teorisini oluşturur ve empirizm ile (deneycilik) bunu kanıtlamaya çabalar. Yani felsefe hep deneme yanılma ile bütünleşip gelişmiştir. Mesela orta çağda benimsenmiş kabul görmüş bir teori Aydınlanma çağında eski geçerliliğini kaybedebilir, çünkü zaman hiç durmadan akar gider ve bu diyalektik de dediğimiz dilin yapısını ve kültürel faktörlerin her geçen gün daha da gelişip yenilenmesi ile her yeni çağ kendi filozofunu yetiştirecektir. Antik çağdan üç kutsal kitabın doğuşuna geçiyoruz ve Hristiyanlık, İslamiyet ve Musevilik dininin ortaya çıkması ile birlikte felsefe de insan ve doğadan Tanrı ve insana doğru bir evrimleşme sürecine dönüyor. Tin ya da teoloji de dediğimiz ilahiyat dalları ve kiliselerin, camilerin, ya da sinagogların insan ve toplum içerisindeki önemi artmış bulunuyor. Rönesans dan ortaçağ'a gelindiğinde dinin yine yanlış insanların eline geçtiğinde nasıl tehlikeli olabildiğine tanık oluyoruz. Çagının ötesinde yaşamış İtalyan astronom, matematikçi, filozof
Galileo Galilei
Galileo Galilei
güneş merkezciliği ve Kopernikçiliği yaşadığı dönemde daha çok dünya merkezcilik ve Tycho sistemi yaygın olduğu için tartışma konusu olmuştur. Hatta yazmış olduğu kitabı "İki Ana Dünya Sistemi Üzerine Diyalog" Papa 8. Urban'a bir saldırı olarak görülmüş çünkü o çağda dogmatik düşünceler batıl inançlar gibi insanların zihninde mesken tutmuştu ve Galile astronom konusunda ki ampirizm ile tüm tabuları yıktığından dindarların hedefi olmuş ve yazdıklarından caydırılarak ev hapsine mahkûm edilmişti. Aynı şekilde
Isaac Newton
Isaac Newton
ve
Nicolaus Copernicus
Nicolaus Copernicus
'de astronomi hakkındaki teorilerinden dolayı kilise tarafından baskı altında tutulmuşlardı. Kitap aslında ortaçağa kadar akıcı giderken
René Descartes
René Descartes
ve
Baruch Spinoza
Baruch Spinoza
ile Rasyonalizm yani akılcılıkla felsefeye başka dallar kazandıran iki filozofun teorilerinde kitap akıcılığını kaybediyor. Çünkü Descartes Antik Yunan çağı filozoflarından itibaren felsefenin bütün konularını toparlayıp rasyonalizme bağlayan ilk filozof ve kartezyenler ile zihin beden ikilemi hakkında da görüşleri çok daha derin konuları irdelemesi yüzünden hali ile düşünce biçimini kavramak çok zor. Zaten Descartes'den etkilenen bir başka rasyonalist
Baruch Spinoza
Baruch Spinoza
; Aydınlanmanın erken dönem düşünürlerinden olan, evren ve kişi hakkında modern görüşler ortaya sürerek öncü ahit eleştirileri yapmış ve zamanla 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Dekart'ın fikirlerinden etkilenen Spinoza, Hollanda Altın Çağının önde gelen bir filozofu olmuştur. Ayrıca
Etika
Etika
kitabını okumuştum. Kitabı öldükten sonra piyasaya sürülmüş çünkü Spinoza, insanların kitabı anlamayacaklarını, hali ile Ateistlik ile yargılanacağını bilecek kadar tanımış çağının insanlarını. Daha sonra Spinoza ve Descartes'in görüşlerine kısmen uymayan üç İngiliz filozof çıktı ortaya. Bunlar
John Locke
John Locke
,
David Hume
David Hume
ve
George Berkeley
George Berkeley
idi. Bunlar rasyonalizm yani akılcılıktan çok ampirizm ile bireyciliği değil maddenin doğasını, tinsel ve açıklayıcı bir yönteme inanıyorlardı. Bu yüzden deney yolu ile kanıtlanmamış hiçbir şeyin benimsenmemesi gerektiğini savunuyorlardı. İncelemeleri varlık, varoluş, evrensel, özellik, ilişki, sebep, uzay, zaman, tanrı, olay gibi kavramlar üzerinedir. Özellikle
John Locke
John Locke
'nin An Essay Concerning Human Understanding' (İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme) kitabını okumanızı şiddetle öneririm. Ortaçağın kapanması ile Aydınlanma çağı başlıyor ve bu çağ özellikle filozofların altın çağı diyebiliriz. Günümüzün bir çok teknolojik gelişmeleri özellikle bu çağda ortaya atılan tez ve teorilerin geliştirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Felsefe tarihinin anlaşılması en güç adamı olan Alman filozof
Immanuel Kant
Immanuel Kant
'da hemen bu çağda yaşamıştır. Felsefeye bir çok kavram kazandırmıştır kendisi. Hepsinden kısa kısa bahsedip yazıyı daha da uzatmak istemiyorum ancak Arı Usun Eleştirisi kitabına bir göz atmanızı tavsiye ederim tabii ileri düzey felsefe birikimi istiyor. Zaten Kant'ı anladığınızda göreceksiniz günümüzde ki neredeyse tüm felsefe dallarında onun fikir ve görüşlerinden biraz pay var. Aydınlanma çağından sonra romantik çağ ve XIX. yüzyıl geliyor. Artık bu çağda felsefe yeni bir kavram ile tanışıyor= Varoluşçuluk. Her ne kadar öncüsü
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
olsa da asıl ilk ortaya atan kişi
Soren Kierkegaard
Soren Kierkegaard
'dır. Peki nedir bu varoluşçuluk? Kısaca felsefi düşüncenin salt düşünen özne ile değil eyleyen, duyumsayan, yaşayan bir birey olarak insan öznesi ile başladığı inancını paylaşan belli başlı Avrupalı filozofların çalışmalarına karşılık gelen terim diyebiliriz. Bu konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz yine Sartre'nin
Varlık ve Hiçlik
Varlık ve Hiçlik
kitabını önerebilirim. Ayrıca yazar
Karl Marx
Karl Marx
,
Charles Darwin
Charles Darwin
ve
Sigmund Freud
Sigmund Freud
hakkında da kısa kısa özet niteliğinde bilgiler vermiş. Ancak özellikle Darwin'in
Türlerin Kökeni
Türlerin Kökeni
hakkındaki kitabını sanırım ya tam anlayamamış ya da kullandığı yetersiz kaynaktan ötürü tam açıklayamamış. Benim okuduğum kitap ile burada bahsedilen kitap arasında dağlar kadar fark vardı. Darwin kitap da evrimsel biyolojinin temelini oluşturuyor ve nereden geldiğimiz sorusuna "Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara-geçiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır... Bunların yaşamış olduklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında bulunabilir." diye cevap vermiş ancak yazar ısrarla Darwin'in Beagle adlı gemisi ile kıtaları gezip topladığı hayvanlardan örnekler alarak insanların genleri ile karşılaştırma yaptığını söylüyor. Ayrıca son olarak finalde Big Bang teorisi ile yazar felsefe konusunu kapatıyor. O bölümlerde ise gezegenler arası mesafenin ışık yılı olarak ölçüldüğünden bahsetmiş ve dünyanın yaşından evren ve yıldızların yaşı hakkında teorik güncel bilgiler ile kapanış yapmış. Aklıma oraları okurken
Albert Einstein
Albert Einstein
'ın bilim dünyasında yeni bir çığır açan kütle-enerji denkliği formülü E = mc2 geldi. Kip Thorne ve "Yıldızlararası" filminde de işlenmişti bu konu. İnsan gerçekten solucan deliğindeki gezegenlere ulaşabilirse zaman kavramını yenebilir mi? O teknolojiye sahip olduktan sonra solucandeliğindeki bir gezegende bir gün geçirip geri dünyaya döndüğümüzde 100 yıla yakın zaman geçirmiş olabilir miyiz? Hayali bile ürpertiyor bu düşüncenin. Aslında
Carl Sagan
Carl Sagan
,
Kozmos - Evrenin ve Yaşamın Sırları
Kozmos - Evrenin ve Yaşamın Sırları
kitabında izafiyet teorisi ile bunun mümkün kılınabilir temellerini araştırmış ancak sanırım yeterince şeyden bahsettim, parmaklarım yoruldu yoksa kitap içinden altını çizdiğim bir çok alıntı vardı onu da başka zaman yazarım artık..
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,8bin okunma
··1 alıntı·
1.698 görüntüleme
Aylin Özdemir okurunun profil resmi
Kitabı en son üniversitede okurken okumuştum. O kadar güzel ve açıklayıcı anlatmışsınızki emeğinize sağlık
Harun Gülle okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim, teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.