Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hz. Peygamber'i Yeniden Düşünmek
Hz. Peygamber'i Yeniden Düşünmek
Hz. Peygamberi Yeniden Düşünmek “Senin adınla olur cümle işim ha bire Senin adınla konur na’şım kabire” Evvelim Senden, ahirim Sana; Bidayetim Senden, nihayetim Sana. Ve her ne bahşetmişsen katından bana Her şey Sendendir, Seninledir, Sanadır. İhtiyarım, iltifatım daim Senden yanadır. S.12 Sevgi imanın nabzıdır, nefret imanın kabzıdır. S.17 Fahreddin er-Razi merhum diyor ki: “Bir müminin başka bir mümin kardeşinin başına gelen bir sıkıntıdan dolayı üzülmesi, salih bir insan olmanın asgari standardıdır.” S.17 Sünnet Kur'an'ı anlamaya dair usulün çekirdeğidir. Sünnet Kur'an'ın anlaşılmasında bizzat Allah tarafından inşa edilmiş bir yoldur. Sünnetten sapan Kur'an'dan sapar. S.31 Mustafa Sabri Efendi, Osmanlı'nın son şeyhülislamı der ki: “Teşkilatlı batıl, teşkilatsız Hakka galebe çalar.” Yani yüksek mefkureler büyük mütefekkirlerle, büyük mütefekkirler de maziden atiye uzanan köklü müesseselerle yaşar. S.35 Peygamber vahiy ile anlamlı”; vahiy ise peygamber olmadan anlamsızdır. Bundan dolayı tarih boyunca -Hz. Nuh ve Hz. Harun örneğinde olduğu gibi- kitabı olmayan bir peygamber görebilirsiniz, ama peygamberi olmayan bir kitap asla... S.39 Vahiy peygamberle bir yola/sünnete, sünnetle de bir geleneğe dönüşür. Bir şeyin dünden bugüne gelebilmesi için "gelenek” olması şarttır. Geleneği olmayanın geleceği hayaldir. İstikbal köklerdedir. S.40 Pirincin içindeki siyah taşları ayıklamak kolaydır. Ama pirincin içindeki beyaz taşlar, asıl dişimizi kıran bunlar. S.44 Peygamber-i Zişan Efendimiz'dir peygamberlikten önce de o, sıdk sıfatıyla “Sâdık’tı, emanet sifatı ile “Emîn”di, ismet sıfatı ile “Masum”du, fetanet sıfatı ile “Fatîn”di. S.51 Kur'an'da münafıkların namaza kalkarken tembel tembel kalktıkları bildiriliyor. (Nisa, 142) S.56 İnsanın kalbi katılaştı mı taşlara taş çıkartır. S.58 Seversen ararsın, arasan bulursun Sevmeden arasan ve bulsan; o, bulmak sayılmaz, o sadece bir tesadüf etmeden ibarettir. Çünkü neyi aradığını bilmeyen aradığını bulsa da bulduğunu hiçbir zaman anlayamaz. S.62 Marifet olmadan muhabbet, muhabbet olmadan da vuslat muhaldir. S.67 Hedef, yolda olmak değil; hedef, yolda ölmektir. S.79 Bizim Yunus diyor ki: “Kem dürur yoksulluktan nicelerin varlığı Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı...” S.80 Zalimlerin okları her daim mazlumları gösterir. S.84 “Bir mevta musallaya konur.” diyor Peygamberimiz ve “Eğer 40 mümin, hakikaten, kalben ondan razı olursa, Allah onun özel kusurlarından dolayı ona azap etmekten haya eder.” Böyle buyurmuş Efendimiz. Yani 40 mümini, hakiki manada kendisinden razı edecek erdem ve ahlakta hayat sürmek, bir insanın ahiret sigortasıdır. S.99 İnsanın şahsiyeti kulaktan çok gözle beslenir. S.115 İnsan kendini bildi mi, Rabbini bilir. Rabbini bildiğinde haddini bilir. S.157 Yunus Emre der ki; Gezmek gerek her yeri bulmak için bir eri Sarraf bilir cevheri herkes bilesi değil Bir pınarın başına kapalı testi kona Kırk yıl orada dursa kendi dolası değil Sohbetle parlar iman, talip kazanır irfan İnsanı arif yapan, tacı, hırkası değil S.165 Kâdı Burhaneddin diyor ki: “Özünü eş-Şeyh gören serdar olur, Ene'l hak dava kılan berdâr olur, Er odur ki hak yoluna baş oynaya, Döşekte ölen yiğit murdar olur.” S.178 Derler ki: “Edeb kelimesi Arapçada üç harften oluşur: Elif, dâl ve be... Elif eline, dâl diline, be de beline sahip olman demektir.” S.184 “Ka'be bünyad-ı Halil-i Azerest; Dil nazargâh-ı celîl-i ekberest" Kâbe Azer'in oğlu İbrahim'in (as) binası ama gönül ise Yüce Allah’ın nazargahı'dır S.247
·
229 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.