Gönderi

140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dünyanın dört bir tarafında muhabirlik yaparak kendinden kaçmaya çalışan bir adamın hikayesi bu. Ne kadar kaçabildiği, ne kadar kalabildiği kitabın konusu. Ve karakterle neredeyse paralel çizgide anlatılmış, yazarın kişilik kazandırdığı bir şehrin, Saraybosna’nın savaş altındaki hikayesi, bu kaçışın düğüm noktası. Joaquim tüm hayatı, deliliğin sınırlarında yaşayan annesinin yüzünden, mutsuz ve sevgisiz babasının hatırasından, intihar eden kızkardeşinin hayaletinden, en çok da kendinden kaçarak geçirmiş bir adam. Köşeyi dönünce kendiyle karşılaşacağı her yerde yolunu değiştirerek yaşamış biri. En önemlisi geçmişi düşünmemek; çünkü düşünmek düşmek demek, düşmek ölmek. Ve yıllar sonra mecburen döndüğü Saraybosna’daki insanların hallerine benziyor onun yaşamı. Onlar da hayatta kalmak için, keskin nişancıların gözlediği caddelerde hangi kenar kıvrımına dikkat etmeleri, hangi kavşaktan hangi duvara kaç adım atmaları gerektiğini hesaplayarak yaşıyorlar. Joaquim de tıpkı doğduğu şehir Saraybosna gibi..Yıkık, ama ayakta kalmaya çalışan.. Havan topları altında sokağa çıkmanın, ekmek almaya gitmenin, ölüm her an her yerdeyken bir kadının saçını boyamasının bile direnişe dönüşmesi..Yaşamın, ölümü alt edeceğine duyulan haklı inanç..Ve tüm bunların ortasında, aslında tek ihtiyaçları bir güzelliği bulmakmışçasına yapmaya çalıştıkları hüzünlü bir güzellik yarışması.. Kitabın sonunda düğümlerin çözülüp çözülmediğini düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Tıpkı
Milan Kundera
Milan Kundera
’nın
Bilmemek
Bilmemek
kitabındaki gibi..Aslında diyorsunuz, hayatın kendisi zaten bir düğüm değil mi, biz çözmeye çalıştıkça iç içe geçen, kenetlenen, biz hiç farkında bile değilken rotamızı değiştiren karmaşık ilişkiler, duygular yığını değil mi? Ve sadelik tam da bu karmaşanın elimize tutuşturduğu bir şey değil mi? Belki de yazar tam da bu yüzden, bir çile rengarenk, birbirine geçmiş ipi karanlığın içinde elimize tutuşturuyor. Çöz diyor düğümü, ala al, mora mor, ayır tüm renkleri. Gözümüz karanlıktan başka bir şey seçemiyor. Ama biliyoruz, ellerimizdekinin rengarenk olduğunu. Hüzünlü, ama hüznüne değecek bir kitap bu. Çok başarılı bir kurgu. Derinlik kazandırılmış bir karakter. Zamanda gitgellerle örülen, kitaba hem ritmini, hem gizemini, hem de katmanlı bir anlatım biçimini kusursuz uygulama şansını kazandırmış bir anlatım. Ben çok sevdim. Daha çok okunsun, ne çok isterim. Keyifli okumalar..
Miss Sarajevo Veya Kendinden Kaçan Bir Adam
Miss Sarajevo Veya Kendinden Kaçan Bir AdamIngrid Thobois · SaltOkur · 202118 okunma
·
983 görüntüleme
Emel Keleş okurunun profil resmi
Şu kitabı koca platformda 9 kişi okumuş. 2 puan veren var. Çok acayip. Yüzeysel yazınlara alışmış okurların yaptığı puanlamaların, kimi kitaplara yaptığı haksızlığı görünce üzülüyorum açıkçası.
Miheme okurunun profil resmi
Elinize sağlık sayenizde hiç ismini duymadığım romanlar ve çok güzel incelemelerini okuyup okuyacaklar listeme ekliyorum. Teşekkür ediyorum :)
Emel Keleş okurunun profil resmi
Her birimiz diğerini yeni kitaplar ve yazarlarla tanıştırıyor. Ne mutlu bize.🌸🌺
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.