MÜSLÜMAN KALARAK YENİLENMEK / Hayri KırbaşoğluBenim gibi temel ilgi alanlarından biri ilahiyat ve din sosyolojisi olanlar için hazine gibi bir yapıt.
Doğu’nun, daha dar bir tanımlamayla İslam dünyasının en ciddi sıkıntılarından biri Batı’ya nazaran değişime daha kapalı olmasıdır. Kimi yazarlarca bunun temel sebebi olarak bizatihi İslam gösterilir. Ta Ernest Renan’dan beri özellikle Avrupa’da “İslam terakkiye mânidir.” denilerek müslüman toplumların gelişmesinin mümkün olmadığı neredeyse bir slogana dönüştürülmüştür.
İslam dünyasında bir grup aydın bu tezi desteklerken, bir diğer grupsa İslam’ın değil, İslam’ı yorum biçimimizin gelişmemiz önündeki ciddi bir engel olduğunu iddia edegelmişlerdir. Bir diğer grupsa İslam’ın 7. yüzyıldaki hâliyle yaşanması gerektiğini savunarak donmuş bir din yorumunun sözcülüğünü yapar.
İşte bu kitapta yazar, müslüman kalarak yenilenmek için klasik yöntemlerden yararlanılarak yeni çareler ortaya koymanın ve günümüz meselelerine Müslümanca meydan okumanın yöntemlerini ele almaktadır. İslam’ın donmuş bir din olmadığını, ihtiva ettiği prensipler sayesinde büyük oranda çağa adapte edilebileceğini, sorunun din değil, dini kavrayış biçimimiz olduğunu ileri sürer. Tarihsel yorum metoduyla Kur’an’da geçen pek çok kavramın lafzen değil, sosyal-tarihsel şartlar gözetilerek yorumlanması gerektiğini iddia eder. Böylece dini donmuş, tatsız, renksiz, bölgesel ve tarihsel olmaktan kurtarıp evrensel, ebedi, hayatla uyumlu ve yaşanabilir bir forma sokar.
Bence mutlaka okunması, hatta din yorum konusunda başucu kitabı olması gereken bir eser niteliğinde. Okuduktan sonra modern yaşam ile din arasında çelişkilerin öyle gözde büyütüldüğü kadar çok olmadığını kavramaya başlayacaksınız.