…
Düşündün mü sen de bu akşam üzeri sevgilim
Güneş son ışıklarını saçarken
Gerilmiş yay çizen kaşlarına düşüşünü
Ben düşündüm
Alnında yoğun duyguların ifadesi var
Ve tüm çehrenin ayak uyduruşu
Dudakların da dünden kalan bir göz yaşı tuzu
Tüm acılarını tatlandırmış
Ben hâlâ düşünüyorum sevgilim
Bu kaçıncı batan güneş bu kaçıncı gündönümü
Bu seni düşünürken geçirdiğim kaçıncı soğuk mevsim
Hiç değemedim sıcak alnına
Hiç buluşamdı ıslak buselerimiz
Hiç aşık olmadı ruhum yağmur sonrası toprak kokusuna
Ne büyük eksiklik değil mi?
Eksilmek:
Sayısız kader yolu çizen saçlarından bir tanesinde kırılmak gibi
Kırıldığım yer senden ırak düştüğüm puslu bir karanlık
Heyuladan bir ağ örülmüş
Korkularım baş gösterirken ay aydınlığı bir sima
Sanırım kaderim başka bir ülkeye sürgün sonsuz bir derya
Kırık bir kayık oluyorsun bu sefer bana
Altından bir kumaşla yamıyorum kan sızan yerlerimi
Azgın dalgalardan kurtuldum sevgilim
Issıs susuşlarından kurtulamadığım bir ada
Bugün benim adım Hay bin Yakzan
Bugün benim adım Robinson
Bugün ben tanrıdan ayrı düşen Adem ile Havva
Arayışlarımız ortak bir ütopya
Onlar belki ulaştılar tanrıya
Ben de ulaştım
Sana ulaşmak tanrıya ulaşmaktır Sevgilim
Tüm inançları yerle bir ettim
Tüm kaderleri gördüm bir anlığına da olsa
Yalnız seni göremedim sevgilim
Işıksız ruhum aydınlandı nurunla
Gözlerim yolunu kaybetmiş bir sefil âmâ
Sesim ölmek üzere olan bir bülbülün son şarkısı
Artık yaşıyorum sevgilim ulaştım sana
Heyhat ki bundan önce ki yaşamlara
Bugün son kez izledim güneşin batışını
Son kez izledim gerilmiş yay çizen kaşlarını
Bugün benim adım tanrıdan ayrı düşen Ademle Havva
Bugün sevgilim son kez ulaştım sana...