Gönderi

273 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Öncelikle söylemeliyim ki, daha önce Hz. Muhammed’in(A.S) hayatı ile ilgili okuduğum, seyrettiğim tüm kaynaklarda, tamamen siyasi, toplumsal ve mucizevi yönlerin öne çıkarıldığını gördüm. Oysa bence daha önemli olan Hz. Muhammed’in düşünsel olarak yaşadığı gerçeklik ve bunun ne şekilde ortaya konulduğuydu. Aradığımı bu kitapta bulduğumu söyleyebilirim. Kitapta, hadis ve ayetlere dayalı bir şekilde ve tasavvufi bakış açısıyla, olabildiğince Hz. Muhammed’in(A.S.) ne getirip ne anlatmaya çalıştığı, yani olayın düşünsel ve içsel yanı anlatılmaya çalışıyor ki, bence bir çok insanın gözden kaçırmakta olduğu Hz. Muhammed’in gerçek mucizesi de bu... Bu kitabın bence en dikkat çeken ve bu konudaki diğer eserlerden farklı yanı bu nokta. ahmedhulusi.org sitesinden ücretsiz olarak indirilip okunabilen kitabın hemen başındaki sunu bölümünde yazarın kendi sözlerinden yaptığım aşağıdaki alıntıların kitabın yazımı ve içeriği hakkındaki bakış açısını da net şekilde vereceğini düşünüyorum. “Edebimin gereğidir ki... Hazreti Rasûl AleyhisSelâm’ın “hayatını” yazmaktan âciz olduğumu itiraf ederek söze başlıyorum... Kimsenin de, O muhteşem Zâtın “hayatını” yazacak kadar yakınlığı olduğunu düşünemiyorum! Eteklerde dolaşan bizler, yüce zirveden akseden pırıltılardan değerlendirebildiklerimiz kadarını sayfalara döküp, sizlere nakletmeye çalışıyoruz... “Âlemlere rahmet olarak” aramıza irsâl olmuş bir Zâtın “hayatını” yazmak elbette ki hiçbir insan için mümkün değildir... Velev ki, o kişinin ağzından çıkanı duyamayan bir kulağı; elinden çıkanı göremeyen bir gözü olsun! Engin duygu, düşünce, idrak dünyasına sahip böylesine muazzam bir Zât hakkında yazı yazmak kadar zor bir şey düşünemiyorum... Ama yine de, O’na olan hizmet arzum, topal karıncanın Hac yoluna çıkması misali, bu konuda bir şeyler hazırlamaya zorladı bu fakîri... 1971 yılında, İstanbul’da yayınlanan “Bizim Anadolu” gazetesi okuyucularına bu konuda yararlı olma amacıyla kaleme aldığım bu metni, 23 yıl sonra, belki Rasûlullâh AleyhisSelâm Hazretlerinin şefaatine vesile olur, düşüncesiyle yayınlamaya karar verdim. Birinci Kitap, Mekke dönemine ait bazı bilgileri size yansıtmaya çalışacak; ikinci kitap ise inşâAllâh Medine dönemini...” ... Efendimiz Muhammed Mustafa AleyhisSelâm, Allâh Azze ve Celle’nin bildirişiyle “ABD” ve “RASÛL”dür! O’nun en yüce mertebesi de bu iki kelimenin anlamında gizlidir! “HÛ”nun “ABD”ı ve “RASÛL”ü! Zâtıyla, Zâtın hüviyetine kullukta olduğunun bilincine ermiş; ve bunun “RASÛL”lüğünü ifa eden Efendimiz! Sonsuza dek, Zâtın Hüviyetine “ABD=Kulluk” hâlinde olduğu bilinciyle; ve bu bilincin insanlara ulaştırılması için “RASÛL”lük görevini ifa eden ZÂT hakkında bir şeyler yazmak! Evet... Biz, O’nun hakkında sadece “ABDU-HÛ” ve “RASÛLU-HÛ” diyerek haddimizi aşmamaya çalışırız... O büyük bir siyaset adamıydı... O büyük bir devlet adamıydı... O büyük bir önderdi... O büyük bir komutandı... O büyük bir toplumbilimci idi... gibi, varoluş ve görev ihtişamı yanında, son derece cüce kalan beşer değer yargılarıyla O’na bakmaktan Allâh’a sığınırım! O, ALLÂH Hüviyetinin ABD’ı ve RASÛLÜ’dür! Görene, fark edene, anlayabilene! Bu gerçeği fark edemeyene ise elbette siyasî, iktisadî, askerî dedikodusu kalır işin! “HALİFETULLÂH” olan Muhammed Mustafa’yı görmekten âciz olanlar; kendileri gibi bildikleri için O Zâtı; kaç evlilik yaptığını dile getirerek akılları sıra O’nu gölgeleyeceklerdir! Bilmezler mi, Güneş’e bulut ermez; ancak oluşturdukları bulutla yerdekileri o Güneş ışığından mahrum bırakırlar! ... Varlığın özü, aslı, hakikati “ALLÂH”ı bildiren “RASÛL” oluşunu değerlendiremiyorsak; hiç olmazsa, ölüm ötesi ebedî yaşam saadetine kavuşmamıza vesile olma göreviyle gelen “RASÛL” oluşunun azametini fark edelim... Fark edelim ki... O yüce Zât, dünya saltanatı sürmek, din devleti kurmak, sosyal ya da iktisadî düzen getirmek, kısaca insanların dünyalarını mamûr etmek için gönderilmemiştir! İnsanların ırkı, dili, rengi ne olursa olsun O’nun için hiç önemli değildir! O’nun gözünde her insan bir değerdir... Her insan, kendisi gibi Allâh’ın varlığıyla var olmuştur; ve ne yazık ki özündeki “ALLÂH”tan habersiz ya da perdeli olmanın azabını yaşamaktadır! Her insan kısa bir süre sonra çok kısa olan bu dünya yaşamından ayrılacak, milyarlarca ve milyarlarca sene sürecek olan ebedî yaşam boyutuna geçecektir... İyi ya da kötü dünya yaşamı rüyasından uyanıldıktan sonra aynı rüyaya bir daha da dönüş asla söz konusu olmayacaktır. Öyle ise en önemli şey, rüyanın bitiminden sonraki ebedî hayattır! ... Evet... Muhterem İnsan, en yüce vasfı “RASÛL”lüğüyle bize hakikatimiz olan “ALLÂH”ı tanıma kapısını açıyor; ölüm ötesi yaşama kendimizi hazırlamamızın yollarını öğretiyor... ... Öyle ise O yüce Zâtı aslî değerleriyle ve göreviyle idrak etmeyi Allâh bize kolaylaştırsın da, ALLÂH’a, RASÛLÜ’ne ve KURÂN’a iman noktasında bir araya gelip ölüm ötesi yaşamı kazanmayı birbirimize kolaylaştıralım. ... Allâh’ın Ahadiyetine iman etmek ve Muhammed Mustafa’nın “ABDU-HÛ” ve “RASÛLU-HÛ” oluşunu itiraf etmekten daha şerefli bir idrak olamaz... Ben MUHAMMEDÎ’yim! Bu şerefi bahşeden Allâh’a şükürden de âcizim...”
Muhammed Mustafa (Aleyhisselam) - 1
Muhammed Mustafa (Aleyhisselam) - 1Ahmed Hulûsi · Kitsan Basım · 200115 okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.