Üniversiteden arkadaşım ve aynı zamanda hemşerim olan Şahin SAVAŞ’ın kitap yazdığını duyduğum anda oldukça gururlandım, duygulandım, heyecanlandım ve anında kitabı sipariş ettim. Hayatım boyunca birçok yazar ile tanıştım ancak ilk defa tanıdığım birisi roman yazıyor. Her ne kadar mesleki düzeyde kitap yazan birçok tanıdığım oldu ama roman yazan ilk defa oluyordu. Bilmiyorum, duygularımı ifade ederken ne kadar objektif olabilirim, üniversiteden arkadaşımın, hemşerimin kitabını yorumlarken. En son 20 yıl önce, Ankara’da kendisi henüz daha yeni Müfettiş iken bekar evinde misafir ettiğinde görüşmüştük. Daha sonra ben farklı bir kurumda Müfettiş oldum. Mesleklerimiz birleşti ama farklı illerde görev yapmamız nedeniyle bir türlü nasip olmadı yüz yüze görüşmek. Kitap ile ilgili ilk tavsiye edeceğim husus, kitabı geniş bir zamanınızda, müsait bir zamanınızda okuyun. Zira, kitap siz daha okumaya başlar başlamaz sizi sizden alıyor, aşk diyarına götürüyor. İsteseniz de bırakamıyorsunuz. Özellikle ilk 40-50 sayfa gerçekten yılların emeği, birikimi sonucunda oluşmuş inanılmaz bir giriş olmuş. Ben kitabı okumaya, çok yoğun çalıştığım ve eve 23.00 sularında ancak gelebildiğim gün başladım ve saat 04.00’e kadar bırakamadım. Ertesi gün ise evime 00.00 sularında gelip kitaba devam ettim ve ancak sabahın 05.30’unda kitabı bitirebildim. Ben kitabı mı bitirdim, kitap mı beni bitirdi doğrusunu isterseniz bilemiyorum. Kitap gerçekten harikulade etkileyici, sürükleyici. Kitap aşk üzerine etkileyici bir beyin fırtınası yapıyor, aşk gerçekte nedir sorusu ile sizi oradan alıyor, buraya bırakıyor diyeceğim de bırakmıyor, siz adeta havada asılı kalırken yazarımız adeta “ben diyeceklerimi dedim, nereye gitmek isterseniz hangi düşünceyi benimserseniz kabulümdür” diyerek sizi kendi halinize bırakıyor. Buradan müsaadenizle romanın başkahramanı “Dede”ye bir çift sözüm olsun. Dede, Allah sevdiğim ile cennette buluştursun diyorsun. Aşk o değil Dede. Aşk, Allah benim sevdiğimi cennetine kabul buyursun varsın o gerçekten kiminle mutlu oluyorsa, razıyım, onunla olsun diyebilmektir. Zira, Allah’ım öbür dünyada hem cenneti bana versin, üstüne de sevdiğimi derken, onu mu seviyorsun yoksa kendini mi? Bunu bir düşün derim Dede. Kitapta, kötü yazarlar okuyucunun vaktini çalıyor diyor Şahin SAVAŞ ama eklemek zorundayım ki, kendisi gibi gerçekten iyi yazarlar da okuyucunun uyuyup dinlenme hakkını elinden alıyor ki bir nevi başka türlü bir çalmadır bu. Gecenin bir yarısında başladığım kitabını bir türlü bırakamadım ki uyuyup dinlenip, işime gidebiliyim. Yukarıda ifade ettiğim gibi, yazarı tanıyor olmam nedeniyle, ne kadar objektif olabilirim bilemiyorum ama roman gerçekten beni inanılmaz etkiledi. Hatta, diyorum ki, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yazarımız Şahin SAVAŞ yerine yürütecek, bu topraklarda başkaca aslan gibi nice Başmüfettişler bulunur ve inanıyorum ki, görevlerini de bihakkın yerine getirirler. Ama, VAN İLE SÜPHAN’ı yazacak gerçekten ama gerçekten nadir insan bulunur. Yazar Şahin SAVAŞ’ın bu roman ile sınırlı kalmaması, gerekirse görevini devredip VAN İLE SÜPHAN romanı gibi kitaplığımızda ve kalbimizde yer edecek onlarca yeni romanlara yelken açması dileğiyle. Eline, emeğine sağlık Şahin SAVAŞ.

Van ile SüphanŞahin Savaş · Ark Kitapları · 05 okunma

·

323 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Oktay BAKIRCIOĞLU