Gönderi

“ZORBALAR KALMAZ GİDER”
“Korkunun kaynağıyla ilgili yaptığımız sorgulamanın bizi getirdiği sonuç budur. Küçük, önemsiz ve özel olan, savaşı önlemenize yardımcı olmamızı istemenize neden olan toplumsal korkuyla birleştirmektir. Aksi halde, tekrar o resme bakmazdık. Bu resim, mektubun başında aynı duyguları— siz bu duygulara “korku ve nefret” demiştiniz; biz de korku ve nefret demiştik— hissetmemize sebep olan aynı resim değildir. Gerçek üstüne gerçek eklenerek bu mektup devam ettikçe başka bir resim ön plana çıkmıştır. Bu resim, bir erkek figürüdür; bazıları söyleyip bazıları reddetse de, bu ERKEĞİN ta kendisidir, erkekliğin özü, diğerlerinin hepsinin hatalı birer anıştırması olduğu mükemmel tip. Bu, kesinlikle bir erkek. Gözleri sırlanmış, gözleri parlıyor. Yapmacık bir pozisyonda duran vücudu bir üniformayla sıkı sıkıya kapanmıştır. Bu üniformanın göğsünün üzerine birkaç madalyon ve diğer gizemli semboller dikilmiş. Eli, bir kılıcın üzerindedir. Kendisine Führer, Duce denilmektedir. Bizim dilimizde ise ZORBA veya DİKTATÖR olarak adlandırılır. Arkasında, harabeye dönüşmüş evler ve erkeklere, kadınlara ve çocuklara ait cesetler bulunmaktadır. Bir kez daha nefret duygusunu uyandırmamak için bu resmi önümüze koymadık. Tam aksine, biz insanlarda insan figürünün uyandırdığı gibi başka duyguları uyandırmak istedik. Zira bu, çok önemli bir bağlantıyı akla getirir. Toplumsal ve kişisel dünyaların birbirinden ayrılamaz bir şekilde birbirine bağlı olduğunu; birinin zorbalığı ve köleliğinin diğerinin zorbalığı ve köleliği olduğunu gösterir. Ancak bir fotoğraftaki insan figürü bambaşka ve daha karmaşık duyguları akla getirir. Bu resim, bizlerin direnç göstermeyen bir itaate mahkum pasif izleyiciler değil düşüncelerimizle ve eylemlerimizle bu figürü değiştirebilecek kişiler olduğumuzu gösterir. Bizi birleştiren ortak bir amaç vardır: Bu amaç tek bir dünya olduğu, tek bir hayatımız olduğu gerçeğidir. Ancak kulağınızda silah sesleri yüzünden bizden hayal kurmamızı istemediniz. Bize barışın ne olduğunu sormadınız; bize savaşı nasıl önleyebileceğimizi sordunuz.”
Sayfa 200 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
·
120 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.