Gönderi

Kâinat pazarını Kuran biz mahlûklara mekân alış verişi yapan perde arkasındakidir. Verdiği nimetlere karşı nankör olma. Şükrane olarak peygamber a.s. gibi bir ALLAH de. Ben Allah diyorum deme; milyon defa söylesen BİR ALLAH demenin yerini tutmaz. Biz bu âlemde yaşamaya başladığımızdan bu âlemden gidinceye kadar suret ve suretlerdeki isimleri zikredip ve gördük; halende zikretmeye ve görmeye devam ediyoruz. Ahmet ismini Mehmet ismini birçok sayısız suretlerde takılan isimleri her zaman anmaktayız. Suretlerde takılan isimleri her zaman anmaktayız, suretlere bürünmüşleri anımsamaktayız; paranın ismini eşyanın ismini her ismi her an anmaktayız ve onların özlemini duyduğumuz için, sabırsızlıkla görmeyi arzu etmekteyiz. Fakat bizi ve bütün canlı cansızları halk edip var eden rızkı veren Allah’ı bir kez dahi anamıyoruz. Neden? Çünkü biz isim ve isimlerle örülmüş insanlara aşığız. O devamlı çağırdığımız kendisini canla başla arzu ettiğimizin hakikatinde ne olduğunu bilsek her esmada müsemma olan o ismin Zati güzelliklerini bir görebilsek, işte anlarız ki çağırdığımız o isimde ki yaradanımızdır. Suret ve esmalara bağlandığımız için suret ve esmanın geçiciliğine aldırmadan onları Baki kılarak onlarla hasret gideriyor, onlardan medet bekliyoruz. Bu örtücü ve tutucu esmalardan esas yaradana kavuşup, devamlı onun özlemini ve hasretinin ayrılığını kendimizde yaşamamız için, ölmezden evvel ki bir ölüm dahi vardır ki ona Allah’la vuslat denir. İşte o ölüme talip olabilirsek O’na özlem olarak AH dediğimizde ağzımızdan çıkan Aşk özlemi AŞK ATEŞİ bütün dışımızı içimizi yakarak bizden yana her hangi bir buz zerreciği bırakmaz. Kerem gibi Allah’ta yanarız. İşte o yanıp kül olan fani vücudumuzun yerine beka (BAKİ) vücud gelir.
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.