Gönderi

Heyet-i Temsiliye, Ziraat Mektebine yerleştikten sonra, Beşinci Ordu erkânı ile birlikte bütün vilâyetlerle temasa geçildi. Kongrelerde verilen kararlar neticesi, her vilâyetten gelecek beş murahhasla, İstanbul'daki Meclis-i Meb'usan âzâlarının "Türki ye Büyük Millet Meclisi" adıyla bir hükümet kurmalarına karar verildi. Bu sıralarda Heyet-i Temsiliye kendisini karşılayan heyetlere iâde-i ziyâret etmeye başladı. Bu meyânda bizim Sultânîye geldiler. Talebe ve hocalar iki sıralı kendilerini karşıladılar. Talebe, mektebin iç holüne toplandı. Mustafa Kemal Paşa orada umûma bir hitâbede bulundu. Sonra müdîr odasında muallimlerle bir toplantı yapıldı. Sohbet esnâsında Mustafa Kemal Paşa, maârifin memleket sathinda sür'atle yayılabilmesi için ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğini sordu. Bu sırada müdîr-i sâni Ayaşlı Ali Rıza Bey, Arnavutların yaptığı gibi Latin harflerini kabulden başka bir çâre olmadığını ileri sürdü. Fakat Heyet-i Temsiliye'den Washington sefîri Ahmed Rüstem Bey,*(22) bu fikre şiddetle karşı koydu: "Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini, tarihini kaybeder, böyle bir şey olmaz" dedi. Bu suretle bu babdaki münakaşa da kapanmış oldu. Ayaşlı Ali Rıza Bey'in fikri Latin harflerinin kabulü lehindeydi. Hattâ daha evvel İkdam gazetesinde neşrolunan Avlon yalı Süreyya Bey'in "Hurûf-ı Arabiyye ve Arnavud Lisânı" başlıklı bir yazısını bana vermişti. Bunda yazının, tarihçesinden bahsediliyor ve Arnavutların Latin harflerini kabul etmelerinin dînen günah olmadığı söylenip müdafaa ediliyordu. Ankara Sultanîsi'nin müdîr odasında bir muhtedî olan Ahmed Rüstem Bey'in kemal-i şiddetle reddettiği bu fikri, sonradan harf inkılâbı sıralarında Dârülfünûn Müderrislerinden Köprülüzâde Fuad Bey*(23) ve Şekib Tunç Bey de reddetmişler; birçok lisan bilen Filoloji Müderrisi Avram Galanti Bey de müstakil bir kitapla cerh ve reddetmişti.*(24) Türklerin bin senelik kütüphane-i irfânının Latin harflerinin kabulüyle mahv ve münkariz olacağı beyan ediliyordu. Güç öğrenmenin sebebinin metodda olduğuna inanıyorlardı. Sonra bu mâzi ile alâkayı kesmek oluyordu. Halbuki, Japonlar gibi meselâ İngilizceyi ilim lisanı ve yabancı dil olarak kabul etmekle terakkî ve maarif meselesi kökünden halledilmiş olacaktı.*(25) ——- *22 Ahmed Rüstem Bey, Midilli'de 1862 yılında "Alfred" adıyla dünyaya gelmiş, ihtidâ ederek "Ahmed Rüstem" adını almıştır. Osmanlı Devleti Hariciye Nezâretinde türlü vazifelerde bulunmuş ve Osmanlı Devletini Washington Sefir-i Kebîri (Büyük Elçisi) olarak Amerika'da temsil etmiştir. Anadolu toprakları üzerinde bir "Ermenistan" kurulması ve Tür kiye'nin parçalanması için yapılan propaganda faaliyetlerine karşı büyük bir cesâretle ve şuurlu olarak mücadele etmiş, bu yüzden elçilikten ayrılıp Amerika'yı terk etmek zorunda kalmış vatanperver bir zattır. Milli Mücadeleye iştirâkle Heyet-i Temsiliye'ye dahil olarak Sivas'tan Ankara'ya Mustafa Kemal Paşa ile birlikte gelmiş, Meclise "Ankara Meb'usu" olarak girmiştir. Temiz, faziletli; fakat çok titiz ve nev'i şahsına münhasır bir tabiata sahipti. Yakın arkadaşı olmasına rağmen Mustafa Kemal Paşaya düello teklifinde bulunmuştur. Diğer arkadaşlarının araya girmesiyle hâdise kapanmış; fakat küskünlüğü devam etmiştir. Kısa bir zaman sonra, Dünya Mahkemesi Önünde Türkiye adını taşıyan Fransızca matbû eserini yeniden neşretmek, İtalya ve İsviçre'de Türkiye için neşriyatta bulunmak ve bu suretle memlekete daha faydalı hizmetlerde bulunmak istediğini bildiren istifanâmesini Meclise verip meb'usluktan ve Ankara'dan ayrılmıştır. Bu mevzûda malûmat için Yeniadam dergisinde (nr. 864, Ağustos 1973, s. 6) Mahmud Goloğlu'nun "Kitaplar Arasında" başlıklı yazısına, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinden Dr. Mine Erol'un Osmanlı Imparatorluğunun Amerika Büyük Elçisi A. Rüstem Bey isimli eserine bakılmalıdır. * 23 Köprülüzâde Fuat, "Harf Mes'elesi", Milli Mecmua, nr. 75, 1/Kânûnu evvel/1926. *24 Avram Galanti, Arabî Harfleri Terakkimize Mâni Değildir, İstanbul 1927. *25 Latin harflerinin kabulü bir kanunla inkılâplar arasına girdiği için daha fazla münakaşa mevzuu olamadı. | Mahir İz, Yılların İzi, Kitabevi Yayınları, 10. Baskı: İstanbul 2021, s. 71-72-73.
Sayfa 71 - Kitabevi Yayınları, 10. Baskı: İstanbul 2021Kitabı okuyacak
·
89 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.