Fyodor Dostoyevski
~KENDİMCE~
Bilim, insanlığın gelişimine büyük katkılar sağlamıştır. Hatta bilim olmadan insanlığın gelişiminden de söz edilemez. Zaten bilim, aklın gelişiminde olmazsa olmaz bir alandır. Ateşin bulunmasıyla başlayan bilim serüveni şimdiki zamanda; uzaya seyahat etme, Mars'ta koloni kurma gibi çalışmalara doğru değişmiştir. Bu sayede de insanlık gelişmiştir. İnsan aklı ile bilim bağlantılıdır, beraber çalışır ve gelişir.
Bir zamanlar hobi olarak yapılan bilimsel çalışmalar, alınan güzel ve faydalı sonuçlar ile mesleki çalışmalara dönmüş durumdadır. Üniversiteler, bilimsel kurum ve kuruluşlar, bilimsel çalışmaların daha çok yapıldığı yerlerdir. Burada çalışan insanlar da bilim insanları, akademik görevlilerdir. Yani; bilimi işi yapmış olan kişiler. Hem parasal olarak hem de şan-şöhret olarak kazanç sağlamak için bilimi tercih edenler. Tabii çalışmalarıyla da insanlığa faydalı olmak isteyenler.
Ancak bilimin zararlı olan, zarar veren tarafları da var. Örneğin;
Mutlak Peşinde adlı eserinde olduğu gibi; bilimsel çalışmalar yapan kişi hedeflediği sonuçları saplantı haline getirebilir. Kendini hayattan soyutlar. Her şeyden uzaklaşır. Çevresiyle, yakınlarıyla ilgilenmez, sorumluluklarını unutur. Kendisini bile unutur. Sağlığı da bozulabilir.
Bilimkurgu türündeki birçok filmde ve kitapta konusu geçen tehlike de oluşabilir. Yani, bilim kötü amaçlar için kullanılabilir. Cinayetler, soykırımlar, kısırlaştırmalar...
Bu iki nedenle; bilim, tercihe bağlı olarak insanın kendisine, çevresine ya da tüm insanlığa doğrulttuğu bir silah olabilir.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”
Mustafa Kemal Atatürk
“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır.”