Gönderi
Nasıl bir romantik sever olduğumu bilmeyen kaldı mı? Kaldıysa bu yorumla tescillemiş olacağım çünkü.
İtiraf edeyim bu kitabı en çok merak etme sebebim romantik yanının baskın olduğunu öğrenmemdi. Ve başrol adamımızın isminin Halid olması. Bir başka seviyorum bu ismi
O yüzden diğer konularda beklentiye girmeden ve fikrim değişmesin diye hiçbir yoruma bakmadan okudum kitabı. İyi ki de öyle yapmışım.
Halid ile Şehrazad'ı çok sevdim. O kadar zarif işlendi ki sevgileri ne çok erkendi ne hadi artık diyebildik. Nefretin aşka dönüştüğü hikâyelerde bu dengeyi oturtmak çok önemli. Ama bu kitabı bana asıl sevdiren tüm herkesin canavar dediği adamın bu kadar nahif olması oldu.
Halid Şehrazad'a karşı her şeyi o kadar net hissettiriyor ki okurken. Bakışları, cümleleri, üzüntüsü ve sevgisi. Sanki elle tutabilirlermiş gibi hep aralarında duruyor öylece. Ve Şehrazad bu tür hikâyelerde görmekten korktuğumuz bir karakter değildi. Ne yaptığını bilen, güçlü bir kadın okuyoruz.
Yazar tamamen bu ikilinin arasındaki sevgiye odaklanmış kitap boyunca. Beklediğimiz entrika gelecek zannederken şöyle bir geçip gidiyor mesela. Yan karakterleri okurken de keyif alıyorsunuz. Despina çok havalı bir karakterdi özellikle. Celal ile ilişkilerinin devamını okumayı çok isterim. Ve Tarık.. keşke kötü biri olsaydı da kızsaydık kendisine.
Bu kadar sevmişken tamamen hatasız bir kitaptı demek isterdim ama aslında göze batan çok fazla şey vardı. Yazar yazmak istediği kültürü tam olarak tanıyamamış diyebiliriz aslında. Sanki eski bir İran filmi izlemiş ve çok severek haydi ben de yazayım demiş ama bunu sadece fikir olarak yansıtabilmiş gibi. Eksik olduğu, üsluplarda o döneme ait olamayacak çok fazla havailik bulunduğunu düşünüyorum. Kültürü ve o dönemin hükümdarlığını tam öğrenemeyip doğru yansıtamamış. Bir nevi iki yaralı gencin birbirlerine olan zarif sevgisini işlerken zaman ve mekan olarak kullanmış bunu. Evet yanlış. Ama tüm kusurlarıyla kitabı çok sevdim.
·
694 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.