Devlet ile tek teması doğumundan sonra çıkarılan kafa kağıdı olan, lafazan anlatıcımızın bildiği lakin bize söylemediği İstanbul'un bir semtinde, belediye kayıtlarına göre yok hükmünde, gözhizasında baraka, İbrahim Efendi'ye göre ise Malikânesinde, içinde başta saat olmak üzere envaitürlü otomat ve ancak sıska birinin sığabileceği bir tabure boşluğu ve taburenin arkasında sabitlenmiş tahta bir merdiven ile çıkılabilen içi ıvır zıvırla doldurulmuş bir yarım kat bulunan bu viranede yaşıyor İbrahim Efendi. Küçük görünen dünyasına tüm canlıları sığdırabilmiş, zamanın çok ötesinde havsalası ile kendine özgü duruşu ve hayata bakışı ile kimsenin nereden geldiğini, kim olduğunu kimsenin bilmediği, herkesin sevdiği bu zat-ı muhterem, birinin bam teline dokunmuş olacak ki, adını şimdi anımsayamadığımız kuruma yaşlı ve bakıma muhtaç olarak bildirilir. Böylece Saatçi İbrahim Efendi'nin üzerine devletin gölgesi düşer. Bu süreçte İbrahim Efendi'nin başına gelenleri onun kelimeleri ile noktalandıralım... "Kuğuluçeşme Mahallesi, Muvakkithane Geçidi Sokak, Numara :14. Ben yetmişe merdiven dayamış bir adamım, devletle hiçbir bağım yoktur. Doğunca bir kafa kağıdı verildi, işte devletle olan tüm ortaklığım bu kadardır.... Huzurum da keyfim de devletin bana ilişmemesindendir. Ben devlette ya da devletle çalışıp iflah olanı görmedim. " Toplumsal yapıdaki çeşitliliği, Devlet kurumlarındaki lakaytlığı, kara mizahın incelikli üslup ile eleştiren şahane bir Novella, sanırım bu ayın kalbimi bıraktığım kitabı Saatçi İbrahim Efendi Tarihi olacak. Herkese tavsiye ediyorum, bazı dostlara ise şiddetle tavsiye ediyorum

Saatçi İbrahim Efendi TarihiElvan Kaya Aksarı · Vacilando Kitap · 202290 okunma

··

468 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlkay Yurttaş Koşar