Kitabı okuyanların bir çoğu Meursault karakterinden kendinden izler bulabilir. Umursamazlığı, hayat ile her an kopacakmış gibi olan bağları insanların kendilerinden bir şeyler bulmalarına yardımcı olabilir. Ama Meursault'un durumunun neden böyle olduğunun izleri sürüldüğünde kendilerinden izler bulan insanlar hiç şüphesiz bu izleri silmek isteyeceklerdir. Peki Meursault neden annesinin ölümüne ağlamamış, neden ölümü çok sıradan basit bir olay gibi karşılamış, sevgilisinin beni seviyor musun sorusuna olabilir diye cevap vermiş, evlenelim mi sorusuna; evlensek de evlenmesek de fark etmez diye cevap vermiştir ? Kitabın ismi aslında Meursault'a dair bize hemen bir ipucu vermektedir. Meursault bir yabancıdır. Peki neye? Dünyaya mı, insanlara mı, hayata mı? Meursault her şeyden önce bağlanmaya yabancıdır. Hayatı boyunca hiçbir şeye bağlanmamış, değer verdiği bir şey olmamıştır. İşte bu yüzden onun için hiçbir şey ''fark etmez''. Bağlanamamaya giden yolun yapı taşı şüphesiz ki ''anne''dir. Anneye bağlanamamış, baba ile iletişim kuramamış insanın herhangi bir şeye bağlanamıyor oluşu şaşırtıcı değildir. Meursault annesinin ölümüne şaşırmamış, ağlamamış, işten nasıl izin alacağım diye düşünmüş, ertesi gün hemen dönmüş, cenaze işleri ona işkence gibi gelmiştir. Annesi ile hiçbir şekilde bağı bulunmayan Meursault için bunlar olağandır. Cinayet işlerken bile düşünememiş durumun ayrıntılarını, sonrasını düşünememiştir. En başta annesi, ailesi ile kopuk olan bağı kendisinin hayat ile olan bağlarının sağlam kurulamaması sonucunu doğurmuştur. Onun için her şeyin değeri aynıdır, olsa da olmasa da fark etmez. Meursault'un ''söyleyecek fazla bir şeyi hiçbir zaman olmamıştır ve o da susmuştur.''

YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021112,3bin okunma

·

284 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Enes