Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ölüm deyince...
edebifikir.com/sorgulama/sorgu... “Bize ne başkasının ölümünden demeyiz çünkü başka insanların ölümü en gizli mesleğidir hepimizin başka ölümler çeker bizi ve bazen başkaları ölümü çeker bizim için.” (İsmet Özel) Yazarlarımıza ölümü sorduk… “Ölüm deyince…”
Edebifikir
Edebifikir
yazarları üzerinden tüm hepimize sorulması gerekli bir soru, sorgulama,ölümü düşünmek Ölümü, her bir insan üzerinde, bıraktığı etki, tepki, ölümün gerçekliği, yakınlığı, ölüm düşüncesinin varlığı, sahiciliği, kapı aralayacağı gerçekler üzerinden, farklı bakışlardan, yakın şahitlikler, yakın zamanda yaşanan kayıplar, üzerimizde yer eden hisler, bıraktığı kalıcı anlardan, ölüm şeklinin çağrıştırdığı sana nasıl geleceğinin, seni nasıl beklediğinin bilinmezliği, hatıralarda yer eden anılar, önce ki senle şimdi yaşananların , aklında yer eden ölüme dair düşünce kalıplarının değişikliği, ölümün yakınlığı, hepsi daha da fazlasını kendi düşünce, değer, yaşanmışlık, deneyim, şahitliklerinden yola çıkarak oluşmuş derinlikli ve okunması, okutulması gereken bir güzel bir çalışma, düşünmeli, daha da düşünmeli Ölümü düşünmek, ölümün getirdiği yolculuk süreci, defin ve mezar, toprak atmak, uzun bir andan başlayan sürecin kısa ve tüm sahiciliğiyle yeni bir yolculuğa irtihali Yakın birinin, uzak tanınmayan birinin, bir yaşlının, bir gencin, aynı yaştan birinin, intihar eden birinin, ölümü düşünen sonra kalp kriziyle aniden ölen birinin, ölümü beklenen birinin, hasta birinin, 3 gün önce birlikte olduğun bir daha da göremeyeceğin birinin, yakından şahit olunan ölümler, telefonla gelen ölüm haberleri, dostunun ölümü, ortak bir tanıdığın ölümü, artarda gelen ölüm anları ve en sonunda bir gün , bir an, gelecek olan kendi ölümün (hayırlı ve kolay bir ölüm duasıyla) Ellerine, emeklerine, yüreklerine sağlık, yapılan dualara bizlerde amin dedik hem onlar hem bizler için Cüneyt Dal hocanın yakın şahitliğiyle başlayıp, Sulhi Ceylan hocanın yaşadığı duygu, his ve düşünce üzerinden yakın zamanda yaşadığı dostunun ölümü, sonrası yaşananlar, bir ölüm, bir düğüm, bir yumru, bir gidiş bir geliş anları, bir ağlama, gözyaşı... Yazılardan alıntılar Her gün acılar içerisinde eriye eriye yavaş ve sancılı bir ölüme gözlerinizin önünde tanık olmak, sizi asla eskiden olduğunuz kişi olamayacağınız derecede değiştirir. Öyle bir yer ve an var ki insanı onca kitap, ayet, hadis, menkibe ve hikâyenin ortasında yalnız, zavallı ve savunmasız hissetirebiliyor Hepimizin sahibi Allah Teâlâ’dır. Azrail aleyhisselamı seviyorum. Nebiler serverinin buyurduğu gibi, rüyadayız, ölünce uyanacağız. Uyumakla aram iyi değildir. Güzel rüyalarla süsleyemediğim bu uykudan inşallah hayırlısıyla uyanmak nasip olur. Anneannemin ayakları kararmaya başlamıştı üzüntüden. Ölüm, canlıların da rengini değiştiren bir anlam kazanmıştı. Sonra anneannem de öldü. “İşte günlerden bir gün Elâgözlüm, Yeni bir başlangıçla bitecek ömrümüz. Amenna ve Saddakna, Bari hoşça geçse günümüz” Gençlik bir rüzgâr gibi hızlı, anlamın hakikatine ermeden geçiyor. Yaşlılık bu yüzden lütuf belki de. Saçlara konan beyazlıklar sonbaharın habercisidir. Ya hep genç kalıp fark edilmeseydi ölümün yakın olduğu? Ölmüş insanlar gördüm fakat bir insanı ölürken görmedim Kendi nefsime nasihatim: bir kere de olsa ölü yıka. kendi nefsime hatırlatma: hiç kimse yokmuş, bu işi yapacak tek sen varmışsın gibi validenin ölüsünü kaldırdığını tahayyül ederek cenaze fıkhını öğren; kefenleme, cenaze namazı kıldırma, gömmeye dair bütün fıkhî incelikleri bil. Hasip Amca, Yaklaşık kırk yıl böyle ölümle yatıp kalktıktan sonra, kalp kriziyle yere düştüğünde ortaya bıraktığı son söz sade bir soru: “Ölüm bu kadar zor muydu?” Allah taksiratını affetsin, tekrar dirildiğinde “Cennet bu kadar güzel miydi?” demeyi lutfeylesin.  Acizlik, boşluk, geriye dönmemezlik…  Bu sene iki mevtanın defninde bulundum. Birisi 80 yaşında bir kadın, öbürü 16 yaşında bir kız çocuğu. İkisinden birisi ölünce, geride kalan, bir yakınını kaybetmiş gibi olmuyor; aynı zamanda kendisi de bir parça ölüyor sanırım. Geride kalmak ölümün en acı yanı.  İnsan, başkasının ölümünü duygularıyla, kendi ölümünü aklıyla karşılamaya muhtaç. Ölüm, duygusal olduğu mesabede insana uzak, bilince bağlı olduğu mesabede insana yakın. Ağladım benimle aynı yaşta Hakk’a doğru yolculuk eden şaire. Ağladım belki de ölümlü olduğumu bir nebze de olsa anladığıma. Ölümden kaçar gibi değil, ölüme doğru yürür gibi yürüdüm. Ölüme yaklaştığımı hissettim. Şimdi burda ölümü tatsam ne olur, diye düşündüm mü yoksa bunu şimdi mi düşünüyorum bilemiyorum ama bildiğim bir şey var: Hayat ölümü unutma uğraşıdır. Bununla savaşmalıyız!
·
164 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.