Püsküllü Deve, bir baba ve oğlunun yaşam savaşında Tahran'daki son 24 saatini konu alan hüzünlü, etkileyici, kısa ama derin bir öykü. Okumanızı tavsiye ederim. Samed Behrengi'nin bütün yazdıklarını okumak istiyorum. Hayatı beni çok etkiledi. 29 yaşında şaibeli ölümüne çok üzüldüm. Erken ölümünün çocuklar hatta yetişkinler de dahil nitelikli okuyucular için çok büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Öykünün başında "Uyku ve uyanıklık" diye geçmesinden hikayenin ilk adının bu olduğunu sanıyorum. Bu isimde amacına yönelik düşündürücü bir mana var. Bu ibretlik hikaye, yoksul bir çocuğun hayal dünyasının zenginliğinin yanısıra hayata dair gerçekçi dersler içeriyor. Babasının çalışması için onunla birlikte Tahran'a gelen bir çocuğun (Latif), 'son yirmidört saat'ini yansıtan hikayede: Latif'in tecrübelerine, hayallerine ve sonunda yaşadığı hayal kırıklığıyla düştüğü nefretine tanık oluyoruz. Etkileyici kısım: Latif'in bir oyuncakçı vitrininde gördüğü büyük, püsküllü, süslü oyuncak deveye sahip olamadan, hayalinde onunla oynaması, konuşması, sırtına binip dolaşması... Samed Behrengi, Tahran'ın güneyinden kuzeyine doğru zengin - fakir bölgelerinden kesitler sunarak, toplumsal sınıf farklılıkları üzerinden, herşeyi farklı olan iki apayrı dünyadaki sosyal sorunlara dikkat çekiyor. Psikoljik/toplumsal dertlerini acılarını, derin yara izlerini taşıyan, yoksulluk ve açlık, işsizlik gibi türlü şartlar altında ezilenler adına mesaj veren nadide bir eseri okuyoruz. "Çocuklar geleceğimiz" diyen yazarın, aslında yazdıklarıyla yetişkinlere hitap ettiğini düşünüyorum. Hayatın gerçeklerini ve bu gerçeklerin çocukları ne tür hayallere-fikirlere itebileceğini düşünme fırsatı bulacağınız bir eser bu. İktibas: Beni neden buraya getirdiğinizi çok iyi biliyorum. Siz bana, herkesin benim ve babam gibi aç karnına caddelerin kenarında uyumadıklarını anlatmak istediniz. s.38 #Samed Behrengi #Püsküllü Deve

Püsküllü DeveSamed Behrengi · Nar Cocuk · 2016705 okunma

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dilek A