EMILE ZOLA - BİR AŞK SAYFASI ROMAN İNCELEMESİ (SPOILER İÇEREBİLİR.)
Sevdiğimiz, daha doğrusu sevdiğimizi sandığımız insanı tanıyor muyuz; yoksa onu sevmeye uğraştığımız için acele ettiğimizden mi görmezden geliyoruz onun kişiliğini?
Yalnızca kişiliğini değil aslında; kendi etrafımızdaki, belki de kendimizi bile görmüyoruz o kişiyi sevmeye başladığımızda. Acele ediyor, bir anda mutlu sona varmak istiyoruz. Kaçacakmış gibi mutluluk, çok kısa sürecekmiş gibi.
Helene de duyduğu aşkın alevlenmesiyle kendi dünyası ve aşığı arasında kalıyor romanda. Kendini teslim edip etmemenin nelere yol açacağını düşünüyor, sağduyulu olmaya uğraşıyor, telaş duyuyor ve aşkının şiddetinin farkına varamadan olaylar gelişiyor.
Bu kitap Emile Zola'dan okuduğum ilk kitap, çoğu insan gibi ben de bu yazarın bir kadın olduğunu sanıyor, bilmediğim bir sebepten uzak duruyordum. Belki de 
Germinal romanının kalınlığından ötürü korkmuştur gözüm ama gittiğim kütüphanede bu kısa kitabı görünce bundan başlamak istedim. Yanlış yapmadım gibi geliyor bana, kitabı sevdim sanki.
Başları durgun giden bir roman, sona doğru düğüm çözülüyor her zamanki gibi. Anlatılan ve verilmek istenen detaylar ayrıntısıyla verildiğinden rahatça okunuyor. Beni biraz evlerinin penceresinden verilen Paris betimlemesi sıktı. O da sanırım uzun zamandır klasik okumadığımdan kaynaklanıyor. Montmartre, Marsilya, Invalides ve Seine Irmağı bol bol geçiyor.
Romanın bir kısmında karakter acaba yapacağı şeyden vazgeçmese ne olurdu diye düşünmedim değil. Klasik aşk romanları gibi sonu belli olabilirdi ama başka bir taraftan bağlamak zor olurdu o zaman sanırım.
Emile Zola tüm kitaplarını aslında bir dizi olarak toplamış. Dizinin ismi Rougon - Macquart Dizisi. Yirmi bir kitaplık ve bu kitap da sekizincisi. İki ailenin, Rougon ve Macquart ailelerinin, önemli iki özelliğinden bahsedilen - alkol bağımlılığı ve kalıtsal ruh hastalığı- ki Zola da bir natüralist olduğundan soyaçekim özelliğinin kullanılmış olması şaşırtmadı beni. Alkol bağımlılığından bu kitapta bahsedilmemiş olsa da kalıtsal ruh hastalığı geçti.
Bahsetmek istediğim bir başka şey ise çeviri ve yayınevinin hataları. Çok fazla imla hatası, noktalama işareti yanlışlığı vardı. Cümleler sanki internet çevirisi yapılmış gibiydi, iki bilemedin üç kez tekrar tekrar okuduğum cümleler vardı. Bu kitabı kütüphaneden aldığımdan o an aklıma hiç çevirmene bakmak gelmedi. Ama kitap da bilinen Can, Yapı Kredi veya İş Bankası Kültür'den çevrilmediği için eninde sonunda yine İskele Yayıncılık'tan okuyacaktım sanırım. Umarım baskı düzeltilir en kısa zamanda. 
Emile Zola
·
181 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.