Gönderi

294 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Yanlış algı kurbanı olan gerçek vatansever insanların öyküsü..
Milli Mücadele, Türk ulusunun varlığını ve bağımsızlığını korumak için maddi-manevi bütün olanaklarını seferber ettiği fevkalâde önemli bir dönemi içerir. Zira Avrupa, Anadolu'nun 1071'de Alparslan tarafından fethedilmesine, daha sonra da Türkleştirilmesini ve Müslümanlaştırılmasını bir türlü içine sindirememiştir. Bu yüzden Mondros Ateşkesi (mütarekesi)(30 Ekim 1918) sonrasında Batı, hemen faaliyete geçti. Başka bir ifadeyle, iç-dış ihanet odakları elele vererek, nihayet 9 asır süren bir mücadelenin sonunda anayurdumuz, Anadolumuz, İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların ve Yunanların işgaline uğramıştır. Böyle bir anda milletin ruhunda ve benliğinde mevcut olan direnme gücünü ateşleyen hocalar, müftüler, din adamları Milli Mücadele fikrinin doğuşunda önemli bir faktör olmuşlardır. Ölüm-kalım mücadelesinin ilk günlerinde halk, Mustafa Kemal Paşa'nın da belirttiği gibi "Hakiki vaziyeti anlamamışlardı. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar adeta durgun bir haldeydi..." Pek çok din adamı yine Mustafa Kemal Paşa'nın ifadesiyle "Hakikatı halka izah ettiler... doğru yolu gösteren vaaz ve nasihatlardan sonra herkes çalışmaya başladı." Bu cümleden yola çıkılarak, İzmir'in işgalinden sadece dört saat gibi kısa bir süre sonra düzenlediği mitingte; "İşgal edilen memleket halkının silaha sarılması dini bir görevdir" diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendinin etrafında Denizli'liler hemen birleşmişlerdir. Din adamları Milli Mücadele kıvılcımını ateşlemekle kalmadılar. Kimileri ellerinde silah, beldelerini de korumuşlardır. Örneğin, Isparta'da Hafız İbrahim Efendi, DEMİRALAY, Afyonkarahisar'da da Hoca İsmail Şükrü, ÇELİKALAY adlarında gönüllülerden oluşan alaylar eşlik etmişlerdir. Öte yandan hiçbir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yoktur ki, onun içinde veya başında bir din adamı bulunmasın. Bilindiği üzere TBMM, bu kuruluşların üzerine bina edilmiştir. Yine Mustafa Kemal Paşa, 19 mayıs 1919'da Anadolu topraklarına ayak bastığında, O'nu karşılayanların başında din adamları ön saflarda idiler. Kısaca ilk direniş fetvasını veren ve örgütünü kuran Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi'den, İzmir Valisi İzzet Bey'in Yunan işgaline karşı çıkılmaması emri üzerine; "Vali Bey... bu sakalım kanımla kızarabilir, ama bu alına Yunan alçağını sukûnetle selâmlamış olmanın karasını sürerek huzur-u ilâhiye çıkamam" diye haykıran İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi, Mustafa Kemal Paşa'ya "Paşam! Bütün Amasya emrinizdedir" diyen Müftü Hacı Tevfik Efendi'den Milli Mücadele'nin meşru olduğuna dair fetva veren Ankara Müftüsü M. Rıfat Efendi ve daha niceleri, Mustafa Kemal Paşa'nın "Ya istiklâl, ya ölüm" parolası etrafında birleşmişlerdir. Anılan arşivlerdeki belgeler incelendiğinde, onların HULLECİ piyesinde ortaya konan, yüzlerce tiyatro eserinde ve karikatürde hafife alınan uydurma kıyafetli, korkak şahsiyetli ve kurnaz karakterli tipler olmadıkları görülecektir. Ayrıca Halide Edip Adıvar'ın Vurun Kahpeye isimli eserinde aşağıladığı ve küçümsediği, karaladığı bir camianın büyük bir çoğunluğunun Anadolu Harekâtı yanında yer aldıkları açıkça ortadadır. Tarafsız tarih tarihçi gözüyle Milli Mücadele tarihini yazanlar, bu gerçeği göreceklerdir. Eser girişle birlikte üç bölümden oluşuyor. Giriş kısmında, kısaca din adamlarının Milli Mücadele'deki hizmetlerinden söz edilmiş, örnekler verilmiş. Bölümler kısmında ise, Denizli, Ankara ve Amasya Müftüleri olmak üzere dört Müftünün, Milli Mücadele'deki hizmetleri ele alınmış. Niçin dört Müftü ? Çünkü bunlardan; Ahmet Hulusi Efendi, 15 mayıs 1919 günü Denizli'de düzenlediği mitingle Ege'de Milli Mücadele meşalesini ilk yakanlardandır. Mehmet Rıfat Efendi'nin önderliğinde hazırlanan fetva ile de, İstanbul hükümetinin son kozu elinden alınmıştır. Amasya Müftüleri Hacı Tevfik ve Abdurrahman Kâmil Efendilerin önderliğinde de ilk defa bütün bir şehir halkı, safhalarını öğrenme ihtiyacını duymadan Milli Mücadele'ye katılmıştır. Böylelikle sağlanan huzur ortamı içerisinde Mustafa Kemal ve arkadaşları çalışarak, Misak-ı Millî'nin temeli olan tarihi Amasya genelgesi'ni 22 Haziran 1919'da yayınlamıştır. Prof. Dr. Ali Sarıkıkoyuncu hocanın bu serisi toplam 3 ciltten oluşmaktadır. Kesinlikle okumaya değeceğini ayrıyeten çoğumuzun yarım yamalak olan bilgilerini tamamlayacağı konusunda garanti veren bir eser şüpheniz olmasın keyifli okumalar.
Milli Mücadelede Din Adamları 1
Milli Mücadelede Din Adamları 1Ali Sarıkoyuncu · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 201212 okunma
·
330 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.