Ben Chumbo Sokağında
şafağın arabasını bekleyen
hayalet kızım.
Beyaz, uzun boylu ve soğuğum,
tenim bir iç çekiştir
dağın şafağında.
Ben o hayalet kızım.
Adım Maria'ydı,
Ölen-Maria.
Sevdiğin kızdım ben
hastalanıp ölen,
araba kazasında ölen,
deniz kıyısında kendini öldüren,
saçları aklımda
uzunca kalan:
Hiçbir zaman bu dünyadan biri
değildim ben: öpüldüğümde,
başka gezegenlerden
söz ederdi ağzım, aşıkların
temiz bir ateşte yandığı
- ve şaka bir yana -
yıldızlara dönüştüğü gezegenlerden.
Ötekilerin tersine, senin olmaya
vakit bulamadan öldüm ben.
Bir türlü alışarnıyorum buna,
polisler uyurken içimde
ve çevremde, dolaşan hayaletim
Curral Hill semtine gidiyor
yeni evleri dikizlemeye,
aşıkların bahçelerini arşınlamaya
(Claudio Manuel da Costa Caddesi' nde),
sığınak diye Hotel Ceara'ya uğruyorum,
sığınak olmuyor bana. Bilmediğim
bir koku doluyar içime: senin
uykunun kokusu bu, yumuşak
ve sıcak, kıvrılmış yatıyorsun
İspanyol kadınların koynunda ...
Ah! Ne olur, bırak da yatayım seninle!
Hayaletim devam ediyor yoluna,
çünkü Fransız kadınların baştan çıkardığı,
Brezilya' daki olanca vis k iyi içen
(ve şimdi sarhoş olup uyuyan)
sevgililerimin hiçbirine
rastlamıyorum,
rastladıklanm yalnızca
sürücüleri benim beyazlığımı görüp
şaşıran ve kaçan arabalar.
Utangaç polisler,
zavallılar! Biri yakalamak istedi beni.
Kollarımı açtım ... Olacak şey değil,
beni yokladı. Ne et, ne kemik,
elbisemin dışında da,
altında da
aynı beyaz yokluk,
bembeyaz bir acı. ..
Belli ki, eskiden gövde olanı
kediler yemiş.
Hala diri olan kızlar
(inan, onlar da ölecek)
önlerine çıkıp onları hacaklarından
aşağı çekeceğimden korkuyorlar ...
Yanılıyor lar.
Bir kızdım ben, herkesin terkettiği
bir kız kalacağım.
Kızlarla ilgilenmiyorum.
Erkekler tedirgin ediyor beni.
Kendimi nasıl kurtaracağımı bilmiyorum.
Yeter ki hayaletim acı çekmese,
herkes hala beni sevse.
Yeter ki ruh buna razı olsa,
ama biliyorum bunun yasak olduğunu,
sen etten kemiktensin, bense sis.
Dağların ardından güneş doğduğunda,
eriyen bir sis.
Şimdi daha iyi hissediyorum kendimi,
söyledim söylemek istediğim her şeyi,
o buluta tırmanırdım,
donmuş bir çarşaf olurdum
insanlığın üzerinde parlayan.
Ama yıldızlar anlamaz,
hiç kimse anlamaz,
Parauna Caddesindeki
havuza yansıyan hayalimi.