Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Sevgili dostum Toygar'ın eserini büyük bir zevkle okudum. Varoluş İsyanı, biz prekaryalar için bir manifesto niteliğindedir. Bu eserden öğreneceğimiz çok şey var. Yazarımız; kapitalizme, modernizme, postmodernizme, aydınlanmacılığa, hipergerçekliğe, tüketim toplumuna, sahte entelektüellere karşı birçok düşünür, sosyolog ve filozoftan alıntılar yapmış, kendi fikirlerini de katarak radikal bir tavır ortaya koymuştur. Kullandığı üslup oldukça yalın ve sadedir. Yer yer okuyucuyla diyaloğa girip sohbet eder. Sanki tam karşımızda gibidir, gözümüzün içine bakar. Hiçliğe karşı ütopyayı, rekabete karşı dostluğu savunur. Tamamen biz prekaryalara seslenir ve harekete geçirmek için yazar. Bana kalırsa Toygar, gerçek bir entelektüeldir. Bizatihi Edward Said'in “Entelektüel” tanımına uymaktadır. Said diyor ki: “Düzenin adamları belli çıkarları gözetirler, oysa entelektüeller şovenist milliyetçiliği, şirketleşmiş düşünce müsvettelerini ve sınıf, ırk ve toplumsal cinsiyet imtiyazlarını sorgulayan kişiler olmalıdırlar.” Toygar, tam olarak bunu yapmaktadır. Entelektüel birikimini kapitalist kodlara karşı bir silah olarak kullanıp eko-sosyalist tahayyülü savunmaya girişmektedir. Bununla birlikte, Ortodoks Marksistlere eleştirel bir yaklaşım sergilemekten de çekinmez. “Varoluş İsyanı”nda çok sevdiğim bir alıntıyı paylaşmak istiyorum: “İnsan ruhu metayla, gösterişle, ben-merkezcilikle, Tanrıyla, veya Budistvari ıstırapla değil; felsefe, bilim, sanat, edebiyat, dayanışma, eylem, dostluk, aşk, estetik duygusu, yaratıcılık, doğa vb. ile vuku bulur.” Meta, gösteriş, ben-merkezcilik, Tanrı, Budistvari ıstırap vb. şeyler insanın ruhuna yabancılaşmasına, çilecileşmesine, apolitikleşmesine sebep olurken; felsefe, bilim, sanat, edebiyat, dayanışma, eylem, dostluk, aşk, estetik duygusu, yaratıcılık, doğa vb. şeyler insan ruhunu olumlamaya, coşkulu olmaya, praksis ortaya koymasına sebep olur. Ütopyanın önemini vurgulayan Toygar, onu boş bir hayal olarak görenleri eleştirir. Ütopyanın olmadığı bir dünyada kapitalizmin teknokrasisinden başka bir şey kalmayacağını ısrarla vurgular. Haklıdır da. Başka bir olanaklar dünyası için ütopyaya ihtiyacımız vardır ve ütopya boş bir hayalden ziyade örgütlü bir mücadeleyle maddi dünyada tezahür eden gerçekliğin ta kendisidir. Asıl hayali olan şey, krizler üreten kapitalist sistemin sonsuza dek varlığını sürdüreceğine olan inançtır, insan doğasını sabit bir öz olarak ele alıp eşitsizliği meşrulaştırmaktır, bencilliği ve rekabetçiliği dogma gibi savunmaktır, sosyal-darwinizm gibi güçlü olanın hayatta kaldığı mitini hakikat olarak görmektir. “Varoluş İsyanı”nı okumanızı şiddetle öneriyorum. Arkadaşım olduğu için değil, nitelikli bir yapıt olduğu için. İyi bir yazar ve entelektüel olduğu için. Bizim gibi bir prekarya olduğu için. Benlerin içindeki Biz olduğu için vs. İleride iyi bir yazar olacağına inanıyorum. Bunu şimdiden söylüyorum, umarım haksız çıkmam.
Varoluş İsyanı
Varoluş İsyanıN. Toygar Ateş · Phoenix Yayınevi · 20224 okunma
·
622 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.