Gönderi

Nasıl Başarılı Olunur?
Yeryüzünde hangi dinden olursa olsun bütün başarılı olan adamların amacı, sonuçlar üzerine değildir. Yeryüzünde hiçbir başarılı adam sonucuna göre bir amaç edinmemiştir. Yani ne Bill Gates gibi adamlar hayatları boyunca, "Öyle bir şey yapalım ki yaptığımız şeyden sonra zengin olalım." dememişlerdir. Esasında hepsi, insanların yaşadığı bir sıkıntıyı kendilerine problem edinip o problemi çözmeye niyetlenmişlerdi. Her ne kadar onlar bunu hedeflemek olarak adlandırıyor olsalar da yaptıkları şey aslında niyetlenmekti. Niyeti anlamadıkları için bunu hedef olarak adlandırmışlardı; tıpkı bir Amerikalıya, "Bu işte bir hayır vardır" dediğiniz zaman onun bunu anlayamaması gibi. Bir yola çıkarken hedefiniz ve amacınız zengin olmaksa çok yanlış bir yolun içerisindesiniz demektir. Mesele hayatın içerisindeki bir aksaklığı çözümleyebilmek ve ortadan kaldırabilmektir. Sonuçlar ise doğal olarak istediğiniz gibi, istediğinizden fazla ya da az olarak gerçekleşebilir. Arabayı bulan adam arabayı zengin olmak için bulmamıştır. Bir şeyi başarmanın önündeki en büyük engel, kişinin o şeyi başardıktan sonraki durumu hayalinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Boğaziçi işletme bölümünü kazanmak istiyorsunuz. Orayı kazanmayı isteme sebebiniz bir başkasına yardımcı olmak, hizmet götürmek, etrafınızdaki bir takım aksaklıkları düzeltmek değil de sadece dolgun bir maaş alarak zengin olmak ise ve sadece kendinizi düşünüyorsanız; bu durumda çok büyük bir ihtimalle başaramayacaksınız demektir. Başarmaya niyet ettiğiniz şey sizin derdiniz değilse o şeyi başaramazsınız. Başarmaya niyetlendiğiniz şeyin sizin veya insanların hayatında bir şeyi çözüyor, bir problemi ortadan kaldırıyor olması gerekir. Eğer bir şeye zengin olmak için niyetlendiyseniz kafanızda o işi başardıktan sonra elde ettiğiniz zenginlik dönmeye başlar. Bu durum da motivasyon kavramınızın değişmesine sebebiyet verir ve sonuç olarak hedefinize ulaşma ihtimaliniz ortadan kalkar. Dolayısıyla öncelikle kafa yapınızı değiştirmeniz gerekir. Bir şeye niyetlenip yola çıktığınız bir süreçte eğer daha önce yapılmış bir şey sizin amaçlarınızla örtüşüyorsa, o halde onun aynısını kopyalayıp yolunuza devam edebilirsiniz. Örneğin iyi bir doktor olmaya niyet ettiniz. Zengin olma niyetinde olmadan sadece hastaları tedavi etmek istiyorsunuz. Bu durumda insanları tedavi etme sürecinde bu yolda başarılı olmuş doktorları seyretmek, onların hayatlarını okumak oldukça kıymetlidir. Diğer yandan dünyada hiç yapılmamış bir şey üzerine bir niyetiniz varsa bu durumda farklı olmak zorundasınız. Farklı olmak ise ancak farklı bir yol açmakla mümkündür. Farklı bir yol açmaktan ziyade farklı olmak için bir şeyleri yapmaya kalkarsanız orada tıkanıp kalırsınız. Örneğin, eğer bir araba tamirhanesi açmaya niyet ettiyseniz ve farklı olmak için bir çabanız varsa başarısızlık sizin için vazgeçilmezdir. Çünkü araba tamirciliği daha önce yapılmıştır ve nasıl yapılması gerektiği bellidir. Burada önemli olan ve sizi ön plana çıkaracak olan şey kalitedir. Ancak, "Ben öyle bir şey yapacağım ki insanlar diğer tamirhanelerde yaşamadığı bir şeyi yaşayacaklar." diyorsanız, o halde farklı bir yol seçmeniz gerekmektedir. Bu durumda o farklılık ve o yolun farklı çizilmesi sizin için bir değer oluşturur. Farklı olacağım diyen bütün lokantacılar batar. Çünkü farklı olmak için daha fazla dekorasyon yapılacak, daha değişik adamlar çalıştırılacak ve pek çok teferruat da işin içerisine dahil olacak. Lokantanın usulü bellidir ancak bunun hem kalitelisi vardır hem de kalitesizi vardır. Melese kaliteli olabilmektir. Daha başarılı olmak istiyorsanız kaliteyi arttırmalısınız. Dikkat edilmesi gereken incelikli maddeler: 1- Başarılı olma yolculuğunda hırs insana başarı değil, düşman kazandırır. İslam medeniyetinde hırs yoktur, azim vardır. Azim, bir şeyle beraber o şey uğrunda çalışmaktan yılmamaktır. Hırs ise başaramadığında beceriksiz olma durumunu doğurur. Azimli adam Cenabı Hakk’ın takdirine boyun eğmiştir. İslam dünyası azmetme meselesini hafife aldığı için ciddi anlamda tembelleşmiştir. Dünya tembellik sıralamasında 180 ülke arasında Türkiye Cumhuriyeti ilk 10’a girer. Dünyanın en tembel toplumlarından biriyiz çünkü sadece konuşmaktayız. Birileri konuşmayı çoktan kenara bırak azimle bunun mücadelesini verdikleri için başarılılar. İslam toplumu nasip meselesini çok yanlış anladı. Ter dökmeden, canla başla uğraşmadan "Nasip değilmiş" diyemezsin. Nasip, insanın çalışmasıyla beraber hasıl olan bir durumdur. Kişi çalışmayı bıraktığı yerde Cenabı Hakk'a hal lisanıyla şunu söylemiş olur; "Ya Rabbi nasip etme bize." Örneğin önünüzde bir kapı var ve onu açan anahtar elinizde 250 anahtarın bulunduğu poşetin içerisinde. 250 anahtardan bir tanesi bu kapıyı açıyor. Siz beşinci anahtarı deneyip, "Açmak nasip değilmiş" diyerek bırakamazsınız. Nasip o poşetin içerisinde. 250 anahtardan bir tanesi kapıyı açacak. Eğer bütün anahtarları denediğiniz halde kapı açılmadıysa o zaman nasip değilmiş diyebilirsiniz. "Daha önce iki dükkan açtım, ikisi de battı. Daha da dükkan açmam, nasip değilmiş." diyorsan bilmiş ol ki Allahu Zülcelal on tane daha dükkan açmana imkan verecek parayı verdiyse, senin de bu konuda istibdadın varsa yine dükkan açmaya mecbursun. "Üniversite sınavına iki defa girdim olmadı, nasip değilmiş." diyorsan bilmiş ol ki bir üniversite sınavına girerken hakkıyla çalışmanın karşılığı günde en az 10 saattir. Çalışmadıysan hal lisanınla, "Ya Rabbi bunu bana nasip etme" demektesin. 2- Plan yapmayınız, programlı olunuz. Yani geleceğinizi planlamaya kalkmayın. Aylık, yıllık, senelik, ömürlük planlar yapmayınız. Plan en fazla altı, yedi günü içerir. Programlı olmak ve planlı olmak farklı şeylerdir. Programlı bir adam kendisi için önemli ve acil olan konuya odaklanarak bunu ertelemez. İslam medeniyeti günde beş vakit namazı programlamış ve önümüze koymuşken bugün Müslümanlar programsız bir hayat yaşamaktadır. "10 sene sonra kendini nerede görmek istiyorsun?" diye soruyorlar. Halbuki yarın ne olacağı belli değil. Doktor olmaya niyetlendiyseniz şöyle diyebilirsiniz; "Ben şuanda doktor olma niyetinde bir gencim. Bunun için günde sekiz saat çalışıyorum. Programlı çalışıyorum. Benim hedefim belli, programım belli." Plan, bu hakikat dairesinde kendisini şekillendirmektedir. 3- Odaklanmayınız, genişleyiniz. "Bir konuya öyle bir odaklanın ki o odaktan gözünüzü asla açmayın." diyorlar. Halbuki başarı için resmin bütününün görülmesi gerekmektedir. Eğer kişi etrafındaki değerlerden habersiz olursa başarılı olamaz. Bu hakikat dairesinde mesleğinin inceliklerini öğrenemeyip erbap olamamış bir adamın Ümmeti Muhammed'e faydası olmaz. İtalya’da makarna yapan bir adam on senede yetişmektedir. Japonya’da iyi suşi yapan bir adam yaklaşık elli senede yetişmektedir. Çünkü suşi yapan adam önce balıkların tamamını bilmek zorundadır. Balığı o yenilecek hale getirebilmek için gereken bütün evreleri en az bir kere ustaca yapmış olmak zorundadır. Bu yüzden adam yaptığı balığı en az 200 Euro'ya satmaktadır. Sen ise beş liraya kuru fasulye satmaya çalışıyorsun. Ömrün boyunca satmaya devam edeceksin. Çünkü kaç çeşit fasulye olduğunu, hangi fasulyenin nereden geldiğini, hangisinin ne zaman toplandığını ve hangisinin taze olduğunu bilmiyorsun. Çünkü tek bir şeye odaklanmışsın; o tezgahta bir an önce para kazanmak. Mesleğinizin inceliğini bilmedikçe o meslekten fayda beklemeyin. 4- Gerilmeyiniz. Kendinize rahatlayacak bir alan keşfediniz ve o alan da aynı yerde olsun. Yani kaçıp bırakmayınız. Hayat bir mücadeledir. Bu mücadelede elbette karşımıza pek çok engel çıkacaktır. Dinlenmek için dünyanın öbür ucuna dahi gitsen beynin yine kafatasının içinde seninle beraber gelmekte. Rahatlayacağın şey o şeyin içi. Biraz daha mücadele etmeye mecbursun. Biraz daha sık dişini. Sonra rahatladığında dünyanın bir ucunda yapacağın on günlük tatilden daha büyük bir rahatlama yaşayacaksın. Bu sebeple gerildiğiniz zamanlarda o alan ve civardan çıkmayacak şekilde kendinizi rahatlatacağınız bir unsur bulun. Örneğin matematikte bir soruyu çözemiyorsunuz. Bir önceki konuya dönün, orada kendinizi rahatlatın. Başka sorular çözerek kendinizi motive edin. Sonra bir daha çözemediğiniz soruya gelin ve çözene kadar bunu devam ettirin. Aklın kapısına gidip de açamayacağınız yeryüzünde bir şey yoktur. "Benim aklım buna basmıyor." demek yanlıştır, yalandır. Aklın basmak istemiyor olabilir, sen uğraşmak istemiyor olabilirsin, konu hoşuna gitmiyor olabilir. Ancak aklım basmıyor demek, hakikatte Cenabı Hakk'a isyan halini taşır. Çünkü Cenabı Hakk'ın herkese verdiği akıl bunlara yapmaya kafidir. 5- Yenilikçi olmaya çalışmayın, önce iyilikçi olun. "Öyle yeni bir şey bulalım ki bu yeni şey insanların hayatını değiştirsin." demeyin. İnsanların hayatına iyilik katacak olan şeyi bulun. Çünkü yeryüzünün en büyük buluşları yenilik kattıkları için değil, iyilik kattıkları için başarılı olmuştur. Örneğin ampul yenilikçi değil, iyilikçi bir şeydir. Zira ampul vesilesiyle gece boyunca ilim çalışabilmekteyiz. Dolaysıyla yapacağınız şeyin yeni olması yetmez, insanlara iyi üzerine bir şey katması gerekir. Facebook bir yeniliktir ama kattığı bir iyilik de vardır. 6- Takip edilen adam olmaya çalışmayın. "Bütün dünya beni takip edecek hale gelsin, herkes benim adımı ansın, bu meslek anıldığında benim de adım anılsın." demeyin. Eğer siz işi yapan olursanız yeri geldiğinde zaten zikredilen, kendisinden bahsedilen adam olacaksınız. Kendinize böyle bir mihenk koymayın. Yeryüzünün hiçbir ünlü fizikçisi, ünlü biyoloğu yola çıkarken bütün dünya kendilerini konuşsun diye o yola çıkmadı. Belki ömürlerinin ilk kırk senesinde onları duyan kimse de yoktu. Bu adamların niyetleri ünlü olmak değildi. İlmi meseleye olan odaklanmaları, kendilerinin zikredileceği o alana kendilerini feda etmelerinden kaynaklanıyordu. 7- Önemli olan bir şeyi görmek değildir, önce kendini görebilmektir. Yani kişisel gelişim kitaplarında hep şu söylenir; "Etrafınıza çok bakın. Etrafınızda var olan şeyleri görmeye çalışın." Etrafınızdan önce kendinizi görmeye çalışın. Kendinizdeki hataları görmeyi beceremedikçe etraftaki güzel şeyleri görmeyi beceremezsiniz. Her zaman için eleştirir ve aşağıda görürsünüz. Sonrasında zamanla kendinizi yukarıda göre göre de o başarıyı yakalama imkanınız kalmaz. Hatanın, eksiğin, yanlış tarafta olanın her zaman için kendiniz olduğu bilincine sahip olmalısınız. Başkalarını seyretmenin gereğine ve önemine inanırsanız başarının hakkını kaybedersiniz. Başarı, etrafını değil, kendini görmekle başlayın bir süreç ve serüvendir. Yani eksiğinizin ne olduğunu iyi bilin ve o eksikten asla yadsınmayın. O, Cenabı Hakkın bize verdiği bir imtihandır ve hepimizde en az yüzlerce bulunmaktadır. Kapatmayı Cenabı Hak nasip eylesin. 8- Açık aramaya kalkmayın, her zaman için kendi fikirlerinizin ve ortaya koyduğunuz şeylerin açığını bulmaya çalışın. Yaptığınız şeyin açıklarını önce kendiniz bilmek zorundasınız. Bir adamın başarılı olup olmadığını anlamak istiyorsanız bir formül: Bir mühendisin hakikaten mühendis olup olmadığını nasıl anlarsınız? Yaptığı veya tamir ettiği bir aleti işaret ederek onun eksiklerini sorun. Eğer yaptığı şeydeki eksikleri göremiyorsa başarısızdır. Zira yeryüzünde insan elinden çıkıp da eksiği olmayan hiçbir şey olamaz. Başarılı adam ne yaptığını bilendir adamdır. Ne yaptığını bilen adam yaptığı her ne olursa olsun hatası olduğunu bilendir. Yaptığınız işin üzerine bir şeyler koyabilmeniz hatalarınızı görebilmeniz ile mümkündür.
Seyyid Muhammed Ruhi
Seyyid Muhammed Ruhi
··
1.135 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Elfaff okurunun profil resmi
Uzun olduğu için hüzgünüm
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.