Müslümanda ki bu kıyamet inancının, her anını şuurla izleyen, bir kendi kendinin bekçisi ve gözcüsü yapması tanımıyla başlayan eser, devamında da dediği gibi her an olabilecek bir vakıa olarak bakmasından neşet eden, bir uyanıklık hali vermesi insana; onu dinamik, uyanık, sabır timsali bir kişiliğe kavuşturur imiş..
Kur'an'ı Kerim'de kıyametten o kadar bahsedilmiş ki sahabeler her an kıyamet kopacak diye ürkmüştür. Kıyamet şuuru, her halini özenle düzeltme dikkatliliğine dönüşüyor- dönüşmeli.
Her konuda, hayatın her basamağında sabrın birinci rolü de yine dikkate alınmış bu eserde de olduğu gibi. Kader sırrına ermek olarak tanımlanıyor:
"Bir iş bir dakika önce olmaz, bir dakika sonraya da kalmaz. İşte sabır, bu kader sırrına ermektir."
Her dini kitapda bu sabır konusu üstüne özenle durulmasından hayatın püf noktası, zorlukların önünde zırhlı bir giyecek ve yıkılmaz bir irade olarak görmekten geri duramadım. Hayatın sırrı, çözümü gibi..
Zaten o sorumluluğu kimse yüklenmezken sabırsız olamayacak bir yükün altına girmedik mi?
"Dağın çekemediği ulu bir sabrın sorumluluğunu yüklenmişiz."
".. cennetini kaybetmemek için çarpmadığı cehennem kalmayan, göğsü kıyamet aşısıyla aşılı, en keskin sabırlarla dağlanmış.." bir müslüman portresi bu gördüğümüz.
"Müslüman, bir sancak çağlayanıdır."
İçi kaynar dışı sakindir; şiddeti gerçeğin şiddeti, yumuşaklığı kevser tatlılığıdır.
Kuran'dan ışık alıp da aydınlanandır; o aynaya(Kur'an) baka baka güzelleşen, onun örsünde demiri çeliğe dönendir.
Bir inançtır, fikirdir, aksiyondur.
Nimetin bilincindedir: "Allah'ı zikir edenin gönlünde doğan nur da bir nimet..."
Her kımıldanışın gözlendiği inancında; bundan sebeb duygularını, hareketlerini kontrol edemediği için utanç içinde, yani hayâ.
"Bu çağ, işte bu müslümanı bekliyor. Asya bu müslümanı bekliyor. Afrika bu müslümanı."
Okuma serüvenim boyunca tarif edilen müslüman portresi üzerine: "Şimdi örneği pek sergilenemese bile, olması gereken asıl müslüman tarifi" diye düzeltme gereğimde bize utanç olarak yetsin. Biz bu tarifin hakkını eda etmekten pek uzağız..
Bu olamadığımız için bütün kaybedişlerimiz.
Müslümana şahsiyetini tanıtacak kıymette bir eser. Orucun ruhda, bedende, bütün azalarda meydana getirdiği diriliş, uyanış mucizesine, nimetine, şahsiyetimizi kazanamadan hakkıyla varamayız sonucuna getiren bir eser. Yazar orucu öyle güzel anlatıyor ki, o etkinin dokunuşunu bütün benliğiyle istetiyor insana.
Burda bir incelemede gördüğüm gibi: şiddetle değil muhabbetle tavsiye ederim.