Japon edebiyatı benim için gerçekten çok başka bir yerde. Kültürlerinin özgünlüğünden mi yoksa edebiyata bakışlarındaki farktan mı bilinmez, Japon edebiyatından bir eser okuduğumda hep aynı hissi yaşıyorum. Çok gerçek duygular ama sanki karakterlere camdan bir duvar ardından bakabiliyorum. Kurgu olağan yada olağanüstü olsun fark etmez olaylar bana paralel ama tamamen farklı bir evrende geçiyormuş gibi geliyor. Edebiyatta kendine haslık konusunda Ruslar ve Japonlar cidden iyi. Murakami de Japon edebiyatının başına gelmiş en güzel şeylerden biri benim fikrimce. Benim Murakami serüvenim 1q84 ile başlamıştı. Ve bu kitaba kadar okuduğum diğer eserleri çok güzel olsalar dahi o seviyeye hiç çıkmamıştı. 1q84 yalnız tahtında oturacak diye düşünürken Sahilde Kafka geldi yerleşti yanına.. Kitabımız 15 yaşında Kendine Kafka adını koyan delikanlımızın evden kaçışı ile başlıyor ve olaylar gelişiyor. Murakami yine hayal gücünü konuşturmuş elbette, konu nerelere geldi bu olaylar nereye gidiyor diyerek okuyorsunuz. Sade bir anlatımı var, üslubundan Murakami'yi tanıyabiliyorum artık. Elbette yer yer serpiştirilmiş felsefik fikirlerle harmanlanmış bu sade anlatım. Aslında kitabın tamamı felsefik desek bile olur çünkü gerçek ve rüya aleminin sınırları çok silik. Finalde Murakami klasiği olarak size hiç bir şey açıklamadan açık uçlu bitiveriyor. Murakami başlangıç kitabı olur mu? Olabilir. Ama bence hacimce daha kısa bir eseri ile başlamak, üslubunu sevip sevmeyeceğini görmek için daha mantıklı bir karar olur. Çünkü öyle bir yazarki ya çok seversiniz yada nefret edersiniz. Gerçekçi ve sonuç odaklı bir insansanız sanıyorum ki Murakami sizin yazarınız olmayacaktır. Neyse sonuç olarak ben kitaba bayıldım. Diğer kitaplarını da edinmeye ve okumaya mutlaka devam edeceğim. Tavsiye edilir..

Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,9bin okunma

·

96 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Duygu S.