Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Büyüklerin büyüklüğü
Dinle, küçük adam! Kitabın bu isimle karşımıza çıkması çok yerinde bir tercih olmuş açıkçası. İlk sayfalardan itibaren Ali Şeriati'nin kitaplarına başlarken kullandığı ifade aklıma geldi :Merhaba, sizi rahatsız etmeye geldim. Evet Wilhelm Reich da sanırım bizi rahatsız etmeye gelmiş. Konformizm malesef günümüzde almış başını gidiyor. Olan şeyler karşısında düşünmüyor nedenleri sorgulamıyoruz. Buna rağmen olumsuz olan şeyleri eleştirmekten de geri durmuyoruz. Peki nasıl bir eleştiri yapıyoruz hiç düşündünüz mü? Kör bir eleştiri. Yani sadece eleştiri olsun diye eleştiri. Konuşmak için eleştiri. Oysaki böylesi eleştiriler bize herhangi bir katkı sağlamıyor. Olan sorunların çözümünü sürekli ötelemekten başka da hiçbir işe yaramıyor. Dinle küçük adam! Platonun mağara metaforu ile de benzerlik gösteriyor sanırım. Bu metaforu sanırım bilirsiniz. Gölgelerin oyunu! Yukarıda da anlattığım gibi başımızı kumdan çıkarmadıgimiz müddetçe ve bakmaya görmeye cesaret etmediğimiz müddetçe gölgelerin gerçekleri dile getirdiğini sanmaya devam edecez. Dönüp bir baksak belki de gölgeye neden olan gerçekleri kavrayacagizdir. Evet belki ilk seferde gözlerimiz ışıktan dolayı kamașabilir. Belki de acı çekecez. Ama sonuç mükemmel olmaz mı sizce de.? Gerçeği göreceğiz:gerçeği! Öz bilinç ve öz yeterlilik insan yaşamında çok önemli kavram ve olgulardir. Çoğumuz bunları çok kullaadigimiz gibi farkında bile değilizdir çoğu kes. Her insanda potansiyel bir cevher vardır ve bu cevher tüm cevherlerin efendisidir bana göre. Bu cevher olsa olsa yaratım özelliğimizdir. Yaratım özelliği çok farklı şeylere sebebiyet verir haliyle. En basitinden yaratimda bulunduğunuzda değiştirmis de olursunuz. Bozmus yıkmış da olabilirsiniz. Değişimin kökeni yaratimla başlar muhakkak. Eser bize bu yaratım özelliğimizi kullanmamizi da salık verir. Kendi bilincimizin farkında olup değiştirin diyor. Oldukça kullanıșlı bir ede ile hem de. Sanki biri ölmüş sonra dünyaya gelmiş ve nutuk çekercesine bir hava var eserde. Ben biliyorum sen de artık farkına var dercesine. Satır aralarında kendimize pay çıkarmamiza neden olup dozajı gittikçe artan bir elektrik şokuna maruz kalıyormușuz gibi hissediyoruz. Acaba bu şok daha da artacak mı diye beklentiye neden oluyor eser. Çünkü her sayfa da acaba yine kızacak mi bana diyebiliyorsunuz :) pek tabi bu kızma durumunu kabullenecek olursanız! Küçük adama seslenen bilge insan mı diyeyim bilmiyourm ama eserde ilahi bakış açısını kullanmıştir. Dile getirdiği öğütleri küçük adamin hatalarını bildiği için söylemektedir. Bunu yaparken kendinden yola çıkarak örnekler verir. Bir nevi bu yoldan ben de geçtim diyerekten. Bilge insanımız yersiz yere eleştiriyi eleştirmektedir ve kişinin kendisiyle rekabet halinde olduğunu söylemektedir. Şayet eleştiriler kişinin kendine yönelik olduğu zamandir ki büyük adam olunur anlayışına ulaştırmak istemektedir küçük adamı. Usta çırak ilişkisi içerisinde oldukça güzel mesajlar veriyor. Söz konusu yazarın toplumsal olaylara yönelik hassasiyeti eserde kendisini baya gösteriyor. Bilge adam tükenmişlik hissiyatiyla davranıyordur belki de bilemeyiz. Eserin genel havası benden geçti siz kendinize bakın ve ona göre adımlarınızi atın argumaniyla ilerliyor. Küçük adam, büyük adam karşılaştırmalarinin bolca olduğu bu kitap zaman zaman anlamakta zorluk çektiriyor. Boğuk bir anlatım tarzı olmuş. Bu da aynı zamanda anlatımın sohbet havası içinde olduğunu ve samimi bir dilin kullandığını gösterir. Çünkü planlı kurulan cümlelerdense o an lazım gelen ifade ne ise onu dile getirmeye yöneliktir çaba. Hal böyle olunca da bazen ilk elden anlamak hafif de olsa zor gelir okuyucuya diye düşünüyorum. Reich insanlık vasfını ırkçılığa bağlamayı reddeder görünümü sergilemekte eserde. Ona göre tüm insanlar temelde biyolojik bir organizasmadir ve herkes herkesle temelde aynıdır. Irksal anlamda bir üstünlüğün olmayacağını dile getirmekle birlikte böyle bir üstünlük taslayanlari ise elestirmektedir. Ona göre ırklar hakim konuma geldiğinde diğer ırkları örseler hale gelmektedir ve muhtemelen çatışmaların ana kaynağını ise bi örseleme, öteleme durumuna bağlıyor. Bunun yanı sıra evlilik akdine de eleştiride bulunuyor. Nasıl ki evlilik sonucu doğan çocuklar önemli ya da değerli ise evlilik dışı doğan çocuklar da önemli ve değerlidir. Ona göre evlilik dışı çocukların olması bir suç ya da utanılacak bir durum olmamalı. İnsanların ikiyüzlü durumunu ele alır. Partizanca destek verdiğimiz bazı liderlerin evlilik dışı dünyaya gelmeleri sorun değilken sıradan birinin evlilik dışı çocuk yapması bir diken gibi gözümuze batmasindan yakınır. Örnekler vererek durumu somutlastirmaya çalışmıştır. Örnekleri ise İsa ve Lenin... Cinsel özgürlük. Reich'in bu eserinde olsun isterse farklı yazılarında olsun cinsel özgürlük başat temalardan olsa gerek. Bazen bu yönüyle kendisini Foucsult'a benzetirim. Açıkçası Reich'in bu düşüncesi beni cezbetmemekle beraber yadsimama neden de oluyor. Söz konusu cinsel özgürlük adı altında takındığı tavır ütopik bir durum. İşin nüansi ise bunu tüm toplumlara yönelik dile getirmesi. E yaw kendi hayatında bunu uygulayabilirsin ama uyguladıgin için bir başkasının uygulamasına gerek mi var. Elbette ki yok. Lakin Reich'in brifing verir gibi cümleleri var ve bu toplumdan topluma kabul görmeyebilir. Kabul görülmemesi de gerekir bence. Aile yaşantısının başladığı evlilikle birlikte cinsel özgürlüğün istendik yönde sınırlanması gerektiğini düşünüyorum. Oysaki Reich sanırım bu sınırlamayı bile absürt buluyor. Böylesi düşüncelerinden ötürü kitaplarının bir dönem yasaklandığını okudum ya da duydum tam hatırlamıyorum. Şayet başat kültürde böylesi düşüncelere yer yoksa yasaklanması yerinde olmuş gibi gibi ama ama yine yasaklanması sanki kötü olmuş bence galiba herhalde.. :) Her ne kadar cinsel özgürlüğe atıfta bulunsa da azgınlık ve yersiz şehvete de karşıdır. Eserde cinselliğin aşk üzerinden ya da ne bilim belli bir bağlılık ve saygı çerçevesinde olması gerektiğini savunuyor. Kitap bu yönüyle zıtlık barındiriyor gibi ama satırlara ilginclik kazandırmış diyebiliriz. Reich düşüncesinde Marksizm ve psikanalizin sentezi vardır. O özgürlük alanınin ancak siyasi alanda marksizle elde edileceğini düşünür. Buradaki durum ise Marksizmin diktatörlük üzerine kurulmamasi şeklinde kendini tezahür eder. Reich'a göre bilim de insan yaşamı üzerinde çok önemlidir. Eserinde orgon enerjisinden bahseder. Orgon enerjisinden kastettiği orgazm esnasında oluşan enerjidir. Bu enerji bazılarına göre tanrisallik taşır. Reich bu enerjinin toplanması için icad yapmaya bile girişmiş ve kulübe şeklide kutular yapmıştır. Sağaltim denemeleri ve farklı türde hastalıkların tedavisinde bu icadından faydalanmistir. Dediğimiz gibi bu işin nuansi ise orgazm enerjisi ve farkındalığıdır. Eserde bu durum detaylı olarak ele alınmamış olsa bile bu konuya değinmiştir. Reich,eserinde serzenişte bulunuyor . Bu serzeniş ise gerçek yaşamda karşılaşmış olduğu engellerden kaynaklanıyor sanırım. Düşüncelerini yaymak için çıkmış olduğu yolda kendisine yöneltilen eleştirileri karşı eleştiri olarak küçük adama yöneltiyor. Burdaki küçük adam ise bildiğimiz sistem. Sistemi avam olarak görüp kör olduğunu beyan etmekte ve gerçekleri gizlemekle suçluyor. Çünkü ona göre sistem şayet bunu yapmayacak olsa karşı olarak kendi düşüncelerini öne sürecek olsa sistem diye bisey kalmayacaktır. O yüzden de sistemin de kendisine savaş açmış olduğunu dile getirir. Pek tabi kendisinin haklı olduğunu savunuyor ve doğru yolun kendi yolu olduğu konusunda sert çıkışları olduğu da söylenebilir eserde. Hatta ve hatta sinirlilik hali bile sezilebilir diyebilirim eserde. İyi okumalar /Esenlikle
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 013,1bin okunma
·
441 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.