Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Latin Amerika edebiyatı ile hiç tanışmamış olmak tıpkı rengarenk ve bol baharatlı, her yemeği beynin haz alanında eşsiz bir tat bırakan şölen sofrasının başında dikilmiş ama lezzetlerinden tatmamış biri olmak gibidir. Latin yazarların acıyı, sevinci, hüznü, çaresizliği, tutkuyu, ezen ve ezilenlerin hissettiklerini anlatmadaki üstün edebi yeteneklerinin üzerine tanımıyorum. Kolombiya’nın San José köyünde emekli öğretmen Ismael’in günleri yan komşusu Brezilyalı’nın güneşlenen karısı Geraldine’i izlemekle geçiyor. Bahçedeki mis kokulu portakallar, küçük havuzdaki balıklar ve yaşından dolayı artık pek umursanmayan röntgenciliği ile hayatı pek bir harika. Ismael’in şehvet dolu düşüncelerini bölen şey yavaş yavaş yaklaşmakta olan iç savaşın ayak sesleri. Birden bire ortadan kaybolan ya da fidye için kaçırılanların haberini alıyor köylüler. Paramiliterler, gerilla ve ordunun birbirine karıştığı kuvvetlerin çatışmanın etkisi altında kalan köyde insanlar köyü terketmeye başlıyorlar. Bu kargaşada eşi Otilia’yı kaybeden Ismael’le ev ev dolaşırken sokaklarda yaşanan kaosa şahit oluyor ve aynı zamanda onun zihninde de bir yolculuğa çıkıyoruz. Ölümün kıyısında dolaşmak deliliğin sınırlarını zorlamak adeta. Ismael’in yavaş yavaş benliğini kaybetmesi ile savaşın acı tablosu birbirine karışıyor ve son sahne ile adeta “İşte insanlığın yitirildiği son nokta budur.” diyoruz. Etkisinden uzun süre çıkamayacağıma eminim. Süleyman Doğru’nun İspanyolca aslından muhteşem çevirisi ile yazarın anlatmak istedikleri aynen okura geçiyor. 2006 Tusquets Roman Ödülü ve 2009 The Independent Yabancı Roman Ödülü sahibi bu eseri mutlaka okumalısınız. Umarım yazarın daha fazla eseri dilimize çevrilir.
Ordular
OrdularEvelio Rosero · Can Yayınları · 2016167 okunma
·
191 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.