Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

110 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Aslında kitaptan ziyade anlatmak istediğim Hz. Mevlana ve Şems'in sıradışı dostluğu. Mevlana Hazretleri Şems'te kendi özünü bulmuştu. Birbirine ayna tutan iki insan, ruhuna dokunanı,onu olduğu gibi seveni bulmak. Her ruh aslında tekamüle ihtiyaç duyar. Hz. Mevlana'nın tekamül yolculuğu da Şems ile karşılaşması ile başlıyor. Saf bir sevgi, aşkla çekilme ve bağlanma. Bu aşk aslında günümüz aşkları gibi değil de ilahi olana duyulan aşkı ifade etmektedir. Bütün zamanını Şems'in sohbetine ayırıyor. Bu gönül, ruhların buluşması o kadar derin oluyor ki Mevlana tüm yaşamını ve heyecanını Şems'in varlığında topluyor. Mevlana Hazretleri bütün birikimine rağmen Şems'in öğrencisi oluyor. Iki hakikat yolcusu... Mevlâna o dönemin en bilgin, en çok okuyan adamı. Bilinen karşılaşmaları şu şekilde oluyor: Şems Mevlana'ya: "Bana en önemli, en iyi üç kitabını göster". Mevlana Hazretleri üç kitap gösteriyor ve bunları suya atıyor. Ve Mevlana'ya dönüp "Aradığın şey o kitaplarda değil, aradığın şeyi okuyarak bulamazsın, sende eksik olan şeyi gözlerinle tamamlayamazsın, aradığın şeyi dünyada arayacaksın, aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın. Dünyadaki tüm kitaplar, tüm eserler, sayfalarca laflar sevginin yerini tutmaz. Severek anlayacaksın." Bu karşılaşmanın Şems'le Hz. Mevlana arasında geçen ilk ciddî diyalog olduğu rivayet edilir. Bu iki insan mânâ aleminde sohbetlerde birbirine ayna olmuşlar. Konya halkı Şems karşı düşmanlık beslemeye başlamış. Şems bu durum karşısında Konya'dan gidince Hz. Mevlana bu duruma içerliyor. Mevlana'nın oğlu Sultan Veled Şems'i döndürmek için yola düşüyor. Şems geri dönüyor lâkin Konya halkı huzursuzluğa devam ediyor. Şems Sultan Veled'e diyor ki: " Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler, bilginlikte eşi olmayan Mevlâna'nın huzurundan beni ayırmak, bizi uzaklaştırmak sonra da sevinmek istiyorlar. Bu sefer öyle bir gideceğim ki hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek." Sonrasında Konya'dan ayrılıyor. Hepimizin bildiği "Etme Şiiri" bu sebeple yazılmış oluyor. Tabi bu rivayet edilen kısım. Gerçek kaynak sunabilecek okurların beni bilgilendirmesini isterim. Mevlâna Hazretleri Aşk ve ilhamı şiirle birleştiren en büyük tasavvuf şairlerinden olmuştur. 26.600 beyitlik Mesnevi'nin sahibi büyük üstad. Hayatını ise üç kelime ile özetlemiş: " Hamdım...Piştim...Yandım... "Cenazemi görüpte ayrılık ayrılık deme. Bilesin ki o vakit benim ayrılık vaktim değil, Rabbimle buluşma yani vuslat vaktimdir." Hz. Mevlâna her mezhepten,her dinden, her milletten insanı etkilemiş bir düşünce adamıdır. Farklı inançlara karşı da hoşgörüyle yaklaşmıştır. Hoşgörüyü,sevgiyi,saf ve koşulsuz olanı insan olarak yitirdiğimiz şu yüzyılda kalplerimizin öze dönmesini dilerim. Belki de gerçek olanı, koşulsuz sevgiyi bulabilmek ya da Mevlâna'yı anlamak için ruhun yanması gerek. Ve kitaba gelince Mevlâna'yı okumamak etkilenmemek mümkün mü? O mânâ aleminde boğulmamak mümkün mü? Kesinlikle okunmalı o derinlikte kaybolmalı... Keyifli okumalar....
Rubailer
RubailerMevlana Celaleddin-i Rumi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20072,078 okunma
·
1 artı 1'leme
·
513 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.