Gönderi

Hâviye
Düşmüşüm çehine Lut'un. Feryadım; çan sesleri, Dosta, yârene.. Çığrılır tuğlalar arasından.. Karac'oğlanı düşle.. Elli dirhem fazlası bu. Elli dirhem fazlası, ölümden. Şimdi bir bulanık buğu sarar gözlerimi. Şimdi bir bulanık buğu, Gözlerimin penceresinde.. Kan kırmızı bir yitiklik, parmaklarımla sardığım. Parmaklarımla sardığım; Ve damarlarımda gezinen bu oran, Beni sessizliğimden koparır. Sokaklara sarar, kan kıyamet. Namussuzca bir ihanet, Yeniden bir insan yaratır. Düştüğüm bu gaflet uykusunda; Hasretle yetişiyor, büyüyor bu kuru karanlık. Ne çare yokluğunda hüküm süren bu haytalık? Kime ne çare! Ne çare; bu zalim, bu hayın, bu namert ayrılık?.. Şimdi, yaralı bir beden saklarım taa ki Mavi'ye. Bu yalnızlık; bu sahipsizlik, bu toprak damlar altında, Kaçınılmaz bir hâviye.. ~Tuncer Turgay 29.05.2022  Pzr 21.38
·
112 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.