Sema Soykan, kalemi ile ilk kez tanıştım. Fesleğenleri sevdiğini öğrendim sonra ve bir kez daha sevdim. teşekkür ederim:) Fesleğen kokulu kitaplar kaleme alın siz hep. kitabı bitirdim şöyle bir nefes aldım sonra açtım bir türkü ve kitap hakkında bir kaç cümle yazayım dedim. biraz düşüneyim dedim türküler birbirini takip etti derken tam yoruma başladım bir şarkı çalmaya başladı şaşırdım. güzel bir tevafuk oldu. yola düş grubunun söylediği 'Berfin' şarkısı. şimdi diyeceksiniz ki ne alaka. kitabın karakterlerinden, hatta kahramanlarından birinin adı ;Berfin. kilit taşı Nasıl bir bir kemeri, köprüyü, kubbeyi ayakta tutan şey kilit taşıdır; toplumların, ailelerin kilit taşı da kadınlardır. Cesur, güçlü, azimli kadınlar… Kilit taşı olmazsa kemer; köprü çöker; kadın olmazsa toplum… (388) bu alıntı ile başladım çünkü kitabı bitirince neden "Kilit Taşı" olduğunu hissettim sadece anlamadım yani. hatta kitap yeniden isim alarak birazda geliştirilerek tekrar basıma girmiş ve dedim ki iyi ki sayın Sema Soykan iyi ki bu isim ve iyi ki yeniden. Cesur ve düştüğü yerden yeniden kalkmayı bilen, kuruduğu yerden yeniden yeşillenen üç güzel kadının hikayesi. üç farklı hayat hikayesi birbiri ile kesişen hayat hikayeleri. okuyunca bir kere daha anladım ki ön yargılı olmak, birine konuşma hakkı tanımamak ilerleyen zamanlarda en büyük pişmanlıkların sebebi olabiliyormuş. bu yüzden bir şeylere geç kalmamak adına şimdiye bakmanın zamanı gelmiştir belkide dedim kendime ve geçmişi artık affetmeye ve önüme bakmaya karar verdim. kitabı okumaya başladığım da tarihin derinliklerinde saklı kalan bilgilerin yer aldığı kadınlarla ilgili olan kısımları, onların uğradığı işkencelerde takıldım kaldım. onlara üzüldüm, onlara ah dedim. Ama bir yandan da toplumun kabul ettiği başarıları ile gündeme damgasını vuran kadınların isimlerini yeniden hatırlamış ve bilmediklerimi de öğrenmiş olmanın verdiği gururu yaşadım. dilinin akıcı olması, merakı canlı tutması çok hoşuma gitti. ve bir kaç saat içinde acaba ne oldu, nasıl devam edecek düşüncesi ile kitabı okuyarak bitirip öyle bıraktım. Demir ve Nil, Zekiye ve Kenan, İnci ve Ziya, Mert ve Berfin, Didem ve Sinan.... bir biri içine geçmiş hayat hikayeleri ve eninde sonunda kesişen yolları. yazıldıysa o oyun oynanır, öyle ya da böyle... ne yaşayacağını bilmeden yola çıkan Nil'in Mardin'de aldığı kararı, beraberinde İstanbul'da yeniden kurulan hayatlar ve hayallerin şehri Roma ile devam eden bir serüven. Mardin, İstanbul, Roma... üç değerli kadın kahraman; Zekiye, Nil, Berfin... Nil; gurur, aşk, intikam arasında sıkışan ruhu, hayata olan güvensizliği, kadınları savunma noktasındaki cesareti ile bilinen bir avukat... Havada asılı kalan sorularına cevap aramaya çalışmak ile cesaret edememesi arasında sıkışıp kalan Nil hayatına kabul ettiği Demir'in de desteği ile intikamı ile yüzleşmeye karar verdiği anda bir kadın ve kızına yardım ederken bulur kendini. intikam merhamet ile yerini sevgiye bırakmıştır. Zekiye; yaşadığı coğrafyaya, töreye inat sergilediği cesareti ile bir anne. Kendisi için gösteremediği cesareti kızı için gösteren güçlü bir kadın, istemediği hayatı yaşamak zorunda kaldığı halde kızı için hayatta kalmaya çalışan bir kadın. Berfin; töreye karşı umut ve azmi seçen küçük bir kız. yaşına ve sakat kalan koluna rağmen hayata umut dolu bakışlarla tutunmaya çalışan küçük yaşta büyümüş bir kadın. azimli, kararlı, başarılı, sevgi dolu bir kadın... detaya inince bazı mevzular rahatsız edebiliyor ama farkındalık oluşması için yer verdiği konu ve mesajları toplum açısından çok değerli ve özeldi bence. keyifle okuyacağınıza eminim.

Kilit TaşıSema Soykan · Alfa Yayınları · 2022274 okunma

·

223 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Betül Zeyrek