Gönderi

🗣️ İstanbul Boğuluyor, Biz Boğuluyoruz Beklenen deprem İstanbul'da çoktan gerçekleşti. Beton depremi çöktü İstanbul'un üzerine. İnşaat, yabancıya toprak, mülk ve vatandaşlık satışı gibi bir Bizans oyununun kurbanı oluyor İstanbul. Bu oyun tüm Anadolu'da oynanıyor en büyük rant İstanbul üzerinde dönüyor. Sadece çıbanların patlayıp insanların üzerine çökmesi bekleniyor depremi ilan etmek için. Çoktan İstanbul için şiir yazmayı İstanbul konulu şiirler okumayı bıraktım. Yedi tepeli silüetini İstanbul yediyüz bin tepeli çıban gibi gökyüzünü delen inşaatlara devretti. Rüzgar esecek yön, güneş düşecek ağaç ve toprak bulamıyor. Her insan devasa inşaatların yanında birer böcek gibi gözüküyor. Beton bir mezar artık İstanbul. İçinde nefes alıp veren ölüleri var. Ve o ölülerin sırtından rant sağlayan vahşiliğin elinde kıvranıyor İstanbul. Bir devrim zihniyeti gerekiyor İstanbul'u kurtarmaya. Herşey çok güzel olacak diye yetki verilen zihniyet gideni aratmıyor. Yeni imar planları hazırlıyor onları askıya çıkarıyor. Acelesi var birilerine rant sağlamak için. Bir taraftan metro yapıyorum diye övünüyor diğer taraftan toplu taşımanın en önemli unsuru otobüsleri azaltarak minibüsler ile yolcu taşımayı dayatıyor. Gelen gideni aratıyor İstanbul'da. Sömürgeciler otomobil satsın, akaryakıt satsın diye üç köprü ve otoyollar ile birbirine kilitlenen Avrupa Anadolu yakası her gün bu sömürgeye hizmet adına milyonlarca insanı o yakadan bu yakaya bu yakadan o yakaya yüksek maliyet ile taşımaya devam ediyor. Trafikte zaman kaybı da cabası. Ve hala yol yapıyorlar, köprü yapıyorlar, inşaat yaparak nüfusu artırmaya çalıyorlar. Birileri minibüs üretsin satsın zengin olsun diye metro elli yıl geciktirildi. Birileri akaryakıt satsın zengin olsun diye bireysel otomobil sahibi olmak özendirildi. Oysa İstanbul için devrim gibi kararlar alacak bir zihniyete ihtiyaç var. ✓ İnşaatlar durdurulmalı Anadolu'ya geri göç tarım ve hayvancılık ekonomisini geliştirmek için devlet politikası geliştirilmelidir. ✓ Plaza, alışveriş merkezi, yüksek katlı ve İstanbul için büyük yük getiren tüm inşaatların vergileri yüzde 1000 artırılmalıdır. ✓ Özel araba kullananların vergileri aşırı yükseltilmeli toplu taşıma ücretleri ve toplu taşıma yakıt maliyetleri düşürülmeli özel araç yakıt fiyatları yükseltilmelidir. ✓ Minibüs ve benzeri yolcu taşıma sistemleri ortadan kaldırılmalıdır. ✓ Halkın yaşadığı konutlardan vergi alınmamalıdır. ✓ Güneş enerjisi ile üretilen elektrik ile çalışan raylı taşıma sistemleri yeraltı ve yer üstünde yaygınlaştırılmalıdır. Bu sistemler halk içi ücretsiz olmalıdır. Bütün bunlar yapılmazsa enerjiye olan bağımlılık çok daha fazla artacak. Elektrik enerjisi ile çalışan otomobillerde çözüm değildir. Sömürgeciler fosil yakıtların bitmesi sonrası güneş enerjisi ile elektrik üretimi ve elektrik enerjisi ile çalışan otomobiller üretip satmanın projesi peşinde iken hepsini ters köşeye yatırmak zamanı gelmiştir. Ülkemizin 400 milyar kilovat güneş enerjisi ile elektrik üretme kapasitesi vardır. Depolama sorunu zamanla çözülür. Devlet süratle bu konuda yatırımlar yapmalı ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi kesinlikle halk adına devlet tarafından yapılmalıdır. Özel sektöre asla bu konuda fırsat verilmemelidir. Verildiğinde akaryakıt ile sömürmenin yerini elektrik enerjisi ve bu enerji ile çalışan otomobiller üreterek sömürgeye devam etmeleri anlamına gelir. Kamulaştırma bu yolla gerçekleşmelidir. Toplu taşıma ile özel araç vurgunundan kurtulduğumuz zaman yurtdışına elektrik ihraç eden ülke haline geliriz. Bugün yıllık tüketim miktarı 370 milyar kilovat olup üretim kapasitesi bunun çok çok üzerindedir. Özel sektörü devreden çıkartacak her yatırım milletimizi içinden düştüğü durumdan kurtarmak adına yeni bir fırsat sunacak. Toprak reformu ile topraklar ve gayrimenkuller halk adına devletin olması için kamulaştırma yapıldığında kimsenin kira, ev ve miras sorunu kalmayacak. Bütün bu sorunlardan kurtulduğumuz zaman yaşamla tanışmış olacağız. Doğayla tanışmış olacağız. Ülkemizi ve dünyayı gezme fırsatı yakalamış olacağız. Sanatla, edebiyat ile, şiir ile, tiyatro ile, resim ile, heykel ile felsefe ile tanışmış olacağız. Bir ömür bir evin ipoteğini kaldırmak için harcanmamış olacak. Hayatınızda banka ve kredi kartı olmayacak. Sömürge olmayacak, tefeciler olmayacak. Sermaye sahiplerinin densizlikleri, tehditleri, gizli işbirlikçi durumları, darbeler, ekonomik krizler olmayacak. Siyasi partiler olmayacak. Bizimle bizim aramızda kimse olmayacak. Sırtımızdan geçinen, kanımızı emen, cebimizi delen kimse olmayacak. Tüm kararları halk olarak ortak akıl ile alıp uygulayacağız. İstanbul kurtulduğu gün Anadolu ve Türkiye Cumhuriyeti Türk Milleti için kurtulmuş olacak. İstanbul'da yaşayan bir öğrenci Anadolu'da yaşayan bir öğrenci ile konuşurken İstanbul'da ne yetişiyor sorusunun yanıtı beton olmayacak. Bir zamanlar yetişiyordu artık İstanbul'a beton ekimi yapılmıyor olacak. Çünkü bu ziyniyet tarihin çöplüğüne atılmış olacak. İstanbul'a göç ortadan kalkacak. Yabancıya toprak ve mülk satışı, vatandaşlık satışı ortadan kalkacak. Milyon dolarlar ödeyerek gayrimenkul satın alan yalancılar çok düşük fiyatlar ile kamulaştırma ile o toprak ve gayrimenkulleri gerçek sahiplerine geri teslim etmek zorunda kalacak. Aksi takdirde İstanbul yeniden Bizans oyunları ile Bizans'ın olacak. İstanbul giderse Türkiye gider. Aynı Türk dili gibidir İstanbul'un değeri Anadolu ve Türk Milleti için. İstanbul boğulduğu zaman Türkiye boğulmuş olacak. | Önder KARAÇAY |
·
147 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.