Gönderi

198 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Düşsel Bir Gerçek...
Ferit Edgü'nün, 1977'de "O" adıyla yayımlanan, Japonca ve Çince dahil birçok dile çevrilen romanı, 1982'de Onat Kutlar tarafından sinemaya "Hakkâri'de Bir Mevsim" adıyla uyarlanmış ve film, 1983'te 33. Berlin film festivalinde, aralarında Gümüş Ayı’nın da olduğu beş ödül kazanmıştır. Başrolünde Genco Erkal'ın rol aldığı filmin yönetmenliğini ise Erden Kıral yapmıştır. 1980 darbesinden sonra roman ve film Türkiye’de bir süre yasaklı kalmıştır. Şiirimsi bir dili olan romanda yazar, 1964’te yedek subay öğretmen olarak gittiği Hakkâri’nin Pirkanıs (Işıklar) köyünde yaşadıklarını yıllar sonra düşle gerçeği bir arada kurgulayarak anlatmıştır. Edgü’den otobiyografik izler taşıyan romanda, eserin anlatıcısı, ismini "Hak" ilinin "Pir" diye kısalttığı bu dağ köyüne yedek subay öğretmen olarak atanır. Düşsel bir deniz kazası sonucu buraya düşmüş bir kazazede gibi sunulan bu kişinin, dillerine ve geleneklerine yabancı olduğu insanların yaşadığı Pirkanıs’ta kendini bulma macerası eserde anlatılır. O, köydeki çocukları değiştirmeye ve eğitmeye çalışırken aslında köy onu değiştirmekte ve eğitmektedir. Oldukça güçlü bir anlatımı olan eser, kahramanımızın geçmiş, gelecek ve şimdi arasında yaşadığı benlik yolculuğunu psikolojik ögeleri de içerisinde barındırarak okucuya aktarırken, kaza sebebiyle geçmişine dair her şeyi unutması ve hiç bilmediği bir yerde verdiği yaşam mücadelesi de, doğu kültürü ve coğrafya gerçekleri ekseninde işlenir. Bir kış mevsimi boyunca, dilini, örfünü ve adetlerini dahi bilmediği bu dağ başında çocuklara öğretmenlik yapmaya başlayan kahramanımız, etrafını sürekli gözlemleyen, kendi yabancılaşma ve varoluş meselelerini çözmeye çalışırken bir yandan da köydeki insanların yoklukla ve yoksullukla olan yaşam mücadelesine de tanıklık ediyor. Eser, Hakkâri’ye ve oradaki yaşama dair okuyucuyu da hayat şartları ve gerçeklerle yüz yüze getiriyor. Bu noktada en çok dikkatimi çeken şey ise çocukların salgın hastalıklardan birbiri ardına ölmesi ve kar sebebiyle yolların kapanması bahane edilerek köye doktor gelmemesiydi. Herkes her şeyin farkındaydı ama kimse bir şey yapmıyordu. Kardeşi hasta olduğu için öğretmenden yardım istemeye gelen çocuğa ilaç vermeye çalıştığında yine aynı çocuğun “portakal ver kardeşim hiç portakal yememiştir” sözü ise çaresizlikte gelinen son noktayı ve kabullenişin boyutunu gözler önüne seriyor ve aynı zamanda yazar çaresizliğin ne olduğunu okuyucuya yüreğinde hissettiriyor. Hakkâri’de Bir Mevsim, gerçekçi bir romandan ziyade gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir hikayedir aslında. Yazarın, gerçek bir yaşamı, düşsel bir roman yaşamına çevirmesindeki becerisi de büyük bir takdiri hakediyor. Çünkü "O, gözlem gücünü, anlatı ustalığından alıyor” diye övmüştür bu eseri Melih Cevdet Anday. Yazar Edgü, Paris’in ardından Hakkari’de yaşadığı dönemde, yabancılaşma kavramını farklı boyutlarıyla ele almaya başlamış, gerçekçiliğe bakışı da değişmiştir. Özge Kılıç’ın bu konuyla ilgili 2018 tarihli yüksek lisans tezinde bu durum şöyle anlatılıyor: "Edgü, yazarın geleceğe dair bir umut vermesi gerektiğine inanmaktadır. Umuttan kastı da yalancı ya da "yarınlar mutlu olacak" gibi klişe bir umut değil, yaşamın aslında değişebileceğine ilişkin bir coşku yaratmaktır. Buna bağlı olarak yapıtlarında gerçeği değiştirerek sağlayabileceği coşku ile umudu yaratabileceğini düşünmektedir. Yazarın Hakkâri’de Bir Mevsim’de izlediği yol, gerçekçi bir roman yazma amacını taşımaz. Eğer içinde yaşadığı koşulları gerçekçi bir yaklaşımla yazmaya çalışsaydı şimdiye kadar ki en karamsar ve umutsuz kitabının Hakkâri’de Bir Mevsim olacağını söylemiştir. Bahsettiği umudu verebilmesi için; toplumsal ve ekonomik koşulları bilimsel olarak irdelemeden, umutsuzluğa mahâl vermeden işlemesi gerektiğini düşünür. Ve bu sebeple de insanın içinde yaşadığı gerçekleri (yaşam koşullarını) değiştirebileceği mesajını verebilmek için romanda da gerçekleri değiştirdiğini söyler. Edgü, bu romanda gerçeğin yerine düşü koyarak olan ile olması gerekenin iç içe geçmesini sağlamıştır. Yani umutsuzluğun kol gezdiği bir yerde, ufacık da olsa bir umudun yeşerebileceğinden bahsederek, olanı tüm gücüyle değiştirebilecek bir bakış açısı oluşturmaya çalışmıştır." İki bölümden oluşan kitabın, on altı bölümden oluşan ilk bölümünde olay örgüsü birbirini takip ederken, ikinci bölümde ise parçalar halinde sunularak, birleştirilmesi okuyucuya bırakılmıştır. Kitapta, bir yandan yazıldığı dönemlerde baş gösteren salgın, cüzzam gibi sağlık sorunlarına değinirken, bir yandan da eğitim sorunlarına değinmiş, bürokraside ki lakayıtsızlığı da gözler önüne sermiştir. Gerçekleri bu kadar okuyucunun gözüne sokmadan, oldukça etkili bir anlatım dili kullanarak okuyucuyu derinden etkileyen ve yüreğinde izler bırakan eseri kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın...
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 201710.3k okunma
·
282 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.