Gönderi

122 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 days
Romalı Genç Erkek ve Kadınlara Öğütler ve Öğretiler: Aşk Sanatı
“Aktı mı dereler, bir daha asla dönmez doğduğu kaynağa, geçip gitti mi saatler, geri dönmez asla. Dolu dolu yaşayın gençliğinizi: yıllar koşar gider çabuk adımlarla, doğan her yeni gün, bir öncekini aratır mutlaka.” (sayfa 77) 1. Ovidius Kimdir? Latin edebiyatının en önemli şairleri arasında gösterilen Publius Ovidius Naso, 2 bin yıl önce yaşadı. M.Ö. 43 ve M.S. 17-18 yılları arasında dönemin en güçlü devletlerinden biri olan Roma sınırları içinde hayatını sürdürdü. Bir dönem sürgün cezasına çarptırılan Ovidius, Romanya’nın Tomis şehrine gönderildi. Roma’daki yaşamında babasının yönlendirmesiyle siyaset ve hitabet eğitimi aldı. Bir süre avukatlık ve yargıçlık yaptı. Ardından kendini tamamıyla edebiyata adadı ve şiir sanatına katkıda bulundu. Antik Yunan’dan sonra Antik Roma’da gelişen edebiyat ve felsefenin edebiyat ayağının en önemli temsilcileri arasında yer aldı.
Vergilius
Vergilius
, Quintus Ennius, Gnaeus Naevius,
Catullus
Catullus
,
Terentius
Terentius
,
Titus Maccius Plautus
Titus Maccius Plautus
ve
Quintus Horatius Flaccus
Quintus Horatius Flaccus
gibi büyük Romalı yazarlar arasında anılan
Ovidius
Ovidius
, konusunu mitolojiden, kutsal ve milli geleneklerden, tarihten, doğadan ve aşktan alan birçok eser kaleme aldı. Ailesinin soylu bir sınıfa mensup olması sebebiyle üst düzeydeki kişilerle iletişim halinde olan Naso kısa sürede edebiyat çevrelerinde tanındı. Fakat bir muamma olarak gösterilen ve sebebi halen daha tam olarak bilinmeyen sürgün cezası, onu ölümüne dek vatanından uzaklaştırdı ve bu özlemle yaşama veda etti. 2. Eserlerine Dair Kısaca: “tüm dünyaca bilinen bir söz var orada, herkes kendini bilmeli şeklinde. Sadece kendini bilen, aşkını bilgece yaşar” (sayfa 61)
Karadeniz'den Mektuplar
Karadeniz'den Mektuplar
adıyla yayımlanan kitabı sürgündeyken yazdığı mektuplardan oluşsa da, sürgün nedenine dair yine herhangi bir bilgi içermez. Eleştirmenler, İmparator Augustus ve siyasi çevreleri nasıl bir davranışın öfkelendirdiğini araştırırlar ve şairin şiirlerinde bunun izini sürerler fakat yine net sonuçlar elde edilemez. Sürgündeyken kaleme aldığı “
Ibis
Ibis
” adlı şiiri (incelemesi için bakınız: #116319055) düşman olarak bellediği bir kişi için sinir harbi içinde yazılmış hakaret dolu bir metindir. Buna rağmen Ovidius, baştan savma bir iş ortaya çıkarmamış, edebi anlamda iyi bir şiir ortaya koymuştur. Belki de sürgün nedenini bu şiirde aramak gereklidir.
Dönüşümler
Dönüşümler
adlı kitabıyla Yunan ve Roma Mitolojisi’nin köklerine inen bir anlayış sergilemiş ve birçoklarına göre başyapıtına imza atmıştır.
Fasti (I-VI) Roma Takvimi ve Festivaller
Fasti (I-VI) Roma Takvimi ve Festivaller
ile tarih, gökbilim ve dinsel anlamda bir metin ortaya koymuştur. Roma takvimi üzerinden yılın ilk 6 ayını içeren bu şiirsel metnin yarım kaldığı fikri ağır basar. Beklenmedik sürgün cezasının eserin kalanının yazılamamasına neden olduğu görüşü dile getirilir. En farklı kitabı ise şüphesiz antikçağ mitolojilerinde adı geçen kadın kahramanların sevgililerine yazdıkları hayali mektuplardan oluşan
Heroides
Heroides
’tir. Yazıldığı dönem düşünüldüğünde devrim niteliğinde, deneysel ve son derecek özgün bir eserdir. 3. Sürgün Cezası Hakkında: “hafifçe esen meltemler getirmez sana sevgiliyi: sen arayıp bulmalısın sana yaraşacak yarini.” (sayfa 3) Yukarıdaki tanımlara uyacak bir başka gözde eseri ise şüphesiz ki
Aşk Sanatı
Aşk Sanatı
’dır. Sürgün edilmeden 8-9 yıl önce bu kitap Roma’da gençler arasında ahlaksızlığı yaydığı gerekçesiyle yasaklanmış ve kütüphane raflarından kaldırılmıştır. Sürgün konusunu bununla özdeşleştirenlerin aradaki zaman dilimini de hesaba katmaları gerekir zira bu olaydan sonra yaklaşık 10 yıl daha Roma’da kalmıştır Ovidius. Geri dönüşü olmayan bir cezaya çarptırılmasının nedeni çok daha başka olmalıdır. Tristia adını verdiği şiirinde üstü kapalı bir şekilde bu olaydan bahseder. İmparator Augustus ve edebiyat konusunda koruyuculuğunu üstlenmiş olan Cotta Maximus başta olmak üzere birçok kişi tarafından dışlanan ve yalnız bırakılan Naso’nun tatsız bir olaya karıştığı görüşü ağır basar. Bunun İmpatorun ailesiyle alakalı olabileceği ihtimali üzerinde durulur ve aynı yıl Augustus’un torununun gayri resmi ilişkisi dolayısıyla sürgün cezasına çarptırılması örnek olarak öne sürülür. Fakat yukarıda da bahsettiğim üzere, tüm bunlar kanıtlanmamış savlardır.
Çiğdem Dürüşken
Çiğdem Dürüşken
'in "Ovidius ve Ars Amatoria Üzerine" adlı önsöz yazısında da sürgünün nedeninin net olarak bilinmediğini görürüz. 4. "Aşk Öğretmeni" Ovidius: “…Soyun gururundan, kimsen kim, eğer uzun sürecek bir aşk istiyorsan.” (sayfa 49) Aşk Sanatı’nda Ovidius’un yaptığı şey “aşk öğretmenliği” olarak adlandırılabilir. Yazarlığının ve yaşamının en olgun çağlarından birinde kaleme aldığı bu eser, o zamana kadarki ilişkilerinin ve insanları gözlemesinin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Didaktik bir bakış açısıyla kaleme aldığı eserinde Romalı genç erkeklere ve kadınlara aşk öğütlerinde bulunuyor. 3 bölümden oluşan kitabın ilk 2 bölümünde erkeklere hitap eden Naso, son bölümde ise kadınlara yol göstermeyi amaçlıyor. Ovidius’un üstün şairlik yeteneğiyle bezeli bu şiirsel metnin asıl amacı aşkın bir sanat olduğunu vurgulamaktadır. Sanat olan her şeyin öğrenilmesi ve öğretilmesi gerektiğini düşünen Naso da “aşk”ı kendi bildiğince öğretmeye ant içmiş gibidir. Roma Mitolojisi’nde aşk tanrıçası olarak bildiğimiz Venus’un ve oğlu Cupido’nun imgeleri bizlere eşlik eder her dizede. Antikçağ yazarlarının
Homeros
Homeros
metinlerine ve mitolojiye olan bağlılıklarını Ovidius'ta da görürüz zira mitolojik dünyanın onlarca erkek ve kadın karakteriyle süsler cümlelerini. 5. Mitolojik Dünyaya ve Büyük Şairlere Saygı Duruşu: “Achilles bile vermiş Hector’u Priamus’a, dayanamayıp yakarısına” (sayfa 22)
Helena
Helena
ve Paris,
Medea
Medea
ve İason, Ariadne ve Theseus,
Andromakhe
Andromakhe
ve Hektor gibi mitoloji dünyasının en önemli aşk kahramanlarına ek olarak, Akhilleus, Odysseus,
Phaedra
Phaedra
,
Herakles
Herakles
, Sisifos,
Aeneas
Aeneas
gibi daha birçok önemli isimle ve ünlü mitolojik öyküyle karşılaşıyoruz bu uzun şiirlerin mısraları arasında.
Homeros
Homeros
,
Hesiodos
Hesiodos
,
Sappho
Sappho
,
Vergilius
Vergilius
,
Menandros
Menandros
,
Callimachus
Callimachus
, Philetos ve Anacreon gibi büyük şairlerin isimlerini de zaman zaman anmayı ihmal etmeyen Ovidius’un onlara saygı duruşunda bulunduğunu söylemek mümkün. 6. Aşk Sanatı'nın Bize Anlattıkları: "Siz de şöyle yazın, ey kızlar, evvelce delikanlıların yazdığı gibi, andaçlarınızın üstüne: "Naso'ydu, bizim öğretmenimiz." (sayfa 112)
Aşk Sanatı
Aşk Sanatı
olarak Türkçeleştirilen Ars Amorita’nın ilk 2 bölümünde erkeklere sesleniyor ve onlara bir kadını elde etmenin yöntemlerini anlatıyor. Kadınlara nasıl yaklaşılması gerektiği, onların nasıl baştan çıkarılacağı ve tuzağa düşürüleceği en ince detayına kadar anlatılıyor. Yer yer kadını hor gören cümlelere de rastlamak mümkün. Bu sebeple eril bir bakış açısıyla yazılan kısımlar olduğu söylenebilir. Ovidius'un zaman zaman mizahi bir hava yakaladığı da seziliyor. Uzun uzun erkeklerin kadınlara dair aşkından bahseden Naso’nun sıradaki hedefi ise kadınların erkeklere dair hisleridir. Merak etmeyin, sizler için de önerilerim var diyor ve başlıyor sıralamaya. Ovidius, Roma halkının geleneksel kurallarına ve bütün toplumsal normlara sırt çeviriyor âdeta. Onun için önemli olan şey aşkın kendisidir. Bir kişiyle birlikte olmak ve ona sadık kalmak gibi durumlara Naso’nun öğütlerinde rastlanmaz. Kişinin başkasıyla birlikte olması başka bir aşka yelken açması için engel değildir. Aşk kapıyı çaldığında onu karşılamak ve hatta hizmet etmek gereklidir ona göre. İnsanın hayatına ve duygularına yön veren en büyük olgulardan biridir aşk ve onsuz yaşanmaz. "Yazdıklarınız zarif olsun, ey kızlar, ama anlaşılsın, dolandırmayın lafı, sıradan bir dildir en çok hoşa giden." (sayfa 98) Bugüne dek büyük kahramanlar ve tanrılar da dahil olmak üzere niceleri düşmüştür aşk denilen tuzağa ve insan olarak bizlerin de er ya da geç kendimizi onun kucağında bulacağımızı usul usul ifade ediyor Ovidius. Bu sebeple her zaman hazırlıklı olmamız ve onunla mücadele edecek güze sahip olmamız gerektiğini söylüyor. Tüm çabası, kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak aşk sanatını öğrenmeleri ve buna göre birbirlerine yaklaşmalarıdır. Öğretmenliğe soyunduğu dönemde Romalı gençleri hedeflese de, bu dizelerin zamanla evrensel bir boyuta ulaştığını ve tüm insanları kucakladığını söylemek mümkündür. Zamanının çok ötesinde bir yapıt olan Aşk Sanatı’nın günümüz dünyası için de önemi bu yüzden büyüktür. 2000 yıl önce bu dizelerin yazılmış olması ve birçoğunun halen daha güncelliğini koruyor olması edebiyat dünyası için önem arz eden bir detaydır. Hayat tecrübesinin edebi bir dille buluşması sonucu ortaya çıkan bu şiirler, insanların mutlulukları ve hüzünlerini tek bir noktada toplar. Kavuşmanın da ayrılmanın da sevdaya dahil olduğunu söylüyor Publius Ovidius Naso ve büyüleyici bir kavram olan aşkı kendi bakış açısıyla anlatmaya çalışıyor. 7. Aşk Sanatı: Tarihte Yasaklanan İlk Kitap: “Vah başıma gelenler, şiire hiç onur bahşedilmiyor.” (sayfa 51) Bu ve daha fazlasını içeriyor olması eserin ahlaksızlıkla suçlanmasına neden olmuş ve yasaklanmıştır. Romalı genç kadın ve erkeklere kötü örnek olduğu gerekçesiyle kütüphanelerden bile toplatılan Aşk Sanatı'nın antikçağlarda yasaklanan ilk yapıt olduğunu söylemek yanlış olmaz. Roma İmparatorluk Çağı'nın ilk imparatoru unvanına sahip olan Augustus'un ülke sınırları içinde oluşturmaya çalıştığı belirli ahlak kurallarını hiçe sayması sebebiyle sansüre uğradığı söylenir. Geleneksel Romalı ahlâk kurallarına ters bir metindir Aşk Sanatı ve bu sebeple Ovidius tepkilere maruz kalır. Kitabın sansür macerası bununla da sınırlı değil. İnsanlığın ortaya koyduğu sanatsal güzelliklere karşı olan bir din adamı olan Girolamo Savonarola'nın 1497'de yaktığı kitaplar arasında Aşk Sanatı da yer alır. 1599'da
Christopher Marlowe
Christopher Marlowe
tarafından İngilizceye çevrilen kitap Canterbury Başpiskoposu'nun aldığı kararla yakıldı. Ayrıca 1929 yılına dek başta San Francisco olmak üzere ABD'nin birçok bölgesinde de yasaklı kitaplar arasında yer aldı. 8. Son Söz: Ovidius'un kaleme aldığı şiirler aykırılığının yanı sıra edebi anlamda da çok farklı bir yerde konumlanmıştır. Kendinden sonraki edebiyat dünyasının büyük yazar ve şairlerini derinden etkilemiştir bu dizeler. Başta
Dante Alighieri
Dante Alighieri
,
Francesco Petrarca
Francesco Petrarca
,
William Wordsworth
William Wordsworth
,
Giacomo Leopardi
Giacomo Leopardi
,
Ezra Pound
Ezra Pound
,
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
,
Walt Whitman
Walt Whitman
ve
William Blake
William Blake
olmak üzere sayısız kişiye ilham olmuştur. Türkiye'de daha önce farklı yayınevleri tarafından "
Sevişme Yolu
Sevişme Yolu
" adıyla da çevrilen kitap Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından orijinaline sadık bir şekilde dilimize kazandırılıyor. Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi içinde yayımlanan kitabı Latince aslından çeviren kişi ise yazar ve akademisyen kimlikleriyle de tanıdığımız
Çiğdem Dürüşken
Çiğdem Dürüşken
. Keyifli okumalar dilerim. “Fakirlerin şairiyim ben, fakirdim çünkü çok sevdiğimde; verecek hediyem olmadığından, sözlerimi verirdim.” (sayfa 46)
Aşk Sanatı
Aşk SanatıOvidius · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018532 okunma
··
4,805 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.