Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

anne-çocuk ruhlarının eşleşmesi, anneye, çocuğa ve aileye has pek çok hikmete matuftur. İşte bu sebepten, çocuğumuzun da bir yolu var. Yanında yürüyebiliriz, elini tutabiliriz ama yolu onun yerine yürüyemeyiz. Bu dünyaya bizi onurlandırmaya, içimizde ukde kalanları yapmaya, ele güne karşı egomuzu tatmin etmeye gelmedi. Biz ikimiz, bütün tavsiyelerin, önerilerin, mükemmel hayatların ötesinde kendi ritmimizle, kendi hüznümüzle, kendi coşkumuzla, bize özel yolumuzu inşa etmeliyiz. Bu çok ama çok büyülü değil mi? Bu iç içe geçmiş hikmetleri özümsememiz, bizi kabullenmenin tatlı huzuruna ulaştırır. Aksi halde sinsi kıyaslamalar yakamızı bırakmıyor. Sosyal medyaya bakıp imkânlarımıza öfkeleniyoruz. Çocuk gelişimi kitapları okuyup anne-babamıza öfkeleniyoruz. Anti-ahlak oluşumlarını görüp yaşadığımız çağa öfkeleniyoruz. Bu taşlık çamurlu yola girdiğimizde, anne-babamızla ruhlarımızı buluşturan hikmetin ne olduğunu asla düşünmüyoruz. Sırf bizle konuşurken göz hizasına inmediler diye, onların da evlatları için, kendi şartlarında, kendi bildiklerinin en iyisini yapmaya çalıştıklarını atlıyoruz. Rabbimizin bizim için en iyisi bu çağ olduğu için bu çağda yarattığını gözden kaçırıyor, eskiye güzellemelerle ömür geçiriyoruz. Ne kadar hatalı olursa olsunlar, anne-babalarımız birer hikmete matuf olarak bizim için seçildi. Ne kadar hatalı olursak olalım, yavrularımızın ruhları bir hikmete matuf olarak bize emanet edildi. İşte bu yüzden, mükemmellikler etrafımı sardığında, ya da kötü bir gün geçirdiğimizde, çocuğuma sarılıp, kulağına şöyle söylüyorum: "Allah seni bize hediye ettiği için çok mutluyum oğlum, iyi ki bizim oğlumuz olmuşsun.” O da sanki bunu kâlû belẩdan beri biliyormuşcasına şöyle diyor bana: “Ben de, Allah sizi bana anne-baba seçtiği için çok mutluyum anne.” Ve biz, bize özgün sessizliğimizde birbirimize sarılıp karşılıklı susuyoruz.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.