Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1/10 puan verdi
İlk başlarda kitaba umut ve beklenti içerisinde başlamıştım. Karadeniz'in içinden halk hikayelerini okuyacağımı sanmıştım fakat yanılmışım. Bilinçli bir şekilde propaganda amacıyla yazıldığı çok belli olan bir kitap. Özellikle cumhuriyetin ilk yıllarına karşı ciddi bir eleştiri mevcut. Kendisinden, ailesinden, duyduklarından, yaşadıklarından bölüm bölüm hikayeler anlatarak aynı zamanda hikaye veya hikayedeki bazı nokta üzerinden yorum yaparak - açıktan söylemese de - okuyucuya asıl vermek istediği mesajı iletmeye çalışıyor. Beni asıl hayal kırıklığına uğratan ve sinirlenmeme sebep olan ise alttan veremeye çalıştığı mesaj. Türklerin farklı etnik gruplara yaptığı ayrımcılık (!), zulüm (!) hatta açıkça söyleyemese de belki de soykırım (!)... Özellikle Ermeniler üzerinden ciddi bir mağduriyet edebiyatı yapılmaya çalışılmış. farklı etnik gruplardaki insanlarımız üzerinden de devlete yönelik siyasi , üstü kapalı suçlamalar mevcut. Mesela bir iddiasına göre Alevi olan bir köyün devlet eliyle Sünnileştirilmesi (s.62) veya Kürtler üzerinden anlattıkları , Kürtlerin insan olarak bile görülmemesi ve tabii ki de devletin acımasız katliamlarına maaruz kalmaları (!) ve de bu gibi olaylar üzerinden çizilen dehşetengiz "Türk Askeri imajı". Kitaptan bir alıntı paylaşmam gerekirse " Neden gittiğini de bilmezdi tabii. Komutanları ' Kürt üstüne gideceğiz. Yıkacağız, yakacağız, öldüreceğiz' dermiş. Önlerine ne gelirse... Önce köylüleri ablukaya alırlarmış. Sonra da komutanları ' Bu köyde herkesi öldüreceğiz. Önce kadınları ve erkekleri ayrı ayrı toplayın. Kadınlara istediğinizi yapabilirsiniz, serbestsiniz' dermiş. Denileni yapan askerler kadınlara , kızlara saldırırlar, tecavüz ederlermiş; direnenleri , itiraz edenleri süngüyle öldürürlermiş. Feryat figan, çığlıklar, bağırmalar, yalvarmalar, insanlık dışı uygulamalar... Erkeklere, yaşlılara süngüler, kurşunlar... Akşama kadar. Akşam olunca da yaşayanları, öldürülenleri, yaralıları , çelik çocuk demeden evlere, mağaralara doldurup yakarlarmış. Köyde ne kadar insan varsa. Askerlerin mükafatı Kürt kadınlarına tecavüz etmek, süs ve zinet eşyalarına el koymak olurmuş." (s. 69-70) veya Ermenilere yapılan katliamlar (!) Ermeni köylerinin yakılması, onarın öldürülmesi, onların bir kısmının asimile edilmesi, asimile olmayan kısmının ise zorla göçe tabi tutulması gibi bir çok hikaye mevcut. Bir Karadenizli olarak beklenti içinde olmama karşın umduğumu bulamamamın yanında çok da rahatsız oldum. Bundan dolayı kitabı daha fazla okuyamayacağımı anlayarak yarım bıraktım.
1915'ten 1980'e Karadeniz
1915'ten 1980'e KaradenizHalil Erhan · İletişim Yayınları · 201513 okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.