Gönderi

3 Mayıs Türkçülük tarihinin dönüm noktalarından biridir. Tanzimat ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde ilmî-fikrî araştırma ve incelemelerle gelişen Türk milliyetçiliği Atatürk döneminde devletin dayandığı temel fikir sistemi hâline gelmiştir. Atatürk'ün en çok kullandığı kavramlar “Türk, Türk milleti, millet, ulus” gibi Türklüğü, Türk milliyetçiliğini ifade eden kavramlardır. Milliyetçiliği, altı oka da en önemli ilkelerden biri hatta birincisi olarak yerleştirmiştir. Atatürk dönemindeki milliyetçiliğin uygulamadaki en önemli ayağı, tarih ve edebiyat derslerinin müfredatıdır. İlk ve orta öğretimde bu müfredatla yetişen gençlerin milliyetçi olmamaları neredeyse imkânsızdır. Müfredatlarda Türklerin Orta Asya / Türkistan bağlantısı da açıkça ve ısrarla belirtilmiştir. İstanbul Üniversitesine bağlı olarak kurulan Türkiyat Enstitüsü, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu gibi akademik kurumlar da Türklüğün ve Türk milliyetçiliğinin tarihî arka planını, ilmî zeminini oluşturmak üzere kurulmuşlardı. Bu kurumlarda, İstanbul Üniversitesi ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde de Azerbaycan, Tataristan gibi Türk ülkelerinden gelen bazı ilim adamları ve uzmanlar çalışmaktaydı. Yani Atatürk Türk Dünyası aydınlarıyla da yakından ilgilenmiş ve onlara devlette çok önemli görevler vermişti. Atatürk'ün vefatından sonra Millî Eğitim’in yönü değiştirildi. Müfredatlarda Türk tarih ve kültüründen çok hümanist kültüre ağırlık verildi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de artık "büyük Türk milleti" gibi ifadeler yerine "vatandaşlarım" ifadesini tercih ediyordu. Öte yandan komünistlikleri bilinen bazı isimlere de eğitim ve öğretim kurumlarında yer veriliyordu. Komünist aydınların çıkardıkları dergi ve gazeteler de bazı gençleri etkilemekteydi. 1944 yılının Mart ve Nisan aylarında Atsız, Başvekil Şükrü Saracoğlu’na hitaben iki açık mektup yazdı ve eğitim teşkilatında yer verilenlerin isimlerini açıkladı. Bunlardan biri de Atsız'ın gençlik arkadaşlarından Sabahattin Ali idi. Bazı yetkililer tarafından da kışkırtılan Sabahattin Ali, Atsız aleyhine bir hakaret davası açtı. Davanın ikinci duruşması sırasında, 3 Mayıs 1944 tarihinde milliyetçi gençler, komünistler aleyhine büyük bir gösteri düzenlediler. Bu gösteri, o zamanki hükümeti ürküttü. Gösterinin arkasında, hükümeti devirmeye yönelik gizli bir teşkilat olduğunu ileri sürdüler. Nihâl Atsız, Zeki Velidî Togan, Reha Oğuz Türkkan, Hüseyin Namık Orkun, Orhan Şaik Gökyay gibi ilim ve fikir adamlarını tutukladılar. Yakın tarihe Irkçılık – Turancılık Davası diye geçen bir dava başlattılar. Başta okullar ve üniversiteler olmak üzere devletin bütün teşkilatlarına da ırkçılık ve Turancılık fikirlerinin ülkeyi yıkıma götürecek en büyük tehlike olduğunu belirten genelgeler gönderdiler. Böylece devleti yönetenler, Türk milliyetçiliğini âdeta düşman ilan etmiş oldu. Türk milliyetçileri ise 3 Mayıs gösterilerini, Türkçülüğün eylem alanına çıkışı olarak değerlendirdiler ve 1945 yılından itibaren 3 Mayıs'ı "Türkçüler Günü” olarak anmaya başladılar. 3 Mayıslar, bazen sade kır toplantılarıyla, bazen salonlarda konferanslar verilerek, bazen de müzikli oyunlu şölenlerle kutlandı. Irkçılık – Turancılık Davası ile ilgili pek çok yayın vardır. Duruşmalardaki savunmalar da Yavuz Bülent Bakiler ve Serkan Akgöz tarafından yayımlanmıştır. Ancak 3 Mayıs'ın kendisi kadar ondan sonraki gelişmeler de önemlidir. Türk düşünce ve siyaset tarihi, 3 Mayıs öncesi ve sonrası olarak özel bir incelemeyi hak etmektedir. Bu e-kitabımızla 3 Mayıs'ı yeniden gündeme getirmeyi ve değerlendirmeyi amaçladık. Kitapta altı makale var. Biri rahmetli Necmettin Sefercioğlu'na ait. Sakin Öner, Berkant Parlak ve İkbal Vurucu'ya ait birer makale de kitapta yer almaktadır. İki makale de bana ait. Ancak ilk ve son yazılara özellikle dikkat çekmek isterim. İlki, dijital ortamdaki karşılıklı konuşmaların yazıya dökülmüş biçimidir. Hakan Paksoy soruyor; Sadi Somuncuoğlu, İskender Öksüz ve Ahmet B. Ercilasun cevaplandırıyor. "Sırlı Sohbet" başlığını taşıyan sonuncusu ise Reha Oğuz Türkkan’ın Atsızla yaptığı bir sohbetin yazıya dökülmesidir. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun
372 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.