Gönderi

200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Ümit Özdağ okumak bir keyif, bir lüks, bir bilgi deposudur. Özellikle daha Milliyetçiler, ülkesinin topraklarını sevenler ve kendi ülkesinin çıkarlarını düşünenler için Ümit Özdağ ve bahsettikleri çok mühimdir. Kökleri Dağıstan olduğu için hem iyi bir Türk hem de iyi bir Müslüman soyundan gelmektedir. Oldukça farklı etnik milleti barındıran Dağıstan %83 oranla Müslümandır çünkü. Akademisyen olması, 1993 yılında Doçent, 2001 yılında Profesör olması da alanında uzman olduğunu gösterir. Tabi tarihlere baktığımızda biraz yaşının ilerlemiş olduğunu da görüyoruz. Epeydir takibimde olan, daha önce de yazılarını okuduğum biri olarak hak ettiğine fazlasıyla sahip olduğunu ama hak ettiği yeri bulamadığını da söyleyebiliriz. Siyasi alandaki kavgaları ise gerçekten görmek istemediğimiz bir durum. Kendinizden daha yukarıda olanlarla mücadele ederseniz başarılı olursunuz diyelim biz buna. Burada ilk paragrafta Milliyetçiler için mühim dediğimiz Milliyetçilikten kastım ise yeri geldiğinde Ensar – Muhacir muhabbeti bile utanmadan yapılabilen, adı misafir, sözde komşu özde mülteci denilen ancak kendi ülkelerinde bile kendi halkları tarafından dönüşleri istenmeyen, düzenlerini bozacakları söylenen insanlar içindir. Pek çok insan ülkesini çember içine almak, ferah yaşamak ve bu garip insanlardan uzak durmak için kendi ülkesinde düzgün yaşamak istemektedir. Haklıdır da. Çünkü insanlarımız Hastaneye gittiklerinde her işlem için veznelere para öderlerken; birtakım insanlar sadece ellerindeki kimliklerle her işlemini ücretsiz ve hızlı yapmaktadır. Pek çok alanda böyle olduğunda da kendi ülkemizde biz daha güzel yaşayalım şeklinde itirazlar, Milliyetçilik çemberi içinde buluşmaktadır. Siyasi alanda ise aradığını bulamadığını görüyoruz. Gerek Milliyetçi Hareket Partisi gerekse de İyi Parti çatısı altında yaptıkları, yaşadıkları ve aldığı ve hak etmediği karşılıklarla kendi partisini kurmuştur. Tabi biz siyasi hayatıyla değil -bizi ilgilendirmez- eserleri, fikirleri gibi konularla ilgileneceğiz. Buradaki bazı paragrafları diğer Ümit Özdağ incelemelerimizde de bilgi amaçlı ve –kendim için de- hatırlama amaçlı kullanacağım. Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları meselesini ele aldığımız bir kitap var elimizde. Evvela Kürt Sorunu dediler, kimse yemedi. Kürtçülük sorunu dediler onu da kimse yemedi. 1960-1970 yılları gibi insanları birbirine kıralım dediler tutmadı. Farkında mısınız her şeyi planladıklarını zannedenler bizlere harika bir fikir verdiler. Ayrıştırmaya (Kürt-Türk), kutuplaştırmaya (Sağcı-Solcu) çalıştıkları ve çatıştırmak istedikleri herkes tek bir isme, tek bir ideoloji ve gitmesi için birliktelik kurdular. Sanırım anlatabilmişimdir. Herkes ettiğini bulur diye boşuna söylememişler. Yok siz şusunuz yok siz busunuz gibi saçma tabirlerle insanları birbirlerinden ayıramayacaklarını, partici çıkarcı sürüleri hariç, anladıklarından beri de ellerinde malzeme kalmadı birbirleriyle uğraşıyorlar ve birbirlerine düştüler. Bu yüzden siyaset iğrençtir. Fikirler için dostlarınızla kavga ederken, sizi ekranlarda birbirine düşürenler oturur yemek yerler beraber eğlenirler. Nasıl midem bulanmasın bunlardan, nasıl iğrenmeyeyim. Şöyle bir içerik bilgisine bakıp bir konuya daha değinelim ve bitirelim: hizliresim.com/emav95j hizliresim.com/bfa6dlh hizliresim.com/e5qkedq Malumumuzdur ki kitabın bir diğer açılımı yahut alt başlığı ise Bir Millet Uyanıyor. Bunun seçimini de oldukça manidar buluyorum ben kendi açımdan. Bunun da belli sebepleri var tabi ama sizleri 1966 yılına götüreceğim. 1932 yılına rahmetli Ercüment Behzat Lav ve Emel Rıza’ya da götürebilirim ama onlara ulaşmak zor olduğundan daha kolay ulaşabileceğimiz bir yere götürmek istedim. 1966 yılına gideceğiz. Büyük usta ve üstat Ertem Eğilmez’in Kartal Tibet’i başrolde oynattığı (bilmeyenler için efsane Tarkan serisinin de başrolüdür) Bir Millet Uyanıyor filmine gideceğiz. Kartal Tibet’in muazzam bir giriş sahnesi vardır ki internette karşılaşanların aşina olduğu ve hayran kaldığı bir kısımdır. Dikkat çekici bu kısmı paylaşacağım. Özü Yunan olan, İngiliz, Fransız olan kısaca bu vatandan olmayan, buralı olmaktan utanan zavallıların seyredemeyeceği, seyretmekten korkacakları, bu zavallıları umursamadığımız şanlı bir sahne vardır. Onu ekleyeceğiz ve bitireceğiz. Aynı zamanda 1932 yılındaki uyarlamada da oynayan Atıf Kaptan, 1966 yılındaki uyarlamada da aynı rolde oynamıştır. Mekanları cennet olsun hepsinin. youtube.com/watch?v=UyMTzEZ... Ayrıca bu mükemmel yapımın tamamını seyretmek isteyenler olursa onlar için de bir link bırakalım: youtube.com/watch?v=w-B2-PV... Son bir serzenişim de sinemamıza olacaktır. Pornografik Yeşilçam yapımlarını bile renklendiren, buralarda oynayan sözde sanatçıları bile göklere çıkaran medya ve sinemalar çok merak ederim böyle önemli, milliyetçi ve Atatürkçü yapımlarımızı neden görmezden gelir ve unuttururlar. Yazıklar olsun. Bilinçlenmek için medya önemli bir kurumdur. Doğru kullananı bulmak ise herkesin şahsi bilgi ve becerisine bakar. Ben elimden geldiğince hepsini harmanlayarak bir şeyler yapmaya çabaladım. Umuyorum ki faydası olmuştur. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları
Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm PolitikalarıÜmit Özdağ · Bilgi Yayınevi · 200617 okunma
·
452 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.