Gönderi

104 syf.
·
Not rated
Benden de Üstâd'a mektup :
Esselamu Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu.. ﷽ Üstâd'ım
Nuri Pakdil
Nuri Pakdil
hocam, sen her ne kadar o kadar şehri anıp benim çocukluğumun geçtiği şehri anmasan da bak bu kitabının bitişi ile, okuma hedefimde plakamızı oluşturdun. Ne yani tevafuk mu bu da? Öyle ise çok sevdim :) ama ansa idin daha da mutlu olacaktım. Bir sonraki satırı bir umut ile okuyarak ilerlesem de rast gelemedik, olsun canın sağolsun. Biz seni satırlarımızda da dualarımızda da hep ancaz. Mekanın cennet olsun derin yürekli adam.. Kitabına gelince incelemek düşmez bana. Ben sadece ne anladığımı şurda bi kaç cümle ile düşsem yeter, ötesi de bana kalsın, yüreğime sirayet eden ne varsa, zaten en çok bu mutlu ederdi seni eminim. Çünkü yüreğe sirayet eden amele de, eyleme de geçer biiznillah.. Değerli Üstâd'ım, neden çoğu yerde beynimi yaktın öncelikle onu sormak istiyorum. Anlamak için bazı yerleri defalarca okusam da yok açılmadı o kilitli sır cümle. Zamanımı var diyorsun yoksa bi onyüzbin milyon kez daha okuman lazım mı? Belki de seni 'gerçekten ' anlasak tüm sır çözülür, olabilir mi? Ben seni anlamaya başlayınca Kudüs bambaşka oldu gözümde, bambaşka oldu gönlümde. Ben seni anlamaya başlayınca herşeyin özü durmamam gerektiğini daha da iyi anladım. Sen kalendeki kalem ile savaştın, mermilerin kelimelerin oldu. Sen kalende öfkelerimizin yanlış yerde kullanıldığını anlatmaya çalıştın. Sen o telefon kulübesi yangını ile derdimizin ne kadar büyük olduğunu göstermeye çalıştın. Yaradan ile koptu mu o ses bağlantısı, alev alır ortalık dedin. Ve kimi için çok büyük bir şeydi bu kimin için ise lafı edilmeyecek kadar ufak. Yani herkesin imanı kadar. Zorsun vesselâm.. Zorluğun ardına kapatmışsın kendini, ulaşabilmek isteyen kelam kalesini aşsın diyorsun. Aşabilene ne mutlu.. Seni bulabilene, sana ulaşabilene, seni anlayabilene ne mutlu! Benim Kudüs Şair'im Kudüs'ü yüreğimde başkalaştıran adam! Açık tut kaleni benim için her daim Tut ki, senin kol saatine bakıp, imrenip alıp bir tane de kendi koluma taktığım saat hep yerinde dursun.. Baktıkça ona çıkmasın hiç aklımdan. Derdi Kudüs olan, onu bir ömür azasında bir pusula gibi taşıyan, yüreğinde dert edinen bu Aksa kuşu 𓅫 uçup uçup konsun bir gün Mescid-i Aksa'nın avlusuna. Tam fotoğraf çektirdiğin o yerden bakayım bende. Yüreği derin adam, senin kadar derinleşir mi bu dert bilmiyorum ama o en diplere inmek için niyet etmiştim bir kere, kolaylık versin Mevlam.. Sığındığın o kalenin kaçıncı katındasın bilmiyorum ama oraya varmaktır muradım. Sen şimdi o kaleyi de aşıp sonsuz âlemi, berzahında beklemektesin. Anladım ki ötesi orası. Ben seninde tutunduğun kalemin ile yürüyorum şimdilik.. Basamaklarını nasıl çıkacağımı çoktan anlamışım. Şimdi bana lazım olan bolca sabır, sarsılmaz bir iman gücü ve bolca tevekkül.. Berzahta buluşamayız belki ama Hakk ﷻ nasip eylemiş ise cennet-ini biz aciz kullarına, Seninle orada her kilitli o cümleleri açmayı isterim, sen dök tüm sırları ben dinleyeyim.. Burada gücüm yetmiyor bir çoğuna Üstâd Bir fatiha gönderiyorum sana. Ruhun azap nedir bilmesin.. Dualarımdasın derin yürekli adam, nurlar içinde yatasın.. Saygı ve sevgilerimle..
Kalem Kalesi
Kalem KalesiNuri Pakdil · Edebiyat Dergisi Yayınları · 2011654 okunma
·
253 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.