Gönderi

dudaklarını kaybeden adam
o geceden beri aramaya devam ediyorum.çok zaman rüyamın içindeki rüyamda tekrar buldugum oluyor.neyi aradığımı bilmedigim zamanlardaki bulmaktan farklı olarak,neyi aradığımı bildigim halde bulmak anca rüyamın içindeki rüyada gerçekleşebiliyor. bir sürü şeyi kaybetmekle kalmayıp,içimde var oldugunu sandığım yaşama arzusunun da her geçen gün silikleşmeye başlaması ,o gece sahip olduklarımın yok olmasından sonra ortaya çıktı. renkler kayboldu,sesler,nefesler,gülüşler,çocuk öpüşleri,çiçeklerin kokuları,güllerin dikenleri,agaçların dalları,gözler,uzanılacak dizler,toprağın tadı bile,bilirsin işte,sana ne verdigini bilmedigin ,ne aldığını aldığın esnada farketmedigin ama kaybettiginde kavrayabildigin herseyimi kaybettim. manolya ağaçlarıyla sıralı sokağı gecer gecmez farkettigim kalabalığın tedirgin bakışlarını üstümde hissetmem kafamı kaldırarak bakışlara cevap vermemle iki kat daha arttı.uzun zamandır insanların arasında yürürken kafamı eğerek dolaşmamın nedeni de ,o geceden sonra kaybettigimle ilgili elbette.sessizlige bogulmus bir dil degildi sadece kafamı yerde tutmama sebep olan ,dilin ortaya çıkabilirligini de kaybetmistim.ve anlamlı bir sesin de yokuluşu demekti bu.agzımdan çıkan yada çıkamayan kelimelerin ne anlamı kalmıştı ki zaten.benden duyulabilen tek sey boş bi böğürtüden ibaretti.ben boş bi böğürtü ve iniltiden ibarettim.sessizce(başka türlü nası olabilirdiki zaten) aralarından gecerken üstümdeki bakışlarin deliciliği beni yine o geceye götürdü.tek fark bakan gözlerin arasında aradığım o bakışın olmamasıydı.asıl ürkütücü olansa ,o bakışın zaten bir daha olmayacak olmasını bilmekti. ayazı ve yağmuru iliklerimde hissede hissede kendimi attığım odanın soguklugu,iniltilerimi biraz daha yükseltti.simdi geceydi.günün benim olan yarısı .gözlerimi kapatma vaktim geldiginde ,hicbir olumsuzluk,bedensel yara,hatta ruhsal yaralar bile umurumda olmazdı.sen bile,o bile,siz bile ,ben bile,sizler ve onlar ve diğerleri bile alamazdınız,alamadınız gecemi benden.gece benim,hickimsenin olmadığı kadar benim,tek benim,herseyiyle, gecenin üçüyle de benim,dördüylede benim.kendimi kendime izah edebildigim tek zaman dilimim.sesimin sesime cevap verdigi,aklımla gönlümün aynı lisandan konustugu tek anım.gece benimmmmmmm. gözlerimi kapadığımda o geceye geri dönebilmek arzusuyla ısınır,kaynar,buhar olana dek sırılsıklam terlerim.karın üstünde bi kenarda ferdi tayfur bagırırkenki sesi duyar,yere degen kahverengi botlardan çıkan hışırtıları kulaklarımla emip,dudaklarından çıkan buharı cigerlerime çeker gibi ısınırdım. tek problem rüya görmek degildi,ruyanın içindeki ruyada ancak kavusabiliyordum eski kendime ve bir butun olarak ancak var olabiliyordum.şimdi eksigim,tamamlanmaya gidiyorum,geceye,rüyamın icindeki rüyama. sahi siz hiç dudaklarınızı kaybedip,nerde kaybettiginizi bildiginiz halde bulamayarak,rüyalarınızda aramaya çıkmadınız mı hiç? peki ,ya senin dudakların?bulduğunu bildigi seyi aramaya devam mı ediyor?
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.