Gönderi

Zehirli Nazarlar Ve Tesettür
Her güzel güzelliğini muhafaza etmek ister. Eğer sen de güzelliğini muhafaza etmek istiyorsan, tesettüre girmelisin. Çünkü güzelliğini teşhir eden kadınlar diğer insanların pis nazarlarına maruz kalırlar. Bu tür nazarlardan onların ruh ve bedenlerine tesir ederek hem ruhlarında hem bedenlerinde çöküntüye sebep olurlar. Bir hadisde "(Harama) bakma, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim onu Allah'tan korktuğundan dolayı terk ederse, Allah onun kalbine öyle bir iman yerleştirir ki, onun tatlılığını kalbinde hisseder." buyuruldu. Hakim , müstedrek 4/314 Bu hadiste erkeklerin kadınlara bakması esnasında şeytan onların kalplerine ok atar manası olduğu gibi, erkeklerin kötü, pis bakışlarının kadınlara atılan zehirli oka benzetilmiş olması da mümkündür. Aşağıya ikinci manayı teyit eden internetten bir yazıyı alacağım. Fakat bu yazının ne kadar sıhhatli olduğunu bilmiyorum. Yazı şöyle: Amerikan Cornell Üniversitesi'nde HBHS profesörü ve aynı zamanda Bilim ve Teknoloji Politikaları Dairesi'nde görevli saygın bir profesör olan David Powell, kadınlara şehvetli bir gözle bakan derin gözlerinden çıkan bazı ışınların, şehvetli bakışları üzerine çekecek tarzda giyinmeye alışık kadınların beden ve ruh sağlıklarında ciddi zararlara sebep olduğunu iddia etti. Powell'ın iddiasına göre, bu yabancı ve şevheti bakışlar, sürekli seksi ve dekolte giyinen ve erkeklerin önünde olan kadınların cildinden, iç organlarına, beyninden hormonal dengesine kadar her şeye negatif yönde tesir ediyor ve sonucunda erken yaşlanma başta olmak üzere çeşitli fiziksel ve ruhsal sorunlara sebep oluyor. Powell, yıllar süren bilimsel ve gözlemlerinden yola çıkarak bu kanıya vardığını ve araştırma sonuçlarını çok yakında hakemli bir uluslararası bilim dergisinde yayınlayacağını söylüyor. Duyanları oldukça şaşırtan bu araştırmayı, Powell'ın neden yaptığı da araştırmanın sonuçları kadar ilginç. "Ben hayatı olunca sosyal yaşamış, ciddi bir disiplinle eğitim ve öğrenim görüp bilim dünyasına kazandırılmış birisiyim. Bu, ailemle ve akrabalarımla da ilgili bir durum. Soyumda çok sayıda sıradışı şahsiyet var. Üst düzeyde yöneticiler, eğitimciler, bilim insanları ve iş adamları var. Çok çalışkan bir öğrenciydim ve okulda arkadaşlarım benim bu yönümle alay ederlerdi. Böyle yetiştirilmiş birisi olsam da, ilerleyen yaşlarımda özellikle de sevgili eşim Alicia'nın  desteği ile daha sosyal bir biri olmaya çalıştım. Bu dönemde, daha fazla film, daha fazla dizi, daha fazla müzik, klip ve magazin ile ilgilendiğim bu dönemde, tanınmış ve sürekli göz önünde olan ünlü kadınların, kendilerine, güzelliklerine, görünümlerine dikkat ettikleri halde, erken yaşlandıklarını, çabuk çöktüklerini, enerjilerin yetersiz olduğunu, özellikle gözlerindeki, saçlarındaki ve ciltlerindeki sorunu profesyonelce yapılmış makyajların bile gizleyemediğini fark ettim. Sosyal medyada 'Ünlülerin makyajsız halleri başlığı ile paylaşan fotoğrafları görünce gerçekten de bu , çok meşgul etti. Neden kendisine bu kadar özen gösteren, bu yolda çok masraf eden ve en ileri seviyeden teknikleri kullanan Bu kadınlar bu haldelerdi, bunun sebebini bulmalıydım. İçinden gelen bu isteğe mani olamadım işte her şey böyle başladı" diyor Powel ve ekliyor; "Çok sayıda dermatoloji uzmanı, radyoloji (ışın birimi) uzmanı, nükleer tıp uzmanı, beyin cerrahı, alternatif tıp uzmanı akupunktur uzmanı hatta bir de psikologlar din adamları ve büyücüler ile de görüştüm. Onlardan araştırmalarıma katkıda bulunmalarını istedim. Yakında sonuçları hakemli bir dergide yayınlayacağım Ama halk dilinde, herkesin anlayabileceği şekilde şu kadarını özetleyebilirim ki insanlar sadece çakralarından(vücutta dolaşan enerjinin denge akışı) enerji yayılmıyor. İnsanın gözlerinden  sürekli olarak enerji yayılımı ışınım oluyor bazı durumlarda Bu enerji o kadar güçlü oluyor ki bırakın karşısındaki insanın cildine, saçına zarar vermesini , enerjisini tamamen söndürmesine ve ölümüne bile sebep olabiliyor. Vücudunun, sinir sisteminin çalışmasını, kalp atışını ve beyin faaliyetlerini bile durdurabiliyor, gözlerden yayılan bu ışınlar.... Bu dereceye gelmeyen durumlarda, bu ışınıma maruz kalan insanlar da bitmek bilmeyen ağrılara, halsizliğe, yorgunluğa ve asabiyete sebep olabiliyor. Araştırmamda sadece erkeklerin, açıkça giyinmiş kadınlara baktığında, gözlerinden zararlı ışınların yayıldığının ve bunun da o kadınları çok büyük sıkıntılara düşürdüğünün ispatı yok. Kamuoyu en çok buraya takıldı ve bu yüzden beni eleştirdi. Buradan yola çıkarak da , araştırmamın İslam peygamberi Muhammed'in öğretilerini doğruladığını ve Müslümanların nazar inancını bilimsel olarak ispat ettiğini ve Müslüman kadınların örtünmelerinin bilimsel olarak da doğru tercih olduğunu düşündüler. Bunları doğrulamıştır ya da doğrulamamıştır, Ben Hristiyan ve Musevi din adamları kadar, Müslüman din adamları ile de görüştüm ve bu kısma takılmadım. Benim araştırmam da bilimselliğin dışına çıkılmadı. Bunu, sonuçları yayınlandığımda herkes görecek. Ben bu kısmına bakarım ve sonrasında neyin ispat edildiği, neyin çürütüldüğü ve bunun dünyada ne gibi ekonomik, kültürel, dini ve siyasi değişimlere sebep olduğu benim sorumluluğumda değildir. Bir gerçeklik var ki, insanların gözlerinden enerji yayılıyor. Bu enerji, pek çok duygu hakimken yayılıyor . Ama en çok da şehvetli bakışlar sırasında, erkeksi bakışlar sırasında, erkeklerin gözlerinden çıkıp kadınları vuran ışınımlar, bu kadınların vücudu üzerinde etkili olup, vücudun enerjisini, aurorasını(İnsanın dışa vurduğu enerji olarak bilinmektedir. Aura kelimesinin sözlük anlamı ise kişinin enerjisel çevresi olarak bilinmektedir.) bozuyor, epifiz bezi darbe alıyor, kan değerleri değişiyor, beyin aktiviteleri darbe alıyor, cilt ve saç sorunlarına, iç hastalıklarına hatta eş zamanlı olarak psikolojik sorunlara sebep oluyor. Hâlâ neler iddia ettiğimi tam olarak kavrayamamış olanlar ve beni haksız şekilde sert eleştirenler var. Onlar hala farkında değiller. Ama şunu bilmeliler ki yakında insanların fiziksel ve ruhsal hastalıklarından pek çoğu tarih olacak , şok edici enerji gelişmeler olacak ve temelinde benim bu araştırmam olacak. Bunda elbette ki benden desteklerini esirgemeyen çok sayıda bilim insanının ve din adamının da katkısı olacak." Prof. Powell, kendisine büyük haksızlık yapıldığını savunsa da , Hristiyanlar ve Museviler, Powell'ın gizli bir Müslüman olduğunu, yakın zamanda gizlice İslâm dinini seçtiğini, Batı dünyasını, Hristiyanları ve Yahudiler İslam dininin öğretilerine yaklaştırmak için bilimi alet ettiğini iddia ediyorlar. Özellikle Protestanların ve bilimsel gelişmeler ışığında Evrim teorisini çürütüp yaratılışı ve Hristiyanlığının hak din olduğunu kanıtlamak isteyen Evanjelistlerin sert tepki verdikleri görülüyor. İddialara göre Powell kadınların tesettüre girmesi gerektiğine inandı ve yakında eşi Alicia da tesettüre girip Müslüman olduğunu duyuracak. Bununla birlikte Powell'ın çok saygın bir bilim insanı olduğunu, kariyerinin göz kamaştırıcı olduğunu, İslam'ı seçmiş olsa bile, bunun kimseyi ilgilendirmediğini , dini tercihlerini bilime karıştırmayacağını , kanıtsız konuşmayacağını , yanlış anlaşıldığını iddia edenler de az değil. Bilim çevrelerinde de , Powell'ın akademik kariyeri gözler önünde olsa da, iddialarının ve araştırmasının bilimsel bir bağlayıcılığı olmadığının altını, daha şimdiden, araştırmasının sonuçlarını yayınlamadığı halde çizen çok sayıda profesör var.  Kim kazanacak, kim kanıtlayacak veya kanıtlamayacak, şimdilik bilinmiyor. Bilinen şu ki, bilimsel araştırmalarının öğütleriyle uyuşması ya da çatışması, her dönemde büyük tartışmaları beraberinde getiriyor.
··
2,032 views
Zehra Akar okurunun profil resmi
Kitabınızın içeriği hoşuma gitti, hayırlı olsun. İnşallah nice güzel kitaplara imza atarsınız hocam.
Kalbivera okurunun profil resmi
Teşekkür ederim yalnız benim kitabım değil ki 🙂
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.