Gönderi

224 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Sadece tanrılar ve ölüler kusursuzdur.
Lisanım yaralı... Lehçem yok. KAMBER ATEŞ NASILSIN ? ~ Euzubillahiminneşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim Niyet ettim, Devrimci Yazar Jack London'dan mikro-milliyetçi kuramsal tarih yazıcılığını iğdiş etmeye. Başlayalım bakalım. Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)? / Bakara Suresi -170.Ayet Küçükken tabaktaki beyaz ceviz içlerini yiyip, kararmış olanları ayırınca annem neden bunları yedin de bunları bıraktın derdi, ben de karadır acıdır derdim. O da içini tatmadan dışına göre karar verme derdi. Kitaba gelince, Bir melez, bir kızılderili, bir Fransız, bir Rus milletinden oluşan üç halkın bir köyde yaşamasıyla başlıyor ülke. Melez adam, kızına tecavüz etmeye kalkışan bir sapığı öldürdüğü için köyden sürülüyor. Bu şekilde başlayan olaylar silsilesinde çokça savaş çokça olay var Bir beyaz ırkla bir kızılderilinin aşk hikayesi de içindeki temalardan. Ama ben size bunlardan bahsedip canınızı sıkmayacağım. Spoiler vermek ilgim değil. Esas mevzu: IRKÇILIK Uzay çağına doğru koştuğumuz şu zamanlarda bile hâlâ yenemediğimiz bir hastalık: IRKÇILIK. Sermaye sahipleri planları ve hesapları durağanlaşınca kafasında hayal ettiği sistem arzu ettiği gibi işlemeyince tek çıkar yol olarak kurduğu sisteme kurbanlar aramaya yönelir. Misyonerlerin para kazanmak için her sene çıkardığı savaşlar, göçmen sorunları ve bunun getirisi sonuç: IRKÇI POLİTİKALAR. Bir de çok sevdiği silah: DİN. Aklının gücünü basit bir kalıtımsal genetiğe, iradesinin kuvvetini ırksal yakınlığa teslim edecek kadar aptallaşan köpek sürüleri, HİTLERİZM popülasyonu yıllardır süregelen felaketleri bir kenara bırakıp sadece ırkının güzelliği ve üstün oluşuna takılı kaldığı için UYUYAN DEVİ UYANDIRIP bütün bu para babalarının istediklerini tek tek yerine getirmiştir. İNSANLIK TARİHİNİN EN ÖNEMLİ ETKEN BELKİ DE ANAETKEN ATEŞLEYİCİSİ : IRKÇILIK HASTALIĞI Sırf gözleri mavi diye, teni beyaz diye bütün güzellemeler bütün sınıfsal üstünlükler tek bir ırka, yasa ve düzeni kapitalizme tekel yapıp, sırf rengi siyah diye insanların zincirlere vurulmasına ses çıkarmayan adaletsiz, vahşi, yoz sistem. Herkes kendini sever ama kimse bunu siyaset aracı yapamaz. BU FAŞİZM DEĞİL DE NEDİR? Milletler bu kavgalarla uğraşa dursun vurguncular da bu kaostan faydalanarak ALTIN arayıcılığına, kaçak defineciliğe soyunsunlar. APTALLIKLARIN CEZASINI çekecek olan bu ırkçı politika kurbanları da giden gittikten sonra dizlerine eğer savaş sonucu elleri sağlam kaldıysa AH VAH! ederek vurabilirler. Klasik yöntem: ÇARPIŞTIR VE GANİMETLERİ TOPLA. Savaşı çıkaran sermaye sınıflarıdır. IRKÇI POLİTİKALAR SADECE BAHANESİDİR. At öldüyse nallarını söker gideriz. Palan bahane,talan şahane. Refik Halit Karay'ın da dediği gibi: "Zevk, ancak vurguncuların türediği ve haksız servetlerin sivrildiği anormal devirlerde bu derece kabalaşıyor..bayağılaşıyor.Demek ki zevk ile ahlàk at başı bir gidiyor." Doğu Türkistan'daki Türkmen'in çığlığını, Kudüs'teki çocuğun çığlığını, Ukrayna'daki nenenin çığlığını, Halepçe'de elma toplarken Saddam tarafından katledilen çocukların annelerinin ağıtlarını, Vietnam'daki bir siyahinin çığlığını, Karabağ'daki bebeğin üzerine yağan bombaların sesini kulaklarınız duymuyor mu? Ya da sırf kendinizden diye ayırıp 'her koyun kendi bacağından asılır' mantığıyla insanların acılarına yüz mü çeviriyorsunuz? Vicdan denilen meret ne zamandan taraflı oldu? Taştan,kütükten bile olsa kalpleriniz yosun bağlardı. Bu kadar mı oldunuz oğlum?Karabağ'daki Ermeni'yle Hrant'ı, PKK'lı ile masum Kürtleri bir tutarak elinize ne geçti? Bir güruhun suçunu bir kişiye yüklediniz hep. Kendi elinizle yaptığınız kötülükleri dine talihe yordunuz. Fakirliği alın yazısı, Renk ayrımcılığını uğursuzluk, Kıtlığı Tanrısal bir ceza, olarak gördünüz. Yaşadığınız toplumu güzelleştirmek yerine DİNİ BAHANE EDEREK iyice pisliğe sürüklediniz. Rıfat Ilgaz'ın da dediği gibi, Teker teker sökülmüşüz toprağımızdan, Hayatımızdan, suyumuzdan olmuşuz. Yaşamaktayız aynı çalının altında Daha mahzun, daha hesaplı. Rahat günlerin işçisi olacaktık, Rahat günlerin şairi: Bir çift sözümüz vardı Nar çiçeği, gül dalı üstüne, Dudaklarımızda kaldı! Kitapta bahsolunan tema, dindarlık ve ırkçılık kadar bir diğer toplumsal sorun da cinsiyetçilik. Ataerkil sistemin hüküm sürdüğü bir kasabada geçiyor kurgu. Bütün bu haksızlıklara karşı çıkan Montana Kid. Canı pahasına savaşan tüm antifaşist devrimcilere ithaf olsun! Umarım incelemem açıklayıcı nitelikte olmuştur.
Atalarının Tanrısı
Atalarının TanrısıJack London · Yordam Edebiyat · 2019168 okunma
·
314 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.