Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Bir ömre olası kaç hayat sığar?
20.yy Galiçya’dan başlayıp Viyana’ya, sonra Moskova’dan Berlin’e.. Yaklaşık yüz seneye yayılan bir süre..Avusturya-Macaristan İmparatorluğu‘nun çöküş sancılarıyla başlayıp, Sovyetlerin kurulup kendini kemirmeye başladığı yıllara..Yerler farklı..Zaman farklı..Siyasi atmosfer farklı..Tek bir kadına ait tam beş ayrı hayat var bu kitabın içinde. Ya da şöyle mi demeli: Bir kapağın içinde beş ayrı kitap var. Anlatılan sadece bir kadının ömrü. Yazar bu ömrün kırılan, dağılan noktalarını alıyor, “başka türlü olabilirdi” cümlesine sarıp yeniden kurguluyor. “İnsan özgür iradesiyle seçtiği bir yolun, onu nereye götüreceğini önceden bilebilseydi keşke.” diyor. Bazen aldığımız kararların, bazen de küçücük tesadüflerin hayatlarımızı nereden nereye taşıdığını gösteriyor. Her bir bölümde dilde kısmen bir değişim yaşanıyor. Ama anlatım derinliğinden, zenginliğinden hiçbir şey kaybetmiyor. Yazar, benim diyenin altından kalkamayacağı bir kurgunun altından ustalıkla kalkıyor. Hayran kalıyorsunuz. Goethe’nin şiirleri hemen her bölümde karşınıza çıkıyor. Daha kitabın başında bir yahudi düşmanının fırlattığı taş Goethe’nin kitabına denk geliyor. Kapağından yaralanmış bir kitap, rafta sessizce bekliyor. Bu sırada Avrupa’nın dört bir yanında insanlar aynı faşist taşlarla yaralanıyor. Ama işte, insanları rafa kaldıramıyorsanız. Onlar tozlanıp eskimiyorlar. Ölüm, her günün sonunda bekliyor. Ona çare yok. Yine de biliyorsunuz, “Günün sonunda ölüm olsa da, bütün günlerin akşamı olmamıştır daha.” Yaşamaya devam ediyorsunuz. Yazarın Doğu Almanya doğumlu olmasından sebep, faşizmin yüzüne baktığınız kadar sosyalizmin yüzüne de bakıyorsunuz. Komünizme içten içe meyilli biri olduğunu anlıyorsunuz yazarın. Ama o sevdiğine tolerans tanıyanlardan değil. Hepsi aynı aydınlık düşü gören ama sadece başındaki ad değiştiği için ve sondaki -ist takısı birleştirmeye yetmediği için aynı adla anılmayan sosyalistlerin, kurşuna dizilen, asılan, açlıktan eriyen bedenlerini de anlatıyor size. Hepsinin bir zamanlar coşkuyla şarkı söyleyen, şiir okuyan hüzünlü hayaletlerini sayfalardan üstümüze salıyor. Çok hüzünlü. Yaşanan çağın dertleri belki size uzak geliyor..Ama insanlığın dertleri her çağda, her zaman diliminde ortaklaşmanın bir yolunu buluyor. Evrensel bir anıtın zamanla yıpranmış kolları uzanıp sizi kolunuzdan yakalıyor. Boğazınıza bir düğüm atıyor. Şöyle hüngür hüngür ağlayayım diyorsunuz..Gözyaşlarınızın hiçbir şeye yaramadığını kitap size çoktan, acımasızca anlatmış oluyor. Hayat işte,başka türlü olabilirdi, ama olmadı, kabul et, yaşa gitsin diyor. Çok güzel diyor. Keyifli okumalar..
Bütün Günlerin Akşamı
Bütün Günlerin AkşamıJenny Erpenbeck · Can Yayınları · 2020304 okunma
··
2 plus 1
·
3,777 views
Emel Keleş okurunun profil resmi
Adresini bilsem, bu kitabı
Matt Haig
Matt Haig
e gönderirdim. Bak derdim, ‘başka türlü olabilirdi’ nasıl derinlikle yazılıyor. Hani senin
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı Kütüphanesi
nde heba ettiğin şey..
Sevgican okurunun profil resmi
Çok güzel bir kitap okudum. Hayran kaldım. Kimi incelemeler kitabın zorluğundan söz etmiş. Kısmen katılıyorum. Fakat sonra taşlar yerine oturuyor. Ve boğum boğum oluyorsunuz bu hayatları okurken.. Bu inceleme nedeniyle okuma listesine almıştım. Ve kesinlikle iyi ki okudum, dediğim kitap oldu. Teşekkürler Emel.. Akışta görenler bu kitaba şans versin isterim İyi okumalar dileklerimle..
Emel Keleş okurunun profil resmi
Karmaşık bir yapısı var evet, ama okuruna sabrının, emeğinin karşılığını veren nefis bi bir kitap. Okuru çok olsun. Teşekkür ederim güzel yorumun için Sevgi❤️
Okurundilindenn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim,😍 farklı bir zihne yolculuksa sonuç kesinlikle değer.👌
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.