Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

157 syf.
·
Puan vermedi
Pupa Yelken: Amerikalı Tolstoy Salah Birsel, 1919’da zor bir dönemde Bandırma’da hayata gelmiş. Ve 80 yaşında 1999’da İstanbul’da hayata veda etmiştir. Ortaöğrenimini İzmir’de Saint Joseph Fransız Okulu ve İzmir Erkek Lisesi’nde tamamlamış. Ardından İstanbul Üniversite’si Hukuk Fakültesine, iki sene sonra da Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne geçmiş. Öğretmenlik, müfettişlik, müdürlük ve Türk Dil Kurumu Yayın Kolu Başkanlığı ile otuz yıl aktif çalışma hayatı olmuştur. Tabi bu arada yayınlanan şiirleri ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Lakin bizim ilgilendiğimiz kısım yetmişlere gelindiğinde denemeci kimliğini kuşanmasıyla başlıyor. Salah Birsel, halka yakın ve halkın dertleri ile meşgul bir çizgide ilerleyerek eserlerini hep bu çizgi içerisinde vermeye gayret etmiştir. Az bilinen kavram ve kelimelerle kendine has üslubuyla birlikte ortaya muazzam bir edebiyat ürünü silsilesi ortaya koyan Salah Birsel, doğmuş olduğu dönemin etiğini ve etkisini kuşanan usta bir şahsiyet olarak bize miras kalmıştır. * Salah Birsel, 1001 Gece Denemeleri ismiyle bir araya getirdiği metinleriyle, dünyanın tatlı-acı meyvelerinden aldığı ısırıkları bize bir anne şefkatiyle katık eyliyor. Anne şefkati tanımını üslubunun sıcaklığından dolayı yapıyorum. Metinlerin içinde muhteşem bir samimiyet ve sıcaklık duymaya başlıyorum. Amerikalı Tolstoy kitabını ele alalım. Kitabın birinci bölümünde Sonbahar Oyunları ismiyle sonbaharın bizlere sunduğu tüm ayrıntılarını eşerek, deneyimleyerek ve şiirlerle süsleyerek veriyor. Sonbahar yürüyüşlerini çok seven Salah Birsel ilk bölümün sonunda şu uyarıda bulunuyor: “Kadıköy’den Bostancı’ya akar, ya da Taksim’den Şişli’ye ayak ayak yürürseniz dikkatli olun. Bir ağacın altında kıpırdamadan duran bir gölge varsa o, belki benim.” Meseleyi Sonbahar Oyunları’ndan koparıp İstanbul Sokaklarında’ya bağlar. İstanbul’un döneminin önemli mekânlarına, sokaklarına, seyir yerlerine süzülür. Cumhuriyet yazarlarından Avrupalı şahsiyetlerin hayatlarından kesitler vererek Sait Faik’in İstanbul örgüsüne gelir. Tatlı hikâyecikler ile iştahınızı kabartır. Ve son cümlesinde ise “Dünyayı yeniden kederlerle kuracağım. Sonra çarşılardan çarşılara, insan sesleri arasında, her şeyi sizinle kurulmuş bir şehirde dolaşacağım.” Der. İstanbul’dan kısa süreliğine ayrılan yazar mevzuyu gençliğin ince bir bilim olduğu düşüncesine getirir. Gençliğin haritasını ortaya koyar biraz eleştirir ve sonra eleştirdiği şeylerin gayet tabii olduğunu ve aslında hatalı olanların ihtiyarlar olduğunu söyleyerek gençlerde ki tez kanlılığın zamanla geçeceğini ve ustalığa erişeceklerini dile getirir. Hemen ardından konu Davut Bayraklı’nın kitabı Okurun Masası Yazarın Masası ile çok bağdaşan bir yere geliyor. Yani yazarların özel hayatlarından, karakterlerinden ve yaşadıkları enteresan anlara yöneliyor. Tolstoy, Çehov, Gorki’den bilgiler sunduktan sonra tızmantırıl it diye adlandırdığı kıskanç şairlere ve yazarlara doğru çuvaldız göstermeye başlıyor. Kitabın büyük bölümü artık yazarlar ve şairlerin dalgalı hayatlarından yola çıkarak, Osmanlının son demlerinde yaşananlara, denemeciliğin püf noktalarına gelerek yolculuğu durgun bir limanda demir atarak bitiriyor. * Salah Birsel denemelerinde konular ne kadar basit olursa olsun, bu basitliğe bakış açısı, yüklediği anlam ve yazarken kullandığı dil ile bunu fark edemiyorsunuz. Ayrıca seçtiği bir konu çok mühim bir mesele bile olsa yine ayın sebepten dolayı meseleyi gırgıra alabiliyorsunuz. Bu durumu şöyle açıklıyor Salah Birsel: “Denemenin bir tanımı da çetrefil olmayan şeyleri çetrefil yapma sanatıdır.” Nitekim bunu eserlerinde ve Amerikalı Tolstoy’da çok net görüyoruz. Kitaba ismini verdiği son bölümde yani Amerikalı Tolstoy’da meraklı olduğu ve iyi bir araştırma ile edindiği Osmanlı’nın son zamanlarında parlayan Curnal meselesine değinir. Curnaller ile ortalığı karıştırmaya meyyal olanlardan bu işi hakkaniyetle yapmaya çalışanlara kadar ince elenip sık dokunulmuş bir kurgu ile karşı karşıyasınızdır. Kitabın geneline göre daha uzun olan bu bölümde duyduklarınız size birçok önemli fikirler verecektir. Zaten denemenin amacı da budur der Salah Birsel. “Bir denemecinin işi kitaplarda, doğada ve de yaşamın içinde tık eden altını bulup çıkarmak, okurun gönlünde bir düşünce uyandırmaktır. Bunu yaparken, üstünü başını altın tozuna bular, kalemini de yaldız çanağının içine düşürürse oh, gel keyfim gel.” 2018
Amerikalı Tolstoy
Amerikalı TolstoySalâh Birsel · Sel Yayıncılık · 201758 okunma
·
849 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.