Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

800 syf.
10/10 puan verdi
Fatih Sultan Mehmet ile alakalı sayısız kitap yazılmış olsada bunların bir çoğunu dikkate almamak gerekir. Padişah tüccarlığı yapmaktan öteye gidemeyen bu kitaplardan uzak durun. Ciddi anlamda arşiv araştırması yapmadan piyasaya sürülen bu kitaplar içinde ışık saçan Halil İnalcık'ın Fatih Sultan Mehemmet kitabı ile Franz Babinger'in işbu kitabını diğerlerinden ayırmak gerekir. Franz Babinger milenyum öncesi dönemin en büyük filologlarından. Alman olması nedeniyle müttefiklik ilişkisi sonucunda Çanakkale Cephesi'nde görev almıştır. Bu sayede yakından tanıdığı ülkemizde araştırma fırsatı edinmiş çalışmalarını daha çok Bizans ve Osmanlı tarihi üzerinde yoğunlaştırmıştır. Şüphesiz ki mazisi insanlık tarihi ile başlayan Türk milletinin en büyük yöneticisi ve askeri sayılabilecek Fatih Sultan Mehmet'i anlattığı bu eser oldukça derinlemesine bir inceleme sunuyor. Fatih Sultan Mehmet bir Rönesans imparatorudur. Orta Çağ'ın içindeki en büyük ışıktır. Doğu ve Batıyı birleştirmeye çalışmış, çok yönlü merakı sayesinde entelektüel birikimini kıvrak zekasıyla birleştirmiş bu sayede sayısız yenilik ve fetih hareketlerine girişmiştir. Bilime ve sanata önem vermiştir. Kitap sayesinde Gentile Bellini nasıl gelmiş daha yeni öğreniyoruz. Madalyonlarını, portrelerini, okuduğu kitapları, merakını yeni yeni keşfediyoruz. Fatih Sultan Mehmet geriye kalan hiçbir padişah ile kıyaslamayacak kadar bilge bir kişi bunu bir daha görüyoruz. Çocukluğunda yaşamış olduğu travmalarla nasıl baş ettiğini bilmiyoruz. Annesi (ondan her zaman -Hatun- diye bahsediyor) kim bugün dahi bilmiyoruz. Üvey annesi Mara Brankoviç (çocuğu olmayan Mara Sultan'a hem kendisi hemde bir sonraki padişah olan oğlu II. Beyazıt -Ana- diyor.) ile olan gerçek ana oğul ilişkisini ilk defa gözlemliyoruz. Tüm bunların yanında sayısız fetih hareketi nedeniyle ardı arkası gelmeyen vergi yükümlülüğü nedeniyle halk tarafından da pek sevilmiyor. Bir değil iki defa tahttan indirilmiş, askerin ve halkın ezik bir kişi olarak baktığı ama bunlara rağmen daha çocuk denecek yaşında İstanbul'u çok zor bir kuşatma sonucunda ve kesinlikle inatçı kişiliği sayesinde alıyor. Zaferden sonra ilk işi aristokrat bir sınıf istemediği için hem Notaras hemde Çandarlı Halil Paşa gazabından kurtulamıyor. Zaferden sonra ilk konuşması bilgece. (Hareket eden her şey sizin ama hareket etmeyen hiçbir şeye dokunmayın diyerek birçok yapının ve sanat değeri yüksek heykel vb. parçaların kurtulmasını sağlıyor.) Akşemseddin ile hiç geçinemiyor bu çok açık. Halkını anlamak için Rumca öğreniyor. Uzun Hasan'a gönderdiği mektuplar Uygurca. Rum ve Ermeni kiliselerine özerklik sağlıyor. Çağatayca şiir okuyor... Düşünün ki Tekke ve Zaviyeler kapatıldığında Fatih Sultan Mehmet'in türbesine dokunulmadı, düşünün ki cumhuriyetimiz padişahlar içinde bir tek onun portresini paraların üzerine bastırdı. Büyük Gazi Mustafa Kemal Atatürk dahi onun zekasına olan hayranlığını dile getirdi.
Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı
Fatih Sultan Mehmed ve ZamanıFranz Babinger · Alfa Yayıncılık · 202184 okunma
·
199 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.