Merhaba, biraz gezelim görelim tadında incelemeler seyrinde ilerlemeye devam etse de benim derdim izleyelim, görelim tarihle bütünleşelim, kültürel depolamalarımızı tarihe ışık tutmuş senaryolarla ve filmlerle yapalım düşüncesinden ileri gelmektedir.Bu sebeptendir ki sizlere elimden geldiğince sinemanın ne badirelerden geçtiğini, sinemanın sadece patlamış mısırımızı elimize alıp da bir vakit geçirme aracından ibaret olmadığını, sinemanın ne kadar toplumsal bir olgu olduğunu ve hükümetlerin de bunu farkedip bir propaganda haline getirmek için bizzat nasıl atılımlar içerisine girdiğini, neler yaptıklarını aktarmak ve bizzat sizleri bilgilendirmek aracılığıyla bu paylaşımları yapıyorum.Sizleri sıkıyorsam ne mutlu bana...
Bu sebeple bahsettiğim durumla alakalı en güçlü örneklerden olan, benim de hayranlık duyduğum, sinemada İtalyan Yeni Gerçekçi Akımından size söz etmek istiyorum.Dünya Sinema Tarihi dersinde saygıdeğer hocamın bu akıma duyduğu hayranlıktan beslenip kendi hayranlığımı oluşturmuştum.Yine aynı dönemde sayın Ferzan Özpetek ile tanışmam bu hayranlığımı katmerlemişti.Okul bana çok şeyler kattı.Akımları hocalarımın üstün bilgelikleri ve enfes üslupları sayesinde yedim yuttum, film arşivimi genişletme sürecim ve Dünya Sinema Tarihi ve akımlarına dair onlarca ve yüzlerce yaptığım film izlemeleri ve okumalarım ise okul bittikten sonra bir sene boyunca eve kapanıp bu ileri gelen filmlerden her gün bir tanesini izleyerek üzerinde incelemeler yaparak kendimi geliştirme yoluna gitmem sayesinde oldu.
Buradan devam edecek olursak İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımı nedir ? Öncelikle size ondan bahsedeceğim ve ardından, akımın önemli isimleri ve filmlerini sizlerle paylaşıp, bir film müziği ile de incelememi bitireceğim.
Musolini kendi döneminde bir propaganda amacıyla ideolojisini insanlara anlatmak düşüncesiyle bizzat sinemayı kullanmak istedi ve hükümet bu sebeple ilk elden sinema okulları kurdu."Cinecitta" adlı Avrupa'nın en büyük film stüdyosunun kurulması da yine bu döneme rastlar.
Yetişen sinemacılar içerisinde hükümetin fikirlerini benimsemeyerek farklı bir oluşum içerisine giren isimler oldu ve bu isimler bu faşist iktidarın aksine bir yön izlediler.Bu grup Yeni Gerçekçiliği oluşturdu.
Bu akımın temsilcileri toplumsal konulardan beslendiler.Evsizlik, işsizlik, yoksulluk, açlık, kimsesiz çocuklar gibi dönemin İtalya'sının sorunlarına değindiler.Kamerayı sokağa taşıyan akım diye de geçer bu akım.Edebi metinlerden ziyade daha gerçekçi dialoglara yer verdiler.Bu akım ile ilgili sizlere dört ünlü yönetmen ve kısaca onların tarzından bahsedeceğim ve izlediğim filmlerini sırayla sizlerle paylaşacağım:
●ROBERTO ROSSELLİNİ
Yeni Gerçekçilik akımının kurucularından olarak kabul edilir.Genelde direkt insanı hedef alır filmlerinde.Yani oluşan toplumsal sorunların insan üzerinde, savaşın insanlar ve özellikle çocukların üzerindeki etkilerini bolca işleyen bir yapıya sahipti.
Bu akımın ilk filmi Roma, Açık Şehir olarak kabul edilir.Belgesel niteliği de taşır.Üçlemedir.Ardından Hemşehri ve Almanya Sıfır Yılı adlı filmler serinin devamıdır.Üç filmde hemen hemen ülkenin işgal altında geçen günlerini anlatır.İzlediğim ve beğendiğim filmleri aşağı bırakıyorum:
•Roma Açık Şehir (1945)
•Hemşehri (1946)
•Almanya Sıfır Yılı (1948)
•İtalya'da Sıfır Yılı (1948)
•Yanlış General (1959)
●VİTORİO DE SİCA
Akımın en sevdiğim isimlerinden olan yönetmen, yine savaşın olumsuz koşullarını, sokakların acımasızlığını, çocukların ruh halini ve cezaevlerini filmlerine taşımıştır.
Yeni Gerçekçilik Akımı'nı en iyi temsil eden filmlerden olarak gösterilen "Bisiklet Hırsızları" usta yönetmene aittir.Filmin ana teması işsizliktir.Tamamen günlük olaylardan oluşan bir filmdir.Kendisinin izlediğim ve beğendiğim filmlerini aşağı bırakıyorum:
•Kaldırım Çocukları (1946)
•Bisiklet Hırsızları (1948)
•Umberto D. (1952)
•Dün, Bugün, Yarın (1963)
●LUCHİNO VİSCONTİ
Akımın bir diğer temsilcisi Visconti ile devam edeceğiz.Onun filmlerinde yine insanın iç dünyasına, mutluluğa duyduğu bir özlem ve yarattığı cesur havalar bolca tenefüs ediliyor.Yenilgiye uğramış insanların karşısına çıkarmış olduğu karakterler, toplumsal bilinçlenme sürecine girmiş insanlardır.Kendisinin izlediğim ve beğendiğim filmlerini bırakıyorum.
•Zafer Günleri (1945)
•Yer Sarsılıyor (1948)
•Leopar (1963)
•Yabancı (1967)
●FEDERİCO FELLİNİ
Akımın belki de en sıradışı yönetmenidir bana göre.Sinemada düş gücünün de büyük yeri olduğunu belirtir.Groteski sinemasal anlatıma ustaca monte etmiş.Fellini filmlerinde genelde sürreal bir sirk havası, bir karnaval havası yaratılması filmlerine ayrı bir şölen havası katmıştır.Kadınlara olan düşkünlüğü, filmlerinde Fellini Kadınları diye bir kavram yaratmıştır.Bu akımın içerisinde yer alsa da kendisinin filmlerini izleyince siz de fark edeceksiniz ki diğer üc yönetmene göre kendisine has üslubu, dokusu vardır filmlerinde.Kendisinin izlediğim ve çok sevdiğim filmlerini aşağı bırakıyorum:
•Varyete Işıkları (1950)
•Sonsuz Sokaklar (1954)
•Cabiria'nın Geceleri (1957)
•Tatlı Hayat (1959)
•Sekizbuçuk (1963)
•Amarcord (1973)
Benim aktaracaklarım şimdilik burada son buluyor.Umarım elimden geldiğince sizlere bir faydam dokunur, umarım beğenirsiniz.Sizlere bir film müziği ile veda ediyorum, keyifle izlemenizi diliyorum filmleri:
Amarcord Film Müziği
youtu.be/pevkFSyaxsM
Bisiklet Hırsızları Film Müziği
youtu.be/q6-OUS8TamM
Roma Açık Şehir Filmine dair bir teaser(Tanıtım)
İkinci Dünya Savaşı yıllarına dair açık bir belge niteliği taşır, izleyin mutlaka.
youtu.be/vLbm6zSwWNE