Gönderi

Azizim Kayabek, 28 Ağustos 1973, Salı Uzun mektubunuzu aldım. Bermutat yine içli ve şairane yazmışsınız. Size kaç zamandır yazmak isteyip unuttuğum bir şeyi hemen kaydedeyim: Niçin roman yazmaya teşebbüs etmiyorsunuz? Tarihî veya aşkî her türlü romanda başarı sağlayacağınıza inancım var. Roman deyince de aklıma sizinle birlikte jüriliğini yaptığımız şaheser tarihî romanlar geldi. Hani Selçuk beğlerinin sigara tellendirdiği romanlar. Siz gerek edebî ve tarihî kültürünüz gerekse edebî kabiliyetiniz bakımından roman için en elverişli unsursunuz. Romantizminizi de ekleyince bu iş hayli tantanalı olur sanıyorum. Bir defa başlayınız. Bende de Bozkurtların üçüncüsü, Deli Kurt'la Ruh Adam'ın ikincisi için niyet var ama imkân yok. Gayet halsizim. Boş zaman bulunca uzanıp dinleniyor ve hayale dalıyorum. Bu durumunuzda sizi aramayanlara veya yanlış hitap edenlere hiç üzülmeyin. Asıl üzülecek nokta minimini bebeğinizin resminizi sevmesidir. Mektubunuzun orası, tahmin ettiğiniz gibi gözlerimi nemlendirdi. Nedense miniminilere karşı çok rikkat duyuyorum. Bana gönderdiğiniz resimde minimininizin uzanan kolları da sanki gel, beni al diyordu. Minimini Maviş Cin Kerata da 35 günde bir tekâmül merhalesi geçirmiş. Eskiden hiç kullanmadığı soru edatını artık kullanıyor. Geçen gün bana “Tanrı Babanın köpekleri var mı?” (Tabii "vâ mı" şeklinde.) diye sordu. Bir defa da yaramazlığı için kendisine ihtarda bulunduğum için annesine gidip “Dedemle kavga ettik.” dedi. En hoşuma giden şey yüzünün çizgisiz saflığı, masumluğu, Yarın bunların kalmayacağını düşünerek üzülüyor ve şimdi fırsat varken doyasıya bakıyorum. Dünün ve Yarının Büyük Günleri’ne hitap eden yazınız da çok güzeldi. Fakat ben bu yazıdan büyük bir mahcubiyet duydum. Bana çok fazla değer vermişsiniz. Nejdet size bu yazı hakkındaki fikrini yazmış: Badire geçtikten sonra, ilerde tarihî bir hâtıra, hatta vesika gibi neşredileceğini söylemiş. Yağmur'un durumunun düzeldiğine çok sevindim. Budak ona yetişmişti. Hatta geçecek gibi görünüyordu. Belki de sizin dargın durumunuz onu harekete geçirmiştir. Geçende Sepetçioğlu’na uğradım. Size bazı kitaplarla mektup gönderdiğini, fakat cevap alamadığını söyledi. Sizin geç, fakat uzun mektuplarla cevap verdiğinizi söyledim. Necati çok huzursuz. İki yıl sonra emekliye ayrılmak hususundaki kararı kesin. Birçok milliyetçi aydın gibi o da ümitsiz. Bakalım: Şu 14 Ekim seçimleri bir yapılsın. AP de CHP de MSP de iktidara gelsin. MHP 105 mebus çıkarsın. BP büyük bir grup kursun. Ondan sonra biz de karara varırız. MHP şimdi de İzmir’deki teşkilâtına gönderdiği tamimle bozkurtlu rozetleri takmayı yasaklamış. Sebep şu imiş: Köylüler kurdu koça benzeterek koç partisine oy verirmiş. Köylüyü, kendileri gibi kurtla koçu karıştıracak kadar eşek sanıyorlar. Apartmanda hâlâ huzur kurulamadı. İskân müsaadesi de alınmış değil. Eylülde memur bir daha gelecekmiş . İskân müsaadesi de alınmadığı için su ve elektrik paralarında ihtilâf çıkıyor. Gün ola, hayır ola. Selâm ve sağlık dilekleriyle gözlerinizden öperim. Tanrı Türk’ü korusun. Atsız
·
178 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.