Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

156 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
PKOS'lu Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı
Kitap polikistik over sendromu ile ilgili  detaylı bilgi içermektedir.  Ayrıca bu hastalığa-pardon sendroma- sahip kişilere beslenme ile ilgili öneriler sunuyor. Çok da iyi yapıyor ki hastalık beslenme düzeni ile çok alakalı. Bu sebeple de eğer polikistik over sendromunuz varsa okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Zira bana çok faydası dokundu. Ancak ben burada kitabın içeriğini anlatmaktan çok biraz iç dökme, dert yanma yapacağım bu inceleme ile. Peki, Pkos nedir? Önce ona bakalım: Polikistik over sendromu, üreme çağındaki kadınlarda görülen endokrin bir bozukluktur. Bu hastalığa sahip kişiler, hormon düzensizlikleri, eksikleri sebebiyle birçok sorun yaşarlar. Bu sorunlardan kurtulmak için de beslenmelerine ve hareket etmeye özellikle dikkat etmeleri gerekir. Ancak buraya kadarki kısmı ön bilgi vermek amacıyla yazdım sadece. Zira amacım hastalıklarla ilgili tanım yapmak, tedavilerini sıralamak değil. Beni ilgilendiren kısmına gelirsek sorun yeme-içme alışkanlıkları ile başlıyor. Düşünün ki bir bayram günü ev ev geziyor her gezdiğiniz yerde de tatlı ikram ediliyor ve bana dokunuyor yemesem olmaz mı? Dediğiniz zaman da Aa, olur mu, bari tadına bak! (ama daha önce 15 yerde daha tadına baktım, bir tepsi oluyor) ya da Aa, canım, geçmiş olsun neyin var? Dedikleri zaman da başlıyorsunuz daha kendinizin bile tam kavrayıp çözemediği bir yığın hormonal sorunu anlatmaya. Çok misafirperver bir milletiz tamam, iyiliğinden yapıyor hepiciği, ona da tamam. Ama insan her gittiği yerde niye beyaz un, beyaz şeker konmuş şeyleri yiyemediğini anlatmaya başlayınca da artık fenalık basıyor arkadaş. Bi rahat bırakın artık tüm insanları, ne isterlerse onu yesinler yahu. (özellikle de pkoslularsa) Hayır kadınların üzerindeki güzellik algısı yüzünden zaten sürekli kilolarıyla ilgili iğnelemelere maruz kalıyorlar. Bari hastalığı olanlara biraz anlayış diliyoruz. İkinci ve toplumca en büyük sorun ise pkos olan kadınların hamile kalırken sorun yaşamaları. Hayır zaten "eksik, yarım" kadınsın doğurmuyorsan. (!) Bütün toplumun da derdi sanki bu olmuş. Pkos 'u bilenlerin ilk tepkisi: -Aa, ama bak biliyorsun, çocuk durumunu da etkileyecek. İşte, şöyle bir soğan kürü var. -Eee -Ee, işte bizim bir arkadaş yaptı, -sonra, -sonra doktor çocuğun olmaz demişti buna bak, 3 ay sonra hamile kalmasın mı! -Kalmasın mı? Ne bileyim, istiyorsa kalsın ama ben yaşam standardı diyordum, bu pkos hayatımı etkiliyor, her ay ne eziyetler çekiyorum diyordum. -İşte soğan kürü bak, yap göreceksin etkisini. Bu ve benzeri diyaloglar silsilesi. Yaşamını etkileyen sana hayatı yeri geldiğinde zindan eden, moralini alt üst eden bir rahatsızlığın var. Sen zaten üzgünsün. Bir de üzerine bu sıkıntılarından bahsederken hepsinin hafife alınıp yalnız çocuk konusu açılınca bir de çözüm en son soğan kürüne bağlanınca artık iyice çileden çıkmanın vaktidir. Oysaki her dertte olduğu gibi insanın tek istediği şey DİNLENMEKtir. Bunların hepsini çözüm bulun diye anlatmıyor ki size karşınızdaki. Eğer çözüm bulmak istese zaten bunu doktorda arar. Tek istediği biraz dinlenmek biraz da anlaşıldığını hissetmek.
PKOS ve Beslenme
PKOS ve BeslenmeKübra Zeydanlı · Dorlion Yayınevi · 2019119 okunma
·
325 görüntüleme
Mehmet kardaş okurunun profil resmi
ben seni hep dinlerim bitanem 😘
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.