Gönderi

199 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Bir Kadının, Annenin, Eşin, Sevgilinin Penceresinden Hayat
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okuduğum Bir Kadının Penceresinden, 1975’in Türkiye’sinde, daha da özele inersek İstanbul’unda geçen bir hikâyeye sahip diyebiliriz. Oktay Rifat, şairliğiyle bilinen, Garip anlayışının Orhan Veli ve Melih Cevdet’le birlikte üç önemli isminden biri. Romanı okurken o şairane söyleyişi hemen seziyorsunuz. Romanda kullandığı dil şiire yakın, devrik ifadelerin bolca olduğu, sade ama yoğun bir söyleyişe sahip. Garip etkisini de romanın bazı bölümlerde yoğun olarak hissediyorsunuz. Roman evli ve üç çocuğu olan Filiz’in gözünden anlatılıyor. Onun sıkışmışlığı, kocasına karşı düşünceleri, sorumlulukları ve hayat koşulları başarılı bir şekilde yine Filiz’in ağzından anlatılıyor. Aradan 50 yıla yakın zaman geçmesine rağmen kadın psikolojisinin ve kadının toplumdaki rolünün pek de değişmediğini görebiliyoruz. Bu bakımdan romanı oldukça değerli buldum. Roman uzaktan bakınca salt bir aşk hikâyesi gibi görünse de aslında Oktay Rifat’ın birçok konuyu ele aldığını görüyoruz. Özellikle 70’lerin Türkiye’sinde yaşanan sıkıntılar romanda başarılı işlenmiş. Siyasi ortam, ekonomik koşullar, aydınlar, köylüler, devrimciler birçok konuya ve gruba değinilmiş. Filiz’in eşi olan Bedri’nin köksüz bir aydın tipi olduğunu söyleyebiliriz. Filiz ise Anadolu’yu temsil eden, daha geleneksel bir rolde. Filiz mutsuz bir kadındır. Eşini sevmez, sorumluluklarını yerine getirir. Hayatın günlük koşturmacası içinde kendisi için hiçbir şey yapmaz. Varsa yoksa çocukları ve ev işleridir hayatında olan. İnsanlardan korkar, kendini kimseye açamaz. Komşu, esnaf, eşinin arkadaşları; herkesten çekinir, herkesten uzak durmaya çalışır. Ta ki karşısına Selim çıkana kadar. Hikâyeye sonradan dâhil olan Selim devrimcidir, farklıdır. Olaylar Filiz-Bedri ve Selim üçgeninde gelişir. Yine birçok yan karakter üzerinden farklı mesajlar verildiği söylenebilir. Çok detaya girerek okuma hevesinizi kırmak istemiyorum. Oktay Rifat’ın üslubuyla ilgili yukarıda bir şeyler söyledim. Bunlara ek olarak özellikle tasvir gücü benim dikkatimi çekti. İstanbul’un Boğaz semtlerini anlatırken yaptığı tasvirler başarılıydı. Hikâyenin; Çengelköy, Kuzguncuk, Üsküdar gibi denize kıyısı olan semtlerde geçmesi de anlatıma ayrı bir samimiyet katmış gibi hissettim. 70’lerin Boğaz’ı anlatılırken yazarın kullandığı ifadeler aslında onun deniz sevgisini de gözler önüne sermiş. Boğaz’ı adeta canlı bir varlık gibi ele almış, hikâyeye yedirmiş. Romanın oldukça sade bir anlatımı olmasına rağmen o şiirsel hava anlatıma farklı bir yoğunluk katmış. İyi bir şairden roman okumanın farkı da bu olsa gerek diye düşünüyorum. Son olarak romanla ilgili ufak bir uyarı yapmak isterim. Müstehcen sahnelerin olduğu bir olay örgüsüne sahip. Böyle bir hassasiyetiniz varsa okumamanızı söyleyebilirim. Genel olarak başarılı bulduğum, okumaya değer bir roman diyebilirim.
Bir Kadının Penceresinden
Bir Kadının PenceresindenOktay Rifat · Yapı Kredi Yayınları · 2019732 okunma
··
4.295 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.