Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
BENİM KARIM ÇOCUK Büyükler gerçekten daha iyi mi bilirlerdi, yoksa yeni durumlarda yeni şartlar yaratacak kadar cesaretleri olmadığından mı, sonuçları göğüslemek zor olduğundan mı gelenek dışında kararlar almak istemezlerdi? Daha bez bebekleriyle oynayacak çok zamanı olmasına rağmen neden "büyükler daha iyi bildikleri" için büyümek zorundaydı? Zaten hayatının oldukça uzun bir bölümünü "büyük" olarak geçirecek bir insanın çocukluğunun bu kadar erken bitirilmesini büyükler neden isterdi ki? #kitapalıntısı Eserde Bedriye ve Hamdi bey karakterlerinin uzun ve sancılı yaşamı anlatılmış. Eseri isminden dolayı uzun süredir okumaya cesaret edememiştim içeriğinin fazlasıyla üzücü olduğunu düşünerek, ama düşündüğüm gibi olmasa da yine içerisinde acı ve hüzün dolu olaylar yer alıyor. Yazarımızın eseri kısa olmasına rağmen kitabının içerisine koca bir yaşam öyküsü sığdırmıştır. Acılar, hüzünler ve mutluluklarla dolu bir hayat üçgeni... O yıllarda yaşananlara halen kızmaktayım. Kuma konusu başlı başına bir olay zaten... Hamdi karakterine ilk başta o kadar kızgındım ki... Daha on üç yaşında bir kız çocuğunu eş olarak istemesi bile başlı başına kabul edilemeyecek bir olay ve bu tüm toplumun kanayan yarasıdır. Adamın vermezseniz kaçırırım diye tehdit etmesi ve baş komiser olmasından kaynaklanan cesaretle aileyi cevap hakkı vermemesi, aileyi çaresiz bırakması beni üzdü. Ne güzel be, her beğendiğin kızı al gel eve... O kızın duyguları, hisleri yok mu? Henüz çocukluğunu bile yaşamamış masum bir kız çocuğu üstelik. O zamanlarda yaşamayı asla istemezdim. Bedriye arafta kalmış gibi, ne bir çocuk, ne genç kız, ne de bir kadın, o sadece çocukluğunu yaşamak isteyen bir kız. Eser gerçek yaşam öyküsü olduğu için okuma sürecinde yaşananları farklı canlandırdım gözümde. Hele, evdeki o tüneli keşfedip içine girdiğinde öyle endişelendim ki... tünel üzerine yıkılacak diye çok korktum. Hayatı boyunca inişler, çıkışlar içerisinde mücadele ederken bir de savaşın çıkması nedeni ile yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmaları çaresizliğin göstergesiydi. İlerleyen bölümlerde Mustafa’nın gelmesi ve yaptığı muzurluklar ile herkesi çileden çıkarması ve s. 122 de yapmış olduğu eylem benim yüreğimi fazlasıyla acıttı, kedinin çektiği acıyı düşündükçe çok üzüldüm. Bedriye o kadar acı dolu bir hayat yaşamış ki küçücük yaşta gelin gidip her şeye göğüs germesi, ortama uyum sağlayıp kendini yetiştirmesi bu acı hikâyeye ayrı bir hüzün katti. Bunda ilk eş Zeynep’in büyük katkısı ne güzeldi. Her kadın bir kumayı kabul etmez, belki de o yıllardaki yaşam kriterleri kabul ettirdi. Bedriye’ye hiçbir kötülük etmeden sakin bir hayat yaşamaları Zeynep’in de karakterinden olsa gerek. Son nefesinde bile ondan helallik isteyip onun yanında hayata gözlerini yumması ne kadar vicdanlı olduğunu gösteriyor. Bedriye, yazarımızın ninesi olduğu için Bedriye’nin işlediği oyalar gibi satırları ince ince işlemiş. Yorumuma bir alıntı ile son veriyorum. “Gitmek istemiyorum abla! Ben anamın saçımı örmesini, avludaki civcivlerimle oynamayı, gece senin anlattığın masalları dinlemeyi seviyorum.” #ayşenuryazıcı #benimkarımçocuk #okudumbitti #yorum
Benim Karım Bir Çocuk
Benim Karım Bir ÇocukAyşenur Yazıcı · Postiga Yayınları · 201414 okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.