Gönderi
#1001kitap~~~
*SavaşSonrası1ToplumunYazarı*
~~~Acıyan yürek sonsuza dek sağlam kalır~~~
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Heinrich Böll, 1917’de Köln’de doğar , liseyi bitirdikten sonra kitapçılık eğitimi aldı. 1939’ da İkinci Dünya Savaşına katıldı, esir düştü, 1945’e kadar özgürlüğüne kavuşamadı. Savaştan sonra hem üniversite öğrenimini sürdürdü, hem de ağabeyinin marangozhanesinde çırak olarak çalıştı. 1950’den sonra yaşamını yazar olarak Köln ’de sürdürdü. Eserleri için aldığı ödüller arasında 1967’deki Georg-Büchner Ödülü, 1972’deki Nobel Edebiyat Ödülü vardır. Alman ve uluslararası PEN Derneğinin başkanlığını yaptı. Heinrich Böll, edebiyat yaşamına öykü yazarak başlamış ve öykücülüğü hep ön planda tutmuştur. İlk çalışmalarından en nitelikli yapıtlarına kadar, Böll’ün öykülerinde keskin gözlemcilik yeteneği, çağdaş ve eleştirel düşünce yapısı, alaycılığı, insancıl yaklaşımı kendini açıkça belli eder. Böll’ ün eserleri yalnız Almanya içinde ve Alman dilini kullanan ülkelerde değil, bütün dünyada önde gelen klasikler arasına girmiştir. 16 Temmuz 1985’te öldü.
«Dokuz Buçukta Bilardo» çağın sapmış ve çözülmüş ruhlarına eğilerek, orta düzeydeki 1aile aracılığıyla, Alman kişiliğindeki suçun, kurtulmanın ve kurtarılmanın karışık yanlarını anlatıyor. Fahmel ailesinin öyküsünü üç kuşak boyunca Alman toplumu içindeki çatışmanın izdüşümü olarak sergileyerek toplum ve aile kavramına odaklanır, toplumsal durumlarla. Böll'ün faşizme ve savaşa karşı muhalefeti, başarılı Köln mimarlarından oluşan 1ailenin çocuğu travma geçirmiş asker Robert Faehmel'in hayatındaki tek 1gününde geçen diyalog ve iç konuşmalarla gelişiyor. 60 yılı aşkın 1kesiti, aile üyelerinin yaşamları aracılığıyla, uygarlığın iflas edişini ve Katolik Kilisesi'nin savaşa, zülum ve işkencelere suç ortağı oluşunu, bağışlamayı ve unutmayı reddetmek üzerine 1roman inşa eder. Dokunaklı hikayesini, sıradan hayata dönmek için mücadelesini, Almanya'nın savaş zamanı düşmanı ile karşılaşması, özel hatıralarla ve Almanya'nın ll. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinin yaralarıyla yüzleşmeye zorlar, dönemin sistemsel eleştirileri ve dini yaşamsal durumlarıyla.
«Dokuz Buçukta Bilardo», Böll'ün romanları arasında ayrı 1yeri olan çalışmalarındandır. Üç kuşağın İkinci Dünya Savaşı içindeki yaşantıları dile getirilmektedir. Koşullar, savaşın tedirginlikleri kuşakları daha dik başlı, daha yıkıcı yapmaktadır. 1ölçüde 1önceki kuşağın yaptıklarını yıkmaktadır. Çünkü yapılanların insanoğluna 1yararı dokunmadığını, tersine ıstraplara, savaşlara yol açtığını görmüşlerdir. Aynı çevrenin insanları savaş rüzgârlarıyla dağılmakta, yurtsuz yuvasız dolaşmaktadırlar. Yapıcı yıkıcı kuşakların 1çarpışması olan Dokuz Buçukta Bilardo o ortamdaki insanları anlatırken büyük 1başarıya ulaşır ve çürümüş kemikleri hâlâ titreyen 1kuşağın romanı olarak da algılanır.
Uygarlığın iflas edişini ve Katolik Kilisesi'nin savaşa, zülum ve işkencelere suç ortağı oluşunu, bağışlamayı ve unutmayı reddetme üzerine 1kitap olan "Dokuz Buçukta Bilardo" ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır, dili çok akıcı 1yazar olmasına rağmen bu kitabını okurken epeyce zorlandım oyuzden okurken incelemeyi yazmayı tercih ettim budefa :))) fakat son kısımlarda bagladiklariyla bayıldım tespitlere eğer yazarı hiç okumadiysaniz bu kitapla tanışmayin derim yazarla, normalde neden sevilmediğini anlamadığım 1yazar olan Böll her daim savaş durumlarını anlatsa da farklı konu üzerine yoğunlaşır. Dönem Almanyasının en iyi en gerçek halini yansıtan yazarın üslubunu hep sevdim genelde bu kitap 1az zorlamış olsa da :))) hep seveceğim de yazarı, külliyatını bitirmek istediğim Nobelli yazarlar arasındadır. Herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar...
~~~Tanrı belleğini kutsasın~~~
··
1,447 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.